Yılmaz ÖLMEZ
Gerçek Gazetesi
Aydın ve Denizli illeri 2007 yılında yaşanan kuraklıktan en çok etkilenen 2 komşu il oldu. Bu nedenle de her iki ilin kuraklık kapsamına alınması istendi. AKP hükümeti de bu isteğe kulak tıkayınca, çiftçi ve köylü Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatişerine olan borçlarını ödeyemedi. İyice borç batağına saplanan çiftçi bu defa devletten borç yapılandırılmasına gidilmesini istedi, fakat AKP hükümeti bu isteğe de kulak tıkayınca üretici de özel bankalardan aldıkları kredilerle Ziraat Bankası"na olan borçlarının bir kısmını ödeme yoluna gitti. Fakat özel bankalardan kredi çekemeyen, ya da yeterli krediyi temin edemeyen üreticiler Ziraat Bankası"na olan borçlarını ödeyemedi. Bir yandan küresel ısınma, bir yandan da global kriz kıskacında kalan üretici adeta kaderine terk edildi. Son bir yıldır posta görevlileri değim yerindeyse köylere sarı zarf taşına rekoru kırdı. Bankaların yaptığı tebligatların ardı arkası kesilmezken, zaten gırtlağına kadar borç batağında olan üretici borcunu ödeyemedi. Bununla birlikte de Aydın'ın dört bir köşesinden intihar haberleri gelmeye başladı. Söke'de son 6 ayda 5 kişi intihar ederken, son olarak Germencik ilçesine bağlı Üzümlü Köyü"nde muhtarın intihar ederek yaşamına son verdiği öğrenildi. Borçlarını ödeyemeyen üretici tarla, traktör ve evlerini satışa çıkarmasına rağmen alıcı bulamadı. Herşeyi akışına bırakan çiftçinin sonunda korktuğu başına geldi ve Ziraat Bankası icra takibi için avukatlarını görevlendirdi. Ziraat Bankası"ndan 11 bin lira kredi çektiğini söyleyen İsafakılar Köyü sakinlerinden Hayrullah Sarıkaya son 2 yıldır kuraklık nedeniyle incir elde edemeyince borcunu kapatamadığını söyledi. Ziraat Bankası da icra takibi başlatılması için dosyayı avukatlarına sundu. Geçen ay içerisinde icra takibiyle karşı karşıya kalan Sarıkaya borcunun 17 bin liraya yükseldiğini öğrendi. İcra memurları 17 bin liralık alacaklarına karşılık zeytin bahçesini satışa çıkardı. Bahçesinin yok paraya gittiğini söyleyen talihisiz köylü, "Nerede bu ülkeyi yönetenler, Atalarımızdan kalan arazilerimizi Yunan Bankaları alıyor. Bize kim sahip çıkacak" diyerek öfkesini dile getirdi. Sarıkaya, "Kuraklıktan dolayı yeterince ürün kaldıramadığım için masraşarımı dahi karşılayamadım. Bu kötü gidişe bir de eşimin hastalığı eklenince, elimdeki avcumdaki paraları tedavi için harcadım. Borcumu ödeyip te eşimi ölümemi terk edeydim? Benden bunu mu istiyorlardı? 11 bin lira olan borcumun üzerine 7 bin lira daha eklendi. Bunun üzerine de zeytin bahçemi satıp borcumun tamamını kapattım. Bahçe yok paraya gitti. Şu anda param olsa 50 bin lira verip bahçemi geri alırdım. Çünkü bu bahçenin manevi değeri de çok yüksek. Köyümüze hemen hemen hergün icra memurlarının birisi gelip, birisi gidiyor. Yaşanan kuraklık belimizi bükerken, bizi yönetenler görmezlikten geldi" dedi.
Sarıkaya'nın içinde bulunduğu aynı sıkıntıyı yaşadıklarını söyleyen bir çok köylü, "Bir yanda intiharlar, bir yanda ölüme kadar uzanan kavgalar aldı başını yürüdü. Kısa bir süre önce borcundan dolayı bunalıma giren Üzümlü Köyü"nün muhtarı intihar etti. Yine icralık olan bir arazi el değiştirirken köylüler birbirine girdi. Bunun sonu nereye dayanacak? Bizim sesimizi kim duyacak? İnsanlarımız artık evlerini terk etmeye başladılar, boşanmalar arttı. Hiç bir siyasi gelip bizim derdimizi dinlemiyor. Borcumuzu ödemek için tarlamızı, bahçemizi satışa çıkarmamıza rağmen alıcı bulamıyoruz. Çiftçilerin arazileri artık bankaların elinde. Çünkü tüm tapular ipotek altında. Başbakan'ın damadı kamu bankasından yüzde 3 faizle kredi alırken, çiftçi yüzde 30 faizle özel bankalardan kredi almaya çalışıyor" dediler.