Söke’de nasıl zengin oldum.
“Gerçek insan, bir şeylerin sahibi olan insan değil, kendisi bir şey olan insandır.” (Karl Marks)
1994’ün 3 Ocak’ında Ankara’da emekli oldum. 250 milyon emekli ikramiyesi aldım. Söke’deki evimi de (Kooperatifle 10 yılda almıştım) 300 milyon liraya satıp, 4 arkadaş 1 milyarlık bir şirket kurarak, okul arsası almaya karar verdik ve 15 Ocak 1994’de Ankara’dan Söke’ye döndüm. Arsa aramaya başladım. Bu arada Söke Milli Emlak şefliğinden, hazine arazilerini devletin satışa çıkarabildiğini duydum. Gittim, görüştüm. Orada hazine arazisinden alabilmek için genel müdürlüğe başvurup, arazinin ihaleye çıkarılmasını istedim. Bu işlemlerin de ancak Eylül-Ekimi bulacağını öğrendim. Öyleyse şirket için üstlenmem gereken parayı (% 40 için) 48 bin Alman markına çevirip, bankaya yatırdım. 48 bin mark tutan emeklilik ve sattığım evin parasını 20 Ocak’a kadar bankaya koymuş oldum. 24 Mart kararları ile 3’e daha sonrada 4’e katlamıştı. Böylece benim param 1,5 milyarın üzerine çıkmış, zengin olmuştum. Daha sonra Eylül’de ihalesine girerek bu yeri aldığımızda paranın 20’de 1’i ile önce bu arsanın birini, 1 yıl sonra da 2. Parçayı (% 40’ı benim olmak üzere) aldım. Sonrada bu paranın çok az bir kısmıyla sattığım ev yerine başka bir ev aldım. Sonra da 1995’de Didim’de bir dershane açtım. 2. yıl sonunda dershaneyi zarar ederek kapattım.
Aldığımız bu arsalara mevzi imar isteyerek, jeolojik sondaj yaptırdık. Ben hep % 40 isabet eden paraları ödüyordum.
2002’ye geldiğimizde şirketi feshederek, tapuları şahıslara dağıttık. Ha bu arada kardeşimin birinin Söke’de olması nedeniyle % 10”unu onun üstüne yaparak, yardımcı olmasını istemiştim. O zaman “Ben memurum” diyerek bu hisseye itiraz eden kardeşimi, “manevi anlamda yardımcı ol, öyle bir sıkıntı olursa devrini yaparız, çekilirsin” demiştim. Ancak 2002’de oyunbozan davranarak, imzadan imtina ettiğini gördüm. O gün Söke’de toplanmış olan ortaklar ise – Toplandık şimdi, işimiz bozulmasın- diyerek bu kişinin çıkarılmasını daha sonraya bıraktık. O gündür bu gündür bu semte uğramayan bu kardeş, 2002 şirket feshinden sonra ise 13 yıl bu yerlere hiçte uğramadı.
2002’den sonra fesh olan şirketin sahipleri olarak, 13 yıl bu yerlere gerek imarıyla gerekse jeolojik sondajlarıyla ilk alındığından daha çok para ödedik.
Her neyse bu yerlerin imarıyla birlikte büyük paralar edeceği dillendi ve söylendi. Şimdilik ben böyle bir zenginim. Fakat bu paraya bakın kimler sahip çıkıyor. Başta babam olmak üzere (Almanya”da 13 yıl kalmıştı, şu anda 90 yaşında, 88 yaşındaki anamla Söke’de yaşıyor.) “Ben bu paraları Almanya’dan gönderdim, sen bu paralarla zengin oldun.” diyor. Almancı kardeşim, benim gönderdiğim paralar diyor. Buradaki öğretmen kardeşlerim, bizim paralarımızla zengin oldu, diyor. Siyaseten yardımcı olanlardan, partililerden, yetkililerden ve benzerlerinden sahip çıkanları mı ararsın. Tek neden, tesadüfen paramı marka çevirip, yatırmış olmamdı. Oysa ben hariç hepsinin ev, arabası var. 2 tanesinin hem Didim’de ve Söke’de rezidansları var. Bense Ankara’da çocuklarımın kirasını verdiği evde oturup, torunlarımla ders çalışıyorum.
Ama tüm bunlara rağmen, (O yer para etmiş ya..) ben zenginim, onlar mazlumları ve zavallılığı oynamaya devam ediyor. 68 yaşındayım. Bir defter, bir kalem, bir çanta ve 1.800 TL maaşla zengin yaşıyorum.