"YÜKSELEN YENİ NESİL"

MUSTAFA AÇICI

Alçak basınç, yüksek basınç arasında gidip gelen hava akımları, kimi gün yağmuru, fırtınayı getirmekte, kimi gün ise, güneşli güzel günleri. Karayelin kasıp kavurmasının ardından, lodosun ılık hırçınlığı. Sonra bir durgunluk, sezsizlik. 

Günümüz bireysel çıkar politikasında insanlarımız da hava akımlarına benzemiş durumda. Birgün bakıyorsunuz sağda, diğer gün solda. Ya da merkezde, başka bir fraksiyonda. Yelpazenin neresindesiniz diye sorduğunuzda. Yelpazede ne? diye yanıt verenler çoğunlukta. Küçük topluluklarda bile toplumun yansımasını görebiliyorsunuz. Geçenlerde barodaki küçük sohbetlerimizin birinde, arkadaşın biri dediki; artık sağ ve sol kaldı mı? 80 sonrası yetişen a politik bir kuşaktan. Ama aslında politik. Küresel sömürü içerisinde kendisine yer kapmaya çalışan bi kuşaktan. Kapitalizm savunucusu, bireyci. 

Hava akımlarına benzemiş insanlarımız. Kapitalizm, küreselizm rüzgarlarının savurduğu her yöne gidiyorlar. 

Bir bakıyorsunuz solcu demokratik, bir bakıyorsunuz yeni hareketçi. Bir bakıyorsunuz yavruvatancı, bir bakıyorsunuz akçı. Bir saat önce militarizme karşı, bir saat sonra darbeci. Sokaklarda etnik kökenci, kürsülerde demokrat. Dün kapitalizm düşmanı, bugün anamalcı. 

Neredeyse rüzgarın savurmadığı insan kalmamış gibi. Şaşkın ördek misali herkes bi yana uçmuş. Öyle görünüyor ki, 80 sonrası savruluş devam ediyor. Kim nerde, kiminle duracağını daha belirleyememiş

Oysa, dönen dünya içerisinde geçen zaman sadece kapitalizme yaramış. En buhranlı dönemlerinde bile toplumsal muhalefet oluşamamış ve kapitalizmin kendisini yeniden toparlamasına fırsat sağlanmış durumda. 

Küresel sermaye savunucuları, kendi emeklerini/toplumsal emeği savunmak yerine Küresel rüzgarların peşine takılmış gidiyorlar. Aynı türden onlarca parti kuruluyor. Aynı türden binlerce insan bu partilerde yer kapmaya çalışıyor. Aynı türden milyonlarca insan aç biaç sokaklarda dolaşıyor. 

İşsizlik çoğalıyor, varsılla yoksul arasındaki uçurum artıyor, savaşlar tükenmiyor, çocuk ölümleri sonlanamıyor, 

Küreselci AKP iktidarında, 60.000 çocuk sokaklarda yaşıyor. Küreselci AKP iktidarın da 1657 çocuk, kaçırılmış bulunamıyor. 

Küresel AKP iktidarında suç işleme oranı o kadar artmış ki, Cezaevleri yetersiz kalıyor. Küreselci AKP iktidarında varsıllar çoğalırken yoksulluk derinleşiyor, 

Tekel işçilerinin, emekçilerinin sorunu öteleniyor, 

Küreselci AKP iktidarında parasız ve eşit eğitim yerine, dershaneler ve etüt merkezleri çoğalıyor, çocuklarımızın robotlaştırılması sürüyor, sağlıklı yaşam için spor derken beden eğitimi dersleri haftada 1 saate indiriliyor. Müzik ve resim dersleri seçmeli hale getirilirken din dersinin zorunluluğu devam ediyor. Özgür akıl yerine, tutucu bağnaz-akıl yetiştirilmesi sürüyor. Oldu olacak dershane ve etütlere de zorunlu din dersleri konulsun. 

Kısacası 80 sonrası yaratılan kuşağın a politikliğinin yarattığı bireyseIci/ çıkarçı davranma politikliği içerisinde sağını ve solunu bilmeyen toplum yaratılarak emek sermaye çelişkisi unutulmaya, toplumlar uyutulmaya çalışılıyor. 

Bu uyutulma sonucunda değişim adı altında tutuculuk, demokrasi adı altında ise çoğunluğun diktası halklara dikte ettiriliyor.