YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE EV KURMASINLAR

ALİ GENÇLİ

 

 

          Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

          Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler

          Annesinin bir tanesini hor görmesinler

 

                                              

                                               Uçan da kuşlara malum olsun

                                               Ben annemi özledim

                                               Hem annemi hem babamı

                                               Ben köyümü özledim

 

                                                                           

                                                                            Babamın bir atı olsa binse de gelse

                                                                            Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse

                                                                            Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse

Trakya ilçelerinden Malkara’nın bir köyünde Zeynep adında güzelliği dillere destan bir kız yaşamıştır. Günün birinde, Zeynep´in köyünde büyük bir düğün olur. Bu düğüne çevre köy ve kasabalardan insanlar gelir. Oyunlar oynanır, eğlenceler yapılır. Köy geleneklerine göre,  gösterilerin en önemlisi de at yarışlarıdır.

Tesadüfen bu  köye yolu düşen ve üç gün üç gece at sürüp uzaklardan gelen Ali adlı bir  genç iyi bir at yarışçısıdır. Ali ile Zeynep düğün gecesinde bir ara göz göze gelir. Bu bakışmalardan çok etkilenen ve yüreğine sevda ateşi düşen Ali köyüne döner. Yemeden içmeden kesilir. Durumu merak eden büyükleri zorlayınca Ali durumu babasına açar. Karar alınır ve aile büyükleri ile Zeynep´i istemeye gelirler. Kız babası-anası kızlarını uzak yere vermekte biraz isteksiz davransalar da  bir süre sonra Ali ile Zeynep’in  düğünleri olur. Nasıl olduysa ve nedense  Zeynep düğünden sonra yedi yıl ailesin, kardeşlerini ve köyünü göremez...

Yaşanan olumsuzluklar ve huysuzluklar yüzünden, yalvarmaları boşa giden Zeynep´in yüreğindeki hasret günden güne büyüyerek çekilmez duruma gelir. Zeynep artık türkülerle avunmaya çalışır. Kendi kendine türküler yakmaya başlar. Köydeki kına gecelerinde, düğünlerde söylediği türkülerden gelinler, kızlar çok etkilenir. Zeynep´in gelin gittiği ev  köyün en yüksek tepesindedir türkülerini oradan söyler. Kocası Ali hayırsız çıkmıştır,  Zeynep´in köyüne duyduğu hasrete aldırış etmez..

Zeynep kocasının bu tutumundan yataklara düşer... Sonunda köy halkı Zeynep´in anne ve babasının gelmesine karar verir, kocasının da baska çaresi kalmamıştır ..

Uzun yolculuktan sonra Zeynep´in anne ve babası gelirler.. Zeynep son nefesinde yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar türküsünü anasına babasına mırıldanır. Çevresindeki tüm insanlar duygulanıp göz yaşı dökerler.

Hasretini biraz olsun gideren Zeynep için çok geç kalınmıştır. O bir daha yataktan kalkamaz. Türküsü de o günden bu güne söylenip durur.                                                                       

  ( 2001-Araştırma:Ali Gençli)