Telefonda tiz bir hanım sesi;
- Nokta Nokta Banktan arıyorum, efem Bankamıza ait çok avantajlı kredi kartı, adresinize gönderilmiş, ancak adreste bulunamadığınız için iade edilmiş bulunmaktadır. Lütfen bu çok avantajlı kredi kartımızı size ulaştırabileceğimiz adresinizi verir misiniz?.. Ayrıca konuşmalarımız hizmet kalitesi amacıyla kaydedilmektedir, efem
- Ama hanımefendi, sizin Nokta Nokta Bankınızda benim herhangi bir hesabım yok
Kız, sözü dudağımızın aralığında kesiyor ve devam ediyor;
- Güvenliğiniz için annenizin kızlık soyadının ilk iki harfini söyler misiniz?.
- Hanımefendi benim bankanızla hiçbir ilişkim yok. Kredi kartı başvurum da yok.
- Efendim bu avantalı kartımızı bir deneyin, lütfen. Çok karlı çıkacaksınız.
- İstemiyorum kardeşim, istemiyorum. İs-te-mi-yo-rum!..
- Yardımcı olabileceğim başka bir konu var mı?
- Yok, hayır yok Kesinlikle Y-O-K!...
Te-Ve ekranında bir başka kız haberleri okuyor;
- Zonguldak Maden İşletmeciliği 3.000 yeni maden işçisi alacağını açıklayınca talep, 37.000 kişiye ulaştı. İş talebinde bulunanların önemli bir kısmı üniversite mezunu Yapılan fiziki testlerde, başvuru sahiplerine 25 kilo ağırlığında ve 4 metre boyunda kalın kalaslar taşıttılar; insanların dayanıklılıklarını ölçtüler. Bu testleri başarıyla geçen 20.000 kişi ise, sonunda kura ile elenerek, işe alınacak 300 kişi belirlendi. Dünyanın en ağır iş kolu olan maden işçiliği Falan!
Ekrandan ister istemez çeviriyorum bakışlarımı
Gazetedeki bir küçük habere ilişiyor bakışlarım.
Haber şu:
- Bir önceki yıla oranla kredi kartı aracılığı ile yapılan harcamalar % 45 arttı.
Kredi kartlarının alış-verişte değil, daha çok nakit çekim aracı olarak kullanıldığını ortaya çıktı.
2012 yılında kredi kartı sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 35 arttı.
Evet Bu rakamlar ülkemizde yaşanan trajedinin en açık göstergelerini sergilemektedir.
Bankalar, kredi kartlarını sorumsuzca yaygınlaştırmakta...
İşsizlik baş döndürücü bir hızla artmakta
Ve biçare insanlar bir kredi kartının borcunu, ötekinin limiti ile ödeyerek, yaşadıklarını sanmaktadırlar.
Hükümet ise, banka patronlarından sermayelerini artırmalarını talep etmekte ve yeni sermaye girişlerinin sorgulanmayacağını, [daha açık bir ifade ile] kara-paranın serbestçe ülkeye sokulmasına izin verildiğini açıklamaktadır.
Ülke almış başını karanlık ufuklara doğru hızla yol almaktadır.
Bu ülkeyi tekrar rayına oturtacak halk desteği hangi oluşumlar içinde kendi gücünü tüketip, yitirmektedir?..
İçerideki cephe suskunluğunu ne zaman bozacak ve ne zaman ülkenin kaderine egemen olacaktır?..
En iyisi evden telefonu ve televizyonu söküp atmak ve hiç gazete okumamak!..
Yoksa, sadece o harikulade dizileri mi seyretsek?..
Zaten istedikleri, kurguladıkları, uğruna avuç dolusu para döktükleri hedef ya da amaç da bu değil zaten?..