YILIN BAŞINA DOĞRU...

FARUK HAKSAL

Ne olmuş?
Hazreti İsa doğmuş.
Birileri günleri, haftaları, ayları saymış; Dünya'nın Güneş etrafındaki devinimini gözden geçirmiş ve "Miladi" adı verilen takvim çeşidini icat etmiş. İnsanların bir bölümü de zamanın bu yöntemle fişlenip, kayda geçirilmesini kabul etmiş.
Ve böylece 2 gün sonra yılbaşı!..
-    Yeni yılınız kutlu olsun...
Bir başka bölüm insan ise, "Hicri" adını verdikleri diğer bir zaman fişleme aracını öne çıkartmışlar ve takvimlerini Hazreti Muhammet'e dayandırmışlar.
Ama iki takvimin arasında süre farkı var. Hangisi doğru?
-    Olsun, diyor Müslümanlar; bizi ilgilendirmez.
Zaten Hıristiyanların da umurunda  değil.
Bu noktada tek gerçek var: Böylece geçip gidiyor hayat...
Birer birer geçiyor yıllar: Gerçekten umurunda olan beden, beyin, dimağ ve hatıralar...
İster Miladi olsun, ister Hicri, yıllar katlanıyor üst üste...
Saçı beyazlatıyorlar, alnı kırıştırıp, nüfus kâğıdını eskitiyorlar.
Seyrettiğim bir filmde polis, yaşlı bir profesöre intihar eden kızı soruyor ve bu kadar kültür ve yaş farkına rağmen arkadaşlıklarının hangi nedenle sürdüğünü soruyordu. Kültürün doruğunda yaşayan profesörün yanıtı ilginç:
-    Beni geçmişe götürüyordu. Her şeye yeniden başlama imkânını taşıyan o ana...
Evet, yanıt ilginç ve düşündürücü.
Ama insan düşününce verilen yanıtın eksik, hatta doğru olmadığı sonucuna varıyor
Çünkü, her şeye, her an, yeniden başlanabilir.
Değil mi ki, insanda o bilinç, o enerji ve o bilinci pusula yapmış bir dinginlik olsun...
İşte bu noktada Varoluşçuluk felsefesinin o önemli önermesine varıyoruz:
-    Varoluş özden önce gelir!
-    İnsan; özgürlüğün kucağına bırakılmış ve özgürlüğe mahkûm bir varlıktır. Özgürlüğü; insana mutluluk vermese de, onu oluşturan tek şeydir. 
-    İnsan özgürlüğü ile hiçliğe ulaşır ve hiçlikle de kendi özünü oluşturur. İnsanın önceden belirlenmiş bir özü yoktur. İnsan, dünyaya önceden tasarlanıp/ belirlenmiş bir özle gelmediği için kendi özünü, özgür seçimleriyle sonradan kendisi yaratır... 
-    Yani... Yani, "varoluşçuluk özden önce gelir."
İşte böyle.