* Gözaltılara tepki
Cumhuriyet Gazetesi'nin başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir ve Adana binalarının önü yurttaşlarla dolup taştı. Gazetenin bahçesinde toplanan binlerce yurttaş, "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganını atarak Atatürk'ün Şişl ...
* Avrupa anlamadı
Merkezi Almanya'da bulunan TAM Vakfı Direktörü Prof. Şen, Selçuk'un gözaltına alınmasının anlaşılabilir bir iş olmadığını belirtti. Türkiye'deki gelişmelerin Avrupa'da yeterli şekilde anlaşılmadığını da vurgulayan Şen, bunun için Avrup ...
* İşkence
İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk ve 11 kişinin gözaltına alınmasını "hukukun siyasallaşması" olarak değerlendirirken, toplum tarafından bilinen kişilerin, gece yarısı gözaltına alınmasını anlamakta g ...
* Poliste Fethullah
Cumhuriyet Gazetesi'ni ziyaret eden CHP Genel Sekreteri Önder Sav, çete bağlantısı iddiasıyla sorgulanan Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk'un böyle bir suçlamanın en son yapılabileceği insan olduğunu belirtirk ...
* Başbakan tehdit ediyor'
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel, Türkiye'nin iki kırmızı çizgisi bulunduğunu, bunlardan birincisinin pozitif hukuk esasına dayalı devletten din esasına dayalı devlete geçme tehlikesi, ikincisinin ülkenin bütünlüğünün tehlikeye ...
* Hitler de yüzde 40
Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Akaydın, Başbakan Erdoğan'ın her fırsatta yüzde 47 oy oranını dile getirdiğini, ancak yüksek oyun demokrasi anlamına gelmediğini belirterek Hitler ...
* GÜNDEM Mustafa Balbay
Cumhuriyet'le Hesaplaşma! Binlerce okur mesajından biri şöyleydi: "Gazetemi açtım, İlhan Selçuk 'un sütununu bembeyaz görünce bir an kendimi boşlukta hissettim. Sahipsiz olduğumuzu düşündüm, ağlamaya başladım..." Cumhuriyet okurlarının İlhan Selçuk ...
* İlhan Selçuk serbest
PERİNÇEK İÇİN EK SÜRE İSTENDİ "Ergenekon" operasyonu kapsamında sabah baskınıyla gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, sevk edildiği İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığı'nca serbest bır ...
***
Yukarıda, gazetelerden yaptığım alıntılardan da anlaşılacağı gibi, Türkiye'de ortalık toz duman!
Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Prof. Kemal Alemdaroğlu ile birlikte 12 kişinin gözaltına alınmaları ortamı gerdi. Binlerce insan tepkilerini göstermek için Cumhuriyet Gaetesi'ne akın ettiler.
Sivil toplum örgütleri, basın-yayın kuruluşları gözaltıları kınadılar.
Gazete, televizyon ve radyo yorumcuları, 12 kişinin gözaltına alınış şekillerini en ağır şekilde eleştirdiler.
Avrupanın gözaltılara yaklaşım, ses getirecek düzeyde olmamasına rağmen mağdurlara destek yönündeydi.
Mualefet iktidara yüklendi.
2007 genel seçiminden yüzde 47 oy oranıyla 1. çıkan AKP, Hitler'in yüzde 40 oy alarak iktidara gelen partisine benzetildi.
Türban, AKP'nin kapatılması için açılan dava, ekonomi derken gözler biranda gözaltılara çevriliverdi.
***
Gerçekten de iddia edildiği gibi gözaltılar intikam amaçlı mı?
Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş'ın iddiaları insanın kanını donduracak cinsten!
Vural Savaş'a göre; Fethullah Gülen düğmeye basmıştı. Selçuk, Alemdaroğlu ve Perinçek'i yargı ile emniyetin içine sızan Fethullahçılar gözaltına aldırdılar yani misilleme yaptılar...
Gülen Cemaati Türkiye’de bu kadar söz sahibi mi?
İnternette biraz araştırma yaptık. Fethullah Gülen'in (aralarından kara kedi geçmeden önce) bir numaralı adamı Nurettin Veren'in web sayfasına girdik. Gülen'in bir zamanlar sağ kolu olan, 30 yıl birlikte çalışan, sırdaşı, yedikleri-içtikleri ayrı gitmeyen Veren'in açıklamalarını ve iddialarını inceledik. Gülen ile araları açılan Veren, sitesinde çok şeyler söylemekle kalmıyor belgelerde sunuyordu. Hatta Vural Savaş'ın iddialarını doğruluyordu da...
Nurettin Veren'in bazı televizyon kanallarında yaptığı açıklamaları var ki, Cumhuriyet Türkiyesi'nin temellerine nasıl dinamit yerleştirildiğinin en somut kanıtı.
Rejime karşı yıllar öncesinden sistematik olarak başlatılan çalışmalar bugün meyvalarını vermeye başlamış. Veren'in sitesinden indirdiğimiz "komplolar ve suç ortakları" adım adım gelen tehlikenin sinyali olarak görülüyor.
***
Laik düzeninin yavaş yavaş nasıl yok edilmeye çalışıldığı herkes tarafından çok iyi bilinmesine rağmen kimse kılını kıpırdatmamaktadır. Çünkü, Türkiye ne İran olur, ne de Afganistan düşüncesi halkımız tarafından kabul görmektedir. Türk halkı bu yanılgı ile yaşarken, Atatürk düşmanları ellerini günden güne güçlendirmişlerdir ve daha da güçlendireceklerdir...
***
Fikir ayrılığından öte, çıkar ve menfaat çatışması nedeniyle birbirlerine düşman olduktan sonra Nurettin Veren'in yapmış olduğu açıklamalardan daha önemlisi Fetullah Gülen'in bizzat yaptığı açıklamalarıdır...
Gülen Cemaati'nin lideri Fetullah Gülen'in Müdafaa-i Hukuk Gazetesi'nin 19 Mayıs 2000 tarihli sayısında çözümü yayınlanan ve kasetle belgelenen talimatları şöyle:
TAVSİYELERİ
"Toprağa tohum atmak görevimiz... Ben meseleyi istiare yoluyla anlatıyorum, siz tohum, toprak ve güneşi içtimai platformlarda değerlendirin... Dengeli bir hizmet eri, söyleyeceği şeyleri hemen söylemez. O bilir ki, söylenmesi gereken herşeyi şimdi söylerse, kendisine hayat hakkı tanımayanlar çıkabilir. Bugün devrin gerektirdiği şartlar ve hizmetin stratejisi açısından, bir yanağına vurana öbür yanağını çevir, karşılık verme, sokağa dökülme diyorsak... İleride inşallah Muhammedi zemin tam oturacak ve renk bütün renklere hakim olacaktır. Denge gözetilmediğinde, hezimet ve mağlubiyetin kaçınılmaz olduğu şartlarda kahramanlık gösterisi sadece ihanettir. Bugün bu sahip olduğumuz bütün müesseseler; bir dönemde yokluğun bağrına atılan bir küçük çekirdekten meydana gelmiş devasa bir ağaca benzetilebilir. Demokratik sistemin nimetlerinden istifade ederek, üzerimize düşen, düştüğü halde yıllarca ihmal edilmiş vazifeleri yerine getirmek mecburiyetindeyiz...
SİVRİLMEYİN ve İLERLEYİN
Adliye’de, Mülkiye’de veya başka bir hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti, öyle ferdi mecburiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına o ünitelerde garantimizdir. İstikbale yürümek için, sistemin püf noktalarını keşfedin... Hâlâ bu sistem devam ediyor... İster Mülkiye'de çalışan arkadaşlarımız olsun, ister Adliye'de çalışan arkadaşlarımız olsun herkes için söz konusudur bu. Sivrilmeden, mevcudiyetinizi hissettirmeden çok ilerilere gitme... Erken vuruş diyeceğim çıkışlar yaparlarsa, dünya Cezayir'deki gibi başlarını ezer. Zayiata meydan verilmemeli...
Başka kuvvetler var bu ülkede. Değişik kuvvetleri hesap ederek, böyle dengeli, dikkatli, tedbirli, temkinli yürümekte yarar var ki, geriye adım atmayalım... Anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize çekmeden her adım erken... O kuvveti temsil edeceğiniz şeyler elinizde olacağı ana kadar, Türkiyedeki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize çekinceye kadar her adım erken sayılır...
Kuvvet dengesi yoksa kuvvete başvurmayınız. Çok iyi planlayacak, ona göre yürüyeceksiniz...
HAKİMLERİ KİRALAYINIZ
"İcabında mahkemelerin altını üstüne getireceksin, avucuna alacaksın; arkadaşlara diyorum ki, sen bin vereceksin geriye belki biri dönecek. Bu dershaneler de müsait, destekleriz. Bir milyar vereceksiniz, 10 milyonluk tazminat davası alacaksınız. Yani önemli olan mahkûm ettirmektir. Avukat tutacaksınız, hakim kiralayacaksınız..."
***
AKP'nin 2000 yılında tek başına iktidar olması sonrasında geçen yıllarda günümüz Türkiyesi'nde polis teşkilatındaki Fethullahçı örgütlenmenin benzeri İstanbul, Ankara ve Van'da tamamlanma aşamasına gelmiştir...
Şemdinli İddianemesi, Ergenekon Yaygarası son gelişmelerdir.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan düzeyinde çalışmaları destek gören Fetullah Gülen, henüz kuvvet dengesi oluşmadığı için anlaşılan o ki, şimdilik kuvvete başvurmamaktadır. Talimatlarından da anlaşılacağı gibi, Türkiye'ye şeriat düzenini getirme yolunda çok iyi planlar yapılmakta ve ona göre yürünmektedir.
Sözün özü; Türkiye, İran olma yolunda emin adımlarla yürüyor...
Yaşasın Türkiye İslam Cumhuriyeti!!!