YARGI BAĞIMSIZLIĞI

FARUK HAKSAL

 

Yargının bağımsızlığı soyut bir kavram değildir.

Eğer gerçekleri konuşuyorsak, açıklıkla ifade edelim:

- Yargının tarafsız olması asla mümkün değildir!..

Neden değildir?

Çünkü yargı bir “devlet”in “organ”ıdır…

O devletin ideolojisi, temel esasları ve Anayasal ilkeleri ne ise, yargı erki, bunları koruyacaktır…

1919’larda Osmanlı Devleti Mustafa Kemal’e idam hükmü vermiştir.

Aynı yılların devamında Ankara’nın yargısı Vahdettin’i idame mahkum etmiştir.

Biri, Osmanlı’nın ümmet yargısıdır; öteki Milli Devlet’in Cumhuriyet yargısı…

Yaşanan süreçte padişahlık Cumhuriyet güçleri tarafından yok edilmektedir…

İçinde bulunduğumuz süreçte ise, yargı gücü ya Cumhuriyet’in hukukunu uygulayacaktır ya da Cumhuriyet değerlerini kemirme uğraşı içinde olanların hukukunu…

Bir başka deyişle yargı, Cumhuriyet karşıtı güçlerle ile Cumhuriyet değerlerinin savunucuları arasındaki çatışmada tarafsız kalamaz… Yargısının bu konuda bir seçme özgürlüğü mevcut değildir.

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumları, Cumhuriyet’i korumak ve kollamakla yükümlüdür.

Türk yargısında “savcı”nın adı, Cumhuriyet Savcısı’dır!

Yargının bağımsızlığı ancak yurttaşlar arasındaki uyuşmazlıklarda söz konusu olabilir. Başka bir deyişle yargı organları, önüne gelen bir menfaat uyuşmazlığının tarafları karşısında tarafsızdır.

Cumhuriyet değerlerinin korunması noktasında savunulacak soyut ve şekli bir “tarafsızlık” görüntüsü, Cumhuriyet karşıtı güçlerin çabalarına ağırlık vermek anlamına gelir.

Cumhuriyetin ordusu Cumhuriyet’i koruyacaktır.

Cumhuriyetin milli eğitimi Cumhuriyet’i koruyacaktır.

Cumhuriyetin yargı erki de, Cumhuriyet Hukuku’nu uygulayacak; O’nu koruyacak ve en etkin biçimde uygulayacaktır!..

Kaynağını “Psikolojik Savaş” yöntemlerinde bulan entel/dantel söylemlerin Türkiye’nin gündemine bulaştırdıkları “demokrasi görüntülü propaganda”nın sözünü ettiğimiz gerçeklerin üstünü örtmesine izin verilmemelidir…

Hiçbir Devlet, kendisini ayakta tutan temel esasların dinamitlenmesine izin veremez. Kendisini meydana getiren bu esasların kendi varlığını yok etmek için kullanılmasına göz yumamaz.

İnsan hakları, demokrasi, özgürlük ve yargı bağımsızlığı gibi kavramların genç ve körpe dimağlarda çağrıştırdığı olumlu izlenimlerden yararlanılarak, yurttaşı, mensubu, vatandaşı ve mücahidi olduğumuz bu güzelim ülkenin dibinin oyulmasına izin verilemez…

Seyirci kanılamaz!..

Üzeri ne kadar örtülürse örtülsün, sürdürülmeye çalışılan bu yöndeki demokratik görünümlü  “kalkışma”lar karşısında –asla- tarafsız olunamaz!..