GÜLSÜM TUNA / Gerçek Gazetesi
Eğitimsen Söke Temsilciliği Başkanı Hayri Yaptaterek, yazılı basın açıklamasında Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)’nin çürüyen düzeninin ömrünü bir gün daha fazla uzatmak için her türlü akıl dışı, anti demokratik, baskıcı ve faşizan uygulamaları ha yata geçirdiğini belirtti.
Hukukun ayaklar altına alındığını, yargının kuşatıldığını ve basının teslim alınmak istendiğini belirten Yaptaterek, “Yıllardır eğitim kurumlarını “şirket” gibi yönetip, okullarımızı “ticari işletme” haline getiren MEB, başta yandaş sendika üyesi olmayan, okul müdürleri olmak üzere, bugüne kadar eğitimde yaşanan piyasa merkezli dönüşüm sürecinin karşısında engel olarak gördüğü okul müdürlerini tek tek tespit ederek görevden almıştır. Onlar AKP’nin memuru olmamızı istemektedirler. Bu süreçte müdür ve müdür yardımcılarının onurlarıyla oynayarak, baskıyla, şantajla yandaş sendikaya üye yapmışlardır. Onurlu davranan, dik duran yöneticilerin görevlerine son vermişlerdir.
Başından sonuna siyasal kadrolaşma operasyonu olarak gerçekleştirilen eğitim yöneticilerinin değerlendirilmesi ve görevlendirilmesi uygulamaları, hukuktan, adaletten ve objektiflikten yoksundur. MEB okul müdürlerin değerlendirilmesi sürecinde çok sayıda okulda ‘YANDAŞA teslim’ görevlendirmeler yapmıştır.” dedi.
Temmuz ayında yapılan değerlendirmelerle Söke’de 15 okul müdürünün görevlerinden alındığını belirten Yaptaterek, “Hepinizin bildiği gibi Temmuz ayında yapılan değerlendirmelerle ilçemizde 15 okul müdürü görevlerinden alınmıştı. Fatma Tüzzehra Orhun Anadolu Sağlık Meslek Lisesi müdürü Serkan Ceylan’da bu arkadaşlarımız arasındaydı. Üyemizin ve sendikamızın girişimleri sonucu arkadaşımız gerekli yasal haklarını kullanarak Aydın Bölge İdare Mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı almıştır. İdare bu yürütmeyi durdurma kararını yeniden puanlama yapılmasına yorumlayıp üyemiz hakkında tekrar değerlendirme tesis etmiş ve yargı kararında ‘yapılan işlemin açıkça hukuka aykırı’ olduğu belirtilse de özellikle İlçe Milli Eğitim Müdürü Ünat Aydın ve Şube Müdürü Ömer Şimşek tarafından hiçbir objektif kritere, bilgi ve belgeye dayanmadan, yine düşük puanlar verilerek görevine iadesi engellenmiştir.
Buradan kamuoyuna açıkça sesleniyoruz; Yargı kararı tanımazlık artık görevlendirme ile İlçe Milli Eğitim Müdürü olan Ünat Aydın gibilerine kadar düşmüştür. Bu görevlilerin kimlerden ve nerelerden cesaret aldıkları, nasıl olur da yargı kararına karşı işlem tesis ettiklerini kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. İlgili makamları göreve davet ediyoruz. Ülkemizde hukuk tanımazlığın bu aşamalara kadar gelmesi vahim bir durumdur. Anayasa hükümleri açıkça ayaklar altına alınarak siyasi ayrımcılık yapılmakta, iktidar kendinden olmayanları ötekileştirerek, bireylerin kazanılmış haklarını gasp etmektedir. Sendika ve bireysel olarak önümüzdeki günlerde İlçe Milli Eğitim Müdürü Ünat Aydın ve Şube Müdürü Ömer Şimşek hakkında görevi kötüye kullanmak ve yargı kararına uymamaktan dolayı savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.
Ayrıca bu sürecin devamında, Müdür yardımcılığı atamalarında da Eğitim Bir Sen adındaki sözde sendika yöneticileri ulufe dağıtır gibi kendilerine üye olanlara koltuk dağıtmaktadır. Müdür yardımcısı olabilmek veya müdür yardımcısı kalabilmek için Eğitim Bir Senli olmak şartı açıkça görevliler tarafından dillendirilmektedir. Okul müdürlerinin yetkisinde olan müdür yardımcısı belirleme sürecine de müdahil olan İlçe Milli Eğitim Müdürü Ünat Aydın, okul müdürlerin tercihlerini hiçe sayarak, yandaş olmayan isimleri imzalamamakta ve hukuk tanımamazlığına devam etmektedir. Buradan tüm yetkililere sesleniyorum, bu davranışlar okullardaki çalışma barışını bozacak, eğitim sisteminin içinde kaoslara yol açacak davranışlar ve düzenlemelerdir. Hak, hukuk ve adalet eğitim sistemimiz de ayaklar altına alınıyorsa bu sistemden yetişecek bireylerin ileride nasıl davranışlar içerisine girebileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Bizler, Eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde siyasi referanslar değil, liyakat ilkesinin temel alınmasını istiyoruz. Adalet ve Liyakat yoksa barışta yok diyoruz. Ve şu iyi bilinmelidir ki; bu uygulamalarda imzası bulunlar, bu uygulamalara çanak tutanlar ve çanak yalayanlar, bir gün mutlaka işledikleri suçların hesabını eğitim emekçilerine vereceklerdir. Dünya şairi Nazım Hikmet’in dizeleriyle,… çürüyen diş, dökülen et, bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler… Hepinizi saygı ile selamlıyorum.” dedi.