Gerçek (haber) 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Eğitim Sen Söke Başkanı Hayri Yaptaterek, eğitimde yaşanan sıkıntıların her geçen gün artarak devam ettiğini belirtti. Ülkemizde eğitimcilerin yaşadığı ekonomik, demokratik ve mesleki sıkıntılara değinen Yaptaterek, 5 Ekim, dünyanın pek çok ülkesinde eğitim emekçileri tarafından Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Öğretmenlik mesleği açısından uluslararası genel kabullerin simgesi sayılan 5 Ekim"i, Türkiye"deki öğretmenler ise her geçen gün biraz daha zorlaşan ekonomik koşullarda, sürgün, kadrolaşma ve eğitimi daha da gericileştirme girişimlerinin yoğunlaştığı bir dönemde karşılıyor. Türkiye"de eğitimin özelleştirilmesi, paralı hale getirilmesi girişimleri son yıllarda büyük artış göstermiştir. Eğitim harcamaların önemli bir bölümünün velilerin sırtına yıkılması çabaları eğitimi, katkı payı, kayıt parası, bağış, harç ve benzeri kalemlerle tamamen paralı hale getirmiştir. Bu durumun en çok sıkıntısını çekenler, işsizliğin ve yoksulluğun kıskacında olan veliler, öğrenciler, öğretmenler, eğitim emekçileridir. Son yıllarda yaşanan kamusal alanın tasfiyesini hedefleyen girişimler ve yapılan yasal değişikliklerin özünü eğitimin ticarileştirilmesi, öğretmenlerin tahsildar, öğrenci ve velilerin müşteri olarak görülmesi oluşturmaktadır. Eğitim emekçileri, özlük hakları ile sosyal haklarını kullanma konusunda da büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Son dönemde Milli Eğitim Bakanlığı"nda artan siyasi kadrolaşmalar, sürgünler, keyfi atamalar ve eğitimi daha da gericileştiren uygulamalar yaşanan sorunları daha da arttırmıştır. Bunun en son örneği, Milli Eğitim Bakanlığı, 2 Ekim 2007 tarih ve 75 sayılı genelgesini yayınlayarak, bir taraftan atamaları yargı kararıyla iptal edilen eğitim yöneticilerinin atamalarının iptal edileceğini belirtirken, diğer taraftan birtakım internet siteleri aracılığıyla mahkeme kararına karşı hile yapacağını resmen ilan ediyor. Aynı yöneticileri eğitim-öğretimin aksamaması adına geçici görevlendirme yoluyla hem yargı kararını hile ile aşmayı hem de bunu kamuoyu önünde meşrulaştırmayı amaçlamaktadır. Hukuka aykırı olarak atandıkları yargı kararıyla kesinleşen 10 bine yakın eğitim yöneticisinin Danıştay kararı ve MEB genelgesinin gereğince önceki görevlerine iade edilmeli, yaşanan hukuksuzluk ortadan kaldırılmalıdır. Eğer eğitim-öğretimin idareci eksikliği yüzünden aksamaması isteniyorsa, öncelikle her okulun kendi içinden istekli olanlar yönetici olarak görevlendirilmelidir. Yargı kararıyla görevden alınan yöneticilerin bu sefer vekâleten atamalarının yapılmış olması açıkça hukuka aykırı olup, atamaları iptal edilenlerin aynı görevlerine devam ettirilmeye çalışılması siyasal kadrolaşmadaki gözü karalığın ve partizanlığın hangi noktaya geldiğini görmemiz açısından ibret vericidir. Sorunların çözüm üretileceği yerde her yıl katlanarak büyümesi tüm eğitim emekçilerini olumsuz etkilemektedir. Öğretmenler yoksulluk sınırının altında, memur ve hizmetliler açlık sınırında maaş almaktadırlar. Hükümetin önümüzdeki yıl için verdiği sefalet zammı, bu yoksulluğu mutlak olarak arttıracak, diğer ülkelerde çalışan eğitim emekçileri ile aramızdaki sosyo-ekonomik uçurumu daha da büyüyecektir. Hükümet Ramazan Bayramı nedeniyle, memura müjde diyerek maaşları 5 Ekimde ödeyeceğini açıkladı. Ve arkasından bu konuda da hileye başvurdu, çalışarak hak edilen ve her ayın birinden sonra alınan ek ders ücretlerimizi Ekim ayının 15"inden sonra ödeyeceğini açıkladı. Bu çelişkili durumu kamuoyunun dikkatine sunarız. Eğitim Sen, son yıllarda ivme kazanan eğitimin paralı hale getirilmesi, özelleştirilmesi ve daha da gericileştirilmesi girişimlerine karşı, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü"nü tüm eğitim ve bilim emekçileri için birlik ve mücadele günü olarak görmektedir. Eğitim sisteminde yaşanan bütün sorunların ancak örgütlü mücadele perspektifiyle hareket edilirse çözülebileceğine olan inancımızla, tüm öğretmenlerimizin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü"nü kutluyoruz.