“Yakalarını bırakmam!...”

Yılmaz ÖLMEZ
Gerçek Gazetesi
TARİŞ Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği bu yıl kooperatifler aracılığıyla aldığı pamuğun parasının tamamını ödemediği için Sökeli üreticiler ayağa kalkmıştı. Geçen yıl teslim ettikleri pamuğa karşın hala 6 trilyon lira civarında alacakları bulunduğunu söyleyen Sökeli pamuk üreticileri, şu ana kadar hem paralarını alamadıklarını, hem de TARİŞ'in gübre desteklerinden mahrum kaldıklarını ifade ederek geçtiğimiz Çarşamba günü Söke kooperatifinde bir araya gelmişlerdi. Burada yapılan değerlendirme toplantısında tansiyon zaman zaman yükselirken, TARİŞ Pamuk Birliği Delegesi Beliğ Azbazdar'ın ortaya attığı iddialar, "TARİŞ Pamuk Birliği Çiftlik Gibi mi Yönetiliyor?" dedirtti. Azbazdar, "Bugüne kadar dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir ki, çok almakla, çok zarar edilsin. Fakat Pamuk Birliği'nin bugüne kadar hep zarar ettiği görülmüştür, daha doğrusu gösterilmiştir. TARİŞ Pamuk Birliği yönetimi bugün için 1 katrilyon lira borçlarının olduğunu söylüyorlar. TARİŞ'in mal varlığıda zaten 1 katrilyon lira. Biz TARİŞ'in içerisinde bulunduğu sıkıntıyı geçen yıl gördük ve Birliğin kapısını çalarak, Söke'de üretilecek pamuğu alıp, almayacağını sorduk. Alacaklarını söylediler. Fakat burada önemli olan pamuğu almak değil, alınan ürünün ödemesini nasıl yapacaklarını sorduk. 11 ay önce yaptığımız bu görüşmede almayı planladıkları pamuğun parasını ödeyemeyeceklerini söyledik. Çünkü hiçbir bankanın kendilerine kredi vermeyeceğini ifade ettik. Çünkü TARİŞ'in  kasasında para yok iken, İplik fabrikasında zararına üretim yapıyorlardı. Ben çalışana karşı değilim. Fakat siz güneşin bağrında çalışan üreticiye parasını ödemiyorsanız ve o kişileri orada tutuyorsanız biz buna itiraz ederiz. İşte bugüne kadar biriken borçlar bu nedenle ortaya çıktı. Şu bilinmelidir ki, TARİŞ'in ana borcu 70-80 trilyon liradır. Fakat bugüne kadar faiz üzerine faiz işlediği için bu rakamlara gelmiştir. İplik fabrikası şu anda Denizbank'ın dır. Yine Ortadoğu ve Balkanların  en büyüğü dedikleri Yağ kombinası birinci ve ikinci derece de Vakıfbank'ındır. O tesisler artık sizin, bizim değil. Ne kalmış geriye, eski yağ kombinası kalmış, Aydın tekstil kalmış, Kuşadası'nda ki arsa kalmış, Çine'deki iplik depolama tesisleri kalmış. Değerli arkadaşlar bu yönetimde maalesef samimiyet yok. Söke'den oluşturduğumuz heyetle İzmir'e gittik. Burada Genel müdürün ilk söylediği söz, "Biz Aydın Tekstili 90 trilyon lira istiyoruz ama, 70 trilyon liraya satmamız gerekir" dedi. Tabii ki sizin borcunuzun faizleri durmadan işliyorsa, malınızı bir an önce satmanız en mantıklısıdır diyerek sessiz kaldık. Fakat bu arkadaşlarda samimiyet yok. Borcumuza karşı Aydın Tekstilli satmamız gerekir diyen genel müdür, 20 dakika sonra da,"İslam Bankasından kredi alacağız" diyerek Aydın Tekstili ipotek olarak göstereceklerini söyledi. Bu ne samimiyetsizlik arkadaşlar? Bizi salak yerine koyuyorlar. İpotekli olarak verilen yer nasıl satılır. Diğer kooperatifler bugüne kadar hep sessiz kaldı. Genel kurula gidilmesi için imza verileceği gün vır vır konuşan Koçarlılı eski kooperatif müdürüne bir yan kuruluş verildi ve ağzı kapatıldı. Bu nedenle Söke olarak büyük dayanışma içerisnde olmamız gerekir" dedi.
Azbazdar'ın bu iddiasının üzerine de Sökeli çiftçilerden Yalçın Semerci devreye girerek, "Koçarlı, ya da Aydın'ı konuşmaya gerek yok. Bizi içimizde satanlar var, Bergamalı başkana destek verenler var. Meyhane, ya da kahvehane köşelerinde bunları konuşacağımıza burada, bugün bunları konuşalım" dedi.
Azbazdar mevcut Birlik yönetiminin koltuğa adeta yapışmışçasına bırakmak istemediğine de vurgu yaparken, ikinci şok iddiasını da ortaya attı.Azbazdar, "İzmir'de ki bu yöneticiler Söke'ye geldiler ve bu yönetimle iş yürümüyor dediler. Bir gün sonra başkan yardımcısı geldi ve o da işin yürümediğini söyledi. Bizde erken genel kurul kararı alın dedik. Ses çıkmadı çünkü adamlar koltuğa zamkla yapışmışlar ve  bazı duyumlarımda var. İnşallah bu duyumlarım yanlış çıkar. Araştırıyorum ve peşlerindeyim. Bu arkadaşlarımızın TARİŞ'in mülklerini satarlarken büyük avantalar peşinde olduklarını duyuyorum. Ama yedirmem, tek başıma kalsam da yedirmem, sonuna kadar peşlerindeyim. Artık TARİŞ'in bir an önce düzlüğe çıkması için, Söke'de birbirimizin boğazını sıkmaktan vazgeçmeliyiz. Söke olarak kenetlenmeliyiz. Aksi taktirde bu böyle devam eder ve TARİŞ elimizden giderken, borçları'da bize kalır" dedi.