Unulmayacak örnek devlet adamı İsmail Cem

İsmail Cem'in devlet hizmetinde görev alması 1973 seçimlerinden sonra iktidara gelen Ecevit hükümeti zamanında henüz 34 yaşındayken, TRT Genel Müdürlüğü'ne atanması ile başlar; bu görevinde çok başarılı olmasına ve TRT'ye bir çok yenilikler getirmesine yayın saatlerini 45-50 saate kadar çıkarmasına rağmen, muhalefet partilerce çok sert eleştirilere maruz kalmıştır.       

 

Bu eleştiriler karşısında çok sakin bir ruh haleti içinde tevekkülle sabretmesini bilmiş ve centilmenliği ile siyasi hayatta örnek olabilecek bir imaj yaratmıştır.

 

Siyasi hayatı boyunca üstlendiği ağır görevlerde insanlarla, mevki ve makam farkı gözetmeksizin, herkesle göz hizasında iletişim kurabilen, Kültür ve Dış İşleri Bakanlıkları'nı başarı ile yürütmüştür.

 

1975 yılında çok zor geçen TRT Genel Müdürlüğü'nden ayrıldıktan sonra 1987 seçimlerinde İstanbul'dan, 1995 genel seçimlerinde Kayseri'den milletvekili seçildikten sonra, 50'nci hükümet döneminde Kültür Bakanlığı ve 1997'de kurulan 55'nci hükümet zamanında Dış İşleri Bakanlığı görevinde bulunmuştur.

 

Dışişleri Bakanlığı zamanında 5 yıl müddetle Türkiye'nin dış ilişkilerini bir hayli canlandırmıştır.

 

Uzlaşmacı ve entelektüel davranışı ile bütün devletlerle dost ilişkileri kurmuştur.

 

Yunan Dış İşleri Bakanı Yorgo Papandreu ile olan yakın dostluk ilişkileri sonunda Türk Yunan dostluğunun kurulmasında etkin bir rol oynamıştır. Bu dostlukların yaratılması sonucu her iki dış işleri bakanı o yıl, yılın devlet adamları seçildiler.

 

İsmail Cem millet olarak geri kalmışlığımızın tarihini yazan ve siyasette fanatik zihniyet ve tutumun karşısında olan centilmen bir siyaset adamıydı.

 

Siyasi hayatta, her zaman şikayet mevzuu olan parçalanmışlığı ve dağınıklığı gidermek için zaman zaman teşebbüslerde bulunulmuş fakat başarılı olunamamıştır.

 

Son teşebbüs merhum İsmail Cem ile Kemal Derviş ve arkadaşları tarafından yapılmış fakat hiç beklenmedik bir zamanda Kemal Derviş'in ayrılması ile bu teşebbüs akim kalmış ve belki de bu centilmen ve hassas bir siyasetçi olan İsmail, bu ızdırap ile amansız hastalığın pençesinden kurtulamamıştır.

 

Siyasi hayatın vefasızlığı karşısında onu yalnız bırakan dostlarının, şahsında bıraktığı ızdırabın ağırlığı altında ezilen İsmail Cem, "Dost bildiğim arkadaşlarım zaten yoktu" diyerek kırık bir kalple 24 Ocak tarihine kadar yaşamına devam etti. Eğer o ızdırap içinde yaşamak yaşamaksa.

 

Cenazesinde, ideoloji farkı gözetilmeksizin siyasilerin tümü ve devlet erkanı oradaydı.

 

Milletimiz her 24 Ocak tarihinde değil, her zaman kalplerinde yaşayacaktır.

 

Merhuma ceneb-ı haktan rahmet, kederli ailesine ve gerçek dostlarına başsağlığı diliyorum.

 

Merhum İsmail Cem hakkında kaleme aldığım bu yazımı okuyanlar çok iyi biliyor ki, sağ partilerde üç defa ilçe başkanlığı ve 4,5 yıl belediye başkanlığı yapan Ekrem Karakaş'ın siyasi inanışlarında bir değişiklik mi oldu diyecekler.

 

Hayır, 81 yaşımı doldurduğum bu yıllarda, memleket ve millet menfaati için mücadele eden tüm siyasi tutum ve inanışlarla aynı mesafedeyim.

 

Esasen vatan ve milleti için çalışanları takdir etmenin erdemlik olduğuna inanıyorum.