Sevgili okurlarım, yazımında başlığından anlaşıldığı gibi, Türkiyenin NATO ile olan ilişkisi üzerinde biraz bilgi sunacağım. Ancak Natodan önce Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu M. Kemal Atatürkün birkaç veciz sözlerini yorumlayalım.
* Bağımsızlık benim karakterimdir der.
* Hayatta en hakiki mürşit ilimdir der.
* Yurtta barış, Dünyada barış der.
* Ne mutlu Türküm diyene der.
Türk Milletinin bir ferdi olmaktan övünç duyan Atatürk, Türk Milletine önce komşularıyla ve de bütün Dünya ile barış içinde yaşamayı öğütler. Aklı, bilimle birleştirerek, kişiyi ümmet olmaktan kurtarıp, gerçek hukukla birey olma bilincini kazandırıp, kutsal bir vatan üzerinde bağımsız yaşama aşkı ile, muasır medeniyet seviyesine olaşmasını hedeflemiştir. Bu amaçla da, halkın aydınlanması için yeni eğitim sistemi ile yeni okullar açılarak, gerekli aydınlanma sağlanır. Ülkede pek çok fabrikalar kurulur. Hatta uçak sanayini de geliştirir. Dış ülkelere uçak ihraç eder duruma gelir. Barışa önem veren Atatürk:
* 9 Şubat 1934 tarihinde Balkan Ülkeleri ( Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya) ile Balkan Antantı nı (Balkan Birliğini) kurar.
* 9 Temmuz 1937 tarihinde de ( Türkiye, İran, Irak ve Afganistan) ile Sadabat Paktı nı (Ortadoğu İslam Birliğini) kurar. Bütün bu çabalar Türkiyenin içinde bulunduğu coğrafyada ve de bütün Dünya içinde barış içinde yaşamasını düşünür. 2013 yılına gireceğimiz şu günlerde ise bütün komşularımızla düşman olduk
Gün gelir Atatürkün sağlığı bozulur. Hasta olur. İstanbul Dolmabahçe sarayında dinlenmeye çekilir. 12 Eylül 1937 günü T.S.K.lerinin EGE Manevrasından dönen Mareşal M. Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü, Atayı ziyaret ederler. Dünya siyasetini yakından izleyen Atatürk, Fevzi Çakmak ve İnönüye, Çok yakın bir zamanda Avrupanın büyük ülkeleri ve Dünya ülkeleri arasında büyük bir savaş çıkacaktır. Çok kan dökülecektir. Türkiyeyi bu savaşın mutlaka dışında tutmak gerekir. Çıkabilecek bu savaş 2. Dünya savaşı olabilir der. Gün gelir nihayet 1-Eylül-1939 tarihinde Almanya, Polonyayı işgal eder. Savaş Başlar. Savaş 6 yıl devam eder. Bu savaşta ABD, Japonyaya iki atom bombası atar. Savaş 8 Mayıs 1945 tarihinde Sovyetler Birliği ile Polonyanın Berline girmesi ve Almanların koşulsuz teslimiyle sona erer. Bu savaşta 70 milyon insan hayatını kaybeder. İnsan olduklarını hatırlayan Dünya devletlerinin yöneticileri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu. M. K. Atatürkün Yurtta barış, Dünyada barış özdeyişinin ruhundan esinlenerek, 1945 yılında Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulur. Bu savaş sonunda süper bir güç haline gelen Sovyetler Birliği karşısında, Batı ve kuzey batı Avrupa ülkeleri aralarında birleşerek bir savunma ittifakı oluştururlar. Bu ittifakın İngilizce tanımı: North Atlantic Treaty Organization sözcüklerinin baş harflerinden oluşan NATOdur. Natonun Türkçe tanımı: Kuzey Atlantik Antlaşması olarak tanımlanır. Nata, S.S.C.B.ne karşı bir savunma örgütü olarak, 4 Nisan 1949 da ABD nin de katılımı ile Washington Antlaşması ile resmiye kazanır. Natoyu ilk kuran ülkeler:
A.B.D., Almanya, Belçika, Birleşik Krallık (İngliş), İtalya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İspanya, Kanada, Norveç, Lüksenburk, Portekiz, İzlanda ilk üyeler.
Türkiye ve Yunanistan 1952 yılında üye olurlar. 1993lü yıllarında S.S.C.Birliğinin dağılmasından sonra da: Slovenya, Slovakya, Romanya, Polonya, Macaristan, Litvanya, Letonya, Estonya, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Arnavutluktur.
***
Şimdi gelelim Türkiyenin ABD ile olan ilişkilerine. Atatürk döneminde hızla kalkınan Türkiye, ABDnin işine gelmezdi. Köy Enstitüleri eğitim sistemiyle aydınlanan halkın, ağır sanayisi gelişmiş, Asya, Afrika, Avrupa üçgeninde Ortadoğuda uçak ihraç edecek duruma gelen bir Türkiye, yi ABD, hiç ister mi? Elbette ki hayır. Eğitim sistemimize, ağır sanayimize ve de uçak sanayimize müdahale ettiler. Uçak fabrikasını, uçak bakım atölyesine dönüştürdüler. Bunun için de halkı bölmek, parçalamak gerekiyordu. Halkı etnik yönden Türk-Kürt, ideolojik yönden sağ-sol, gibi ayrışmayı sağladılar. Halkın cehaletini kullandılar. Amaçlarına hizmet edecek yöneticileri de bulmakta hiç zorluk çekmediler. Türkiyeyi KORE savaşına da soktular. Kore savaşında Türkiyenin insan kaybı:
37 subay, 36 Astsubay, 658 Er ve erbaş, 175 kayıp, toplam 906 şehit. Ayrıca 2147 yaralı, 346 hasta, 234 esir düşmüştür. Sevgili okurlarım, Kore savaşının gereğini ve yorumunu size bırakıyorum
***
Türkiye Natoya üye olduktan sonra ABD ile ilişkileri gelişir. ABD, Türkiyeyi yavaş yavaş işgale başlar.
* 8 Eylül 1952 tarihinde ABD komutasında Nato gücü İzmirde konuşlandırılır. Bu oluşum T.B.M.M.nin, 10 Mart 1954 tarih, 6357 sayılı kanunla kabul edilir. Bu kanunla ABDnin askeri tesisleri ve üsleri Anadolu topraklarına kurulmaya başlar. Sıra ile:
* Adanada İncirlik Hava Üssü
* İzmir Çiğillide ,, ,,
* Konyada 3. Jet ,, ,,
* Balıkesirde ,, ,,
* Afyonkarahisarda ,, ,,
* Muğlada Aksaz Deniz ,, ,,
* Ankarada Ahlatlıbel ,, ,,
* Amasya Merzifonda ,, ,,
* Bartın ,, ,,
* Çanakkale ,, ,,
* Diyarbakır Pirinçlik ,, ,,
* Eskişehir ,, ,,
* İzmir Bornova ,, ,,
* İzmit
* Kütahya
* Lüleburgaz
* Sivas Şarkışla
* İskenderun
* Ordu Perşembe
* Rize Pazar
* Erzurum
* Van Pirreşit
* Mardinde ABD, kontrol ve denetiminde yabancı askeri birlikler vardır. Bu birliklerin karargâhına her hangi bir Türk yetkilisi izinsiz giremez
Sevgili okurlarım, bu kadar bağımlılık yetmiyormuş gibi Malatya Kürecike Füze rampaları kuruldu. Şimdi de Suriye sınırlarımıza Patriot füzeleri yerleştiriliyor. ABD komutasında Nato birlikleri yerleştiriliyor. Ne imiş? Bir İran ve Suriye saldırısına karşı Türkiyeyi koruyacakmış. Bu fikre kargalar bile güler. Ülkeyi idare eden yetkililer Türkiye topraklarını Nato toprağı olarak tanımlıyorlar. Bu nasıl bir anlayıştır? Yorumunu siz yapın
Okuyucularımı saygılarımla esenlerim.