Azmettirenlerin bulunmasını isteyen Tuna, Saldırıyı gerçekleştirenlerden çok saldırı emrinin kim veya kimler tarafından verildiği önemli. Saldırı için kim kimden emir aldı? Olayda azmettirici mi yoksa azmettiriciler mi var?
Gerçek Gazetesi
Gerçek Gazetesi sahibi Durmuş Tuna, 5 Temmuz"u 6 Temmuz Pazartesi gününe bağlayan gece saat 00.30"da evinin önünde uğradığı saldırı sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Saldırıda kolu kırılmış ve koluna plâtin takılmıştı. Belinden ve ayağından da ağır darbeler alan Durmuş Tuna, Söke Fehime ve Faik Kocagöz Devlet Hastanesi"ndeki tedavisinin ardından sağlığına kavuşarak 10 Temmuz"da taburcu olmuştu.
Yazdığı siyasi yazılar nedeniyle 2009 yerel seçimlerinde de saldırıya uğrayan Tuna'nın yine seçimlerde 10 günlük propoganda döneminde aracının sağ ön ve arka lastikleri delici bir aletle kesilmişti.
5 Temmuz"daki saldırı sonrası geçen 23 günlük süreçte olayı aydınlatmaya çalışan Söke Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, 28 Temmuz Salı sabahı saat 06.00'da başlatılan başarılı operasyonda 12 kişiyi gözaltına almışlar, 1 kişi de firar etmişti.
T.C. İçişleri Bakanlığı, Aydın Valiliği ve Aydın İl Emniyet Müdürlüğü'nün yakından takip ettiği, sürekli bilgi alışverişinin sağlandığı operasyonda Söke Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı deneyimli ekiplerin başarılı çalışmaları Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş tarafından da takdir almıştı.
Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, kabadayılıkla fikri hürriyeti engellemek isteyen sanıkların yakalanarak adli mercilere teslim edildiğini belirtmişti. Olayın sanıklarının yakalanmasında başarı ile çalışan Söke Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı olarak oluşturulan deneyimli ekibi de kutladığını belirten Vali Hüseyin Avni Coş, fikir hürriyetinin engellenilmeye çalışılmasına karşı olduklarını da söylemişti. Söke halkı da başarıyla sonuçlanan operasyon sonrasında memnuniyetlerini dile getirerek, emniyet güçlerine teşekkür etmişti. 29 Temmuz'da Söke 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde sorgulanan sanıklar; H.S., S.K., S.Y., L.Y., S.D., M.Y.Ç., B.K., R.Y. ve İ.Ç. suçlamaları kabul etmediklerini ifade etmişlerdi. Gece saat 3.00'e kadar süren sorgulamalarda sanıklardan Söke Belediyesi'nde sendikacılık yapan B.K.'nin yanısıra M.Y.Ç., H.S. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Diğer 6 sanık tutuklanmış ve Söke Cezaevi'ne gönderilmişti. Firari sanığın da teslim olmasıyla tutuklu sanık sayısı 7'ye yükselmişti.
1. Asliye Ceza Mahkemesi"nde 28 Eylül Pazartesi günü saat 09.00"da görülecek ilk duruşmanın sonucu merak ediliyor. 7 tutuklu, 3 tutuksuz sanığın yargılanacağı duruşmada, Durmuş Tuna"ya saldırı olayına adı karışan sanıkların suçlu olup olmadıkları, saldırı emrini kim veya kimlerin verdiği gibi önemli sorulara cevap aranacak.
Asıl, azmettiren kişi veya kişilerin tutuklanması gerektiğini söyleyen Tuna, ''Saldırı emrini kim veya kimler verdi? Cevap bekleyen soru budur. En az 15 kişiden oluşan kalabalık bir ekibi bir araya getirmek ve organize etmek basit bir iş değil. Aynı zamanda da maliyetli bir iştir. Bana saldıranların vaadlere kanıp, verilen emri yerine getirdiklerine inanıyorum. Asıl tutuklanması ve yargıya hesap vermesi gerekenler bulunmalıdır. Azmettirenler serbest ve gönüllerince keyif sürerlerken birileri çile çekiyorlar. Acaba azmettiriciler vaadlerini yerine getirdiler mi? Adaletin yerini bulacağını ve azmettiren kişi veya kişilerin yargıya hesap vereceklerine inanıyorum.'' dedi.
Yarayan'a saldırıda sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
Siirt Birlik Gazetesi sahibi Diya Yarayan'ı, 17 Şubat akşamı işyerinin önünde saldırıp, ağır yaralanmasına neden oldukları iddia edilen dört tutuklu sanığın mahkemesi 24 Eylül 2009 tarihinde görüldü. Duruşmada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verildi ve Siirt Kapalı Cezaevi'ne gönderildiler.
Kar maskeli kişilerce saldırıya uğrayan ve başından yaralanan Diya Yarayan, adalet mücadelesi veriyor. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiği ifadesinde, saldırıyı Siirt Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hifzullah Canpolat'ın azmettirdiğini ileri süren Yarayan, Dört sanık, adam öldürmeye teşebbüs suçuyla yargılanıyorlar. Mahkemeden, sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar çıkması beni çok memnun etmedi. Asıl azmettiricinin gereken cezayı almasını bekliyorum. dedi.
Basın kuruluşları da, gazetecilere saldırıların takipçisi olmaya devam ediyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Basın Enstitüsü Derneği (BED), Uluslararası
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Bağımsız İletişim Ağı (BİANET) saldırıların yargı sürecini de adım adım teakip ediyor ve mağdur gazetecilerden bilgi alıyor.
Basın kuruluşları, saldırılarda kullanılan kişilerden çok azmettiricilerinin bulunmasını talep ediyorlar. TGC, gazetecilere yönelik tehdit ve saldırılarda artışa işaret ederek endişesini dile getirmişti.