Söke Denizlililer Derneği, yaklaşan Ramazan Bayramı öncesi ilçemizde çarşamba pazarı yerinde 4-8 Ekim tarihleri arasında "Tüketici Günleri" adı altında bir sergi düzenlemeyi planlıyordu.
Dernek Başkanı Ali Sarayköylü, Söke-Denizli arasında tüm bağlantıları kuruyor, hazırlıkları tamamlıyor, Söke Belediyesi'ne başvurarak Belediye Encümen kararıyla izin alıyor, afişleri bastırıyor. Sonra Terziler ve Tuhafiyeciler Odası Başkanı Salih Kılınç'ın yanına giderek projeyi anlatıyor,destek istiyor. Başkan Kılınç, tek başına karar veremeyeceğini, oda yönetimine ve çarşı esnafına danışma izni istiyor. Yaptığı ilk görüşmelerden Ramazan Bayramı öncesi böyle bir serginin Söke çarşı esnafını olumsuz yönde etkileyebileceği sonucu çıkıyor. Ertesi gün konuyu esnaflarla birlikte Belediye Başkanlığı'na ileterek Tüketici Günlerinin ileriki bir tarihe ertelenmesini istiyorlar ve erteleniyor.Karar Ali Sarayköylü'ye de bildiriliyor.
Şimdi, Ali bey tam açılma aşamasına gelmiş sergi için harcadığı emeklere acıyor...
Çarşı esnafımız ise Bayram alışverişinden iyi bir pay kapabilme hayalinde ve telaşında...
Bayram öncesi böyle bir sergi açılmalı mı, ertelenmeli mi?.. Bu konuyu tüm detaylarıyla düşünüp iyi irdelemekte fayda var.
Ama konuya Sökeli çarşı esnafımız açısından bakarsak, onlar bir çorap bile satamazken elin Denizlilisi gelip Söke'den parayı götürecek, Söke'de çökmüş haldeki ekonomi temelli tıkanacak...
Bir bakıma haklılar...
Ancak konuya dışarıdan gelen firmalarla yanyana tezgah açmak açısından, onların fiyatlarıyla Söke fiyatlarını, onların ürünleriyle kendi ürünlerinin kalitesini kıyaslama, Sökeli tüketicilerin güvenlerini bir kez daha kazanma açısından baksalardı kararlar değişik olurdu herhalde...
Söke ekonomisini yıllar önce sömürmeye başlayan büyük mağazalar ve marketler açılma aşamasındayken, vereceği zararı düşünemeyen esnafımız artık dört günlük sergileri engelleme çalışmalarına giriyorlarsa vay Söke'nin haline...
Nasıl olsa ben yılların esnafıyım, Söke'nin yarısı beni tanır, benden alışveriş yapar, kredi kartı da sormam, senet sepet te almam, karakaplı defterimin vadeside uzun devirleri bitti, çok eskilerde kaldı...
Artık, çalışanlar için para kazanmakta zor, o parayı harcamakta.
İnsanlarımız Kaymakamlık kapısında, Belediye kapısında, çeşitli kuruluşların ve varlıklı insanların kapısında boynu bükük bir vaziyette iki torba gıda paketi, üç-beş kuruş fitre, zekat peşinde.
İlçe ekonomisi hergeçen gün kötüye giderken bir yandan esnaflarımız ya siftahsız ya da temelli kepenklerini kapatıyor öte yandan işsizlik de sürekli artıyor.
Ama bunun faturası ne Denizlililer Derneği sergisine kesilmeli ne de Söke çarşı esnafımıza...
Biz önce Söke'yi tarım kenti olmaktan kurtarıp ne kenti olmak istediğimize karar vermeliyiz. Önümüzde seçenekler de var. Organize Sanayi, Organize Sera Bölgeleri kurmak ya da FAKÜLTE kenti olmak...
Organize Sanayi, on yıldır yavaş yavaş ta olsa ilerliyor, Seralar imar planına geçti. Bunların ikisi de yavaş ilerleyen konular. Söke'ye doğalgazın gelmesiyle her ikiside canlanır, gelişir ama makina sanayiinde de tarıma dayalı meyve, konserve, paketleme gibi konularda bir veya birkaç motor güç olacak büyük firmaya ihtiyaç var, bunlar biraz uzun soluklu işler.
Söke'ye Fakülte kurulması konusu ise en yakın, en kısa sürede başarabileceğimiz bir iş gibi geliyor bana...
Söke'ye 3-4 bin öğrencili bir veya birkaç fakülte kurulduğunu, aileleriyle birlikte dışarıdan 5-6 bin kişinin Söke'ye geldiğini düşünün. Nasıl canlanırdı Söke?.. O zaman 3-4 günlük tüketici günleri kurulsun-kurulmasın kavgası verirmiydik?
Söke esnafı olarak, bu tür sergileri neredeyse her ay kendimiz kurmak için can atmazmıydık?
Ama bunlar kendiliğinden olmuyor, şimdi fırsat elimizde. SÖKEV öncülüğünde yapımına başlanacak fakülte binasına gelin bir kürek harç, bir tuğla da siz koyun bir ikiyıl içinde fakültemiz olsun. yoksa biz daha çok kavga ederiz, daha çoook kurtarıcı bekleriz...