Trafik sorunu

Yıllarca uğraşılıyor.Caddelerdeki araçlara cezalar kesiliyor.Sokak aralarına park edenler ihtar ediliyor.Her yeni gelen emniyet müdürünün yaptığı ilk sıkı icraat.Sayın müdür biraz çevreyi tanıyınca ,denetimler azalıyor.Sonunda cadde ve sokaklar tam bir peşmekeş oluyor.

     Hiç unutamıyorum.2000 yılında arabamı değiştirip,yeni  arabaya yeni ruhsat almak için gittiğimde, karşıma 1995 yılından kalma tam 3 adet ceza makbuzu çıkarılmıştı.Bu yaşıma kadar bilerek hiç trafik cezası yemediğim için, merakı edip makbuzları inceledim.Gördüğüme şaşırmadım desem yalan olur.1995 Kocagözoğlu İlköğretim Okulunun Müdürü iken, okulumun önünde duran arabama park cezası kesilmişti.Benim arabamı koymam en tabi hakkım olmasına rağmen cezayı yemiştim.2000 yılında da ceza dosyaların içerisinde karşıma çıktı ve kuzu kuzu ödedim.

      İş trafik cezasının ödenmesi değil.Kapımın önündeki arabama park cezasının kesilmesi.Şimdi görüyorum ki,hükümet meydanındaki ışıklardan köprüye kadar arabalar bazen iki,bazen de üç sıra park ediliyor.Hem de ,Emniyet müdürlüğünün önünde.Tabi bu park edilişler Albayrak caddesinde,Aydın caddesinde,İstasyon caddesinde de aynı.Araba parkı haline gelen cadde ve sokaklarda yürümek tam bir rezalet.Ter temiz elbisesiyle çarşıya çıkan sökeli,evine muhakkak lekeli elbisesi ile dönüyor.Yaya kaldırımları işgal edilmiş.Yaya, işine gidebilmek için devamlı zik zak çizmek mecburiyetinde kalıyor.

     Peki bu yanlış ve hatalı park edilişlerin  sebebi emniyet mi,esnaf mı,vatandaş mı?

     En yakınımız Kuşadası’na arabamızla gittiğimizde, park yeri aramaktan dolaşmadık sokak kalmıyor.Ama düzensiz bir park yapısı göremezsiniz.İkili park yapıldığı zaman derhal araç çekiliyor.Tabi, cezası da katlı oluyor.Bu durum Söke’de de aynı olmalı.İlçemize alış veriş için gelen,fazla kalamayan yabancılar,park yapabilmek için sokak sokak dolaşmak mecburiyetinde kalıyorlar.Hatta bazıları o kadar dolaşıyor ki,sonunda çareyi Söke’den kaçmakta buluyor.Esnafımız da bu yüzden mağdurları oynuyor.Halbuki en büyük sorumluluk esnafımızda.Gelen misafirlerin park yapacağı yerleri esnafımız dolduruyor.Sabah bırakılan araba akşam saatlerine kadar dükkân önünde bekliyor.Dükkan önlerine önce esnafımız sahip çıkmalı.

     Söke’nin bir ucundan  diğer ucuna yaya olarak gidildiğinde en fazla 15 dakika sürüyor.En uzak mahalleden merkeze gelmek ise 7,8 dakika sürüyor.Kaldı ki İlçe içerisinde toplu taşıma araçları da yeterli.Esnafımız,memurumuz,o kadar rahatlarına düşkün ki, beş dakikalık iş, yerlerine arabaları ile gitmeyi bir ihtiyaç sayıyorlar..Halbuki,Söke gibi bir yerde arabaya binip,çarşıya gitmek,yerli için ihtiyaç  olmamalı.

      Bir ara Söke belediyesi sokak aralarına,dükkan önlerine sergi açılmaması için çalışma yapmıştı.O çalışma da kısa bir aradan sonra kayboldu.Şimdi bakıyoruz da tam belediyenin gözü önünde  sokak kirlilikleri yaşanıyor.İnsanlar sokaklardan geçebilmek için bir birlerine çarpıyorlar.Bir sokak içine yüncüler taşmış,diğer sokak içine ayakkabıcılar,bir diğerine lokantalar vs. Peki Söke’yi gezmeye gelen insanlar nasıl gezecekler,nereleri görmek isteyecekler.Görmek istedikleri güzel bir vitrin mi,yoksa görüntü kirliliği mi? Artık bunu esnafımız değerlendirsin.

     Güzel,yaşanır bir şehir için; Belediye,Emniyet,Esnaf birlikte çalışmalıdır diye düşünüyorum.Esnaf kapısının önünü kendisi kullanmamalıdır.Gerek belediye ekipleri,gerekse Trafik Ekipleri denetimlerini sıklaştırmalı.Caddeler üzerindeki park edilmesinin belli bir saati olmalı.15 dakikalık bir alış veriş saati uygulaması getirilip,15 dakikayı aşan araç sahiplerine gerekli ceza işlem yaptırımı uygulanabilir.Belediyemizin yetkilileri, Almanya’daki kardeş şehrine gittiklerinde bu uygulamayı görmüş olmaları gerekir.Kent meclisi toplantılarında  trafik sorunu öncelikle ele alınabilir.Tek,çift plâka uygulaması yapılabilir.Anlayacağımız, Söke’mizdeki trafik sorununda,Söke’de yaşayan hepimizin sorumluluğu var.