Bir insanın sıkıntılarının ne olduğunu söyleyin, o kişinin hangi düzeyde bir kişi olduğunu size söyleyeyim
Böyle diyor ünlü bir düşünür.
Bizce bu genelleme daha da genişletilebilir.
Örneğin, bir insanın neye ya da nelere güldüğü de onun kültür çıtasını ortaya çıkartan önemli bir öğedir.
Kimlerle arkadaş olduğu, kimlerle sırdaş olduğu, neleri beğendiği, nelere karşı çıktığı ve hatta Sırlarının ne olduğu [ya da kaç okka çektiği] de, o kişinin ruhsal niteliğini ve seviyesini ortaya koyabilir
Örneğin o kişinin sanat karşısındaki duruşu
Edebiyata, şiire ve okumaya olan ilgisi Yani kendisini geliştirme yönündeki gücü, kuvveti, inadı ve çabası
Örneğin doğa, sessizlik ya da gürültü ile olan ilişkisi Hepsi!
Evet bütün bunların hepsi, bir bireyin yapı taşlarını ortaya koyan, toplum içinde oluşturduğu kişiliği [ya da kimliği] de-şifre eden ipuçlarıdır
Sorumluluk duygusu, görevlerine karşı sadakati, siyasal duruşu, sözünün eri olup olmadığı, çıkar faktörünün kendisini ne ölçüde yönettiği Ve benzeri hasletler ise, yukarıdaki satırda sözünü ettiğimiz yapı taşlarının günün pratiği içindeki sonuçlarından ibarettir.
Gerçekte önemli olan ise, yetkin bir birey olma mücadelesinin içinde olunup olunmamasıdır
Yetkin birey, zaman içinde zaaflar da gösterebilir.
Tutarsız davranışlarda da bulunabilir.
Hatta türlü çeşitli domuzluklar dahi yapabilir
Yani hatalar, alçaklıklar ve suç, insan içindir ve her an dışarı çıkmak üzere tetikte bekleyen bir potansiyele sahiptir.
Önemli olan, bütün bu olumsuzluklara karşı dirençli bir biçimde yürütülen iç mücadelenin kaptanı olabilmektir.
Yetkin insan olma idealini uğraş edinmek ve bu uğraşı, hayatının temeli haline getirecek bir yaşama azmini sürekli ve etkin kılmaktır.
Yetkin insan, örgütlü toplum!..
Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının birer birey olarak önlerine koyacakları hedef bu olmalıdır.
Dolayısıyla kendi kendini yaratma konusundaki bir iç mücadele ile, topluma karşı sorumluluklarımızın yerine getirilmesi yönündeki örgütlenme mücadelesi birbirleri ile uyumlu bir biçimde aynı kişinin dünyasında birleşmelidirler.
Toplumsal [ve siyasal] mücadele ise, işte bu nitelikteki bir bireyin içinde özgürce soluk alabileceği nesnel koşulların yaratılmasını kendisine hedef yapmalıdır.
İşte uygar bir toplumun temel dinamikleri bunlardır.
Yetkin insanının oluşturulmasına imkân tanıyan özgür, adil ve aydınlık bir toplumsal yapının inşası, çağdaş uygarlığın birincil hedefidir