Geçen gün internetten yeni yayınlanmaya başlayan dizilere ve ilgimi çekebilecek bir yapım olup olmadığına göz atıyordum. Genel itibariyle orijinali bozulmamış olarak yabancı yapım dizileri izlemek bana daha fazla keyif veriyor. Yerli yapımları da burada ezmek istemem. Tarihi dokusuyla Muhteşem Yüzyıl ve Dosteyevskinin Karamozov Kardeşler eserinden uyarlanan Karadağlar dizileri favorilerimin arasında yer almakta ve takip etmekteyim.
Bu seçiciliğimin arasında adı bir yerden tanıdık gelen The Borgias isimli bir dizinin yayınlanmaya başladığını fark ettim. 2011 yılı Kanada, İrlanda ve Macaristan ortak yapımı, tarih, suç ve dram türü olan dizinin senaryosunu Neil Jordan ile beraber, yine bir tarihi dizi olan Camelotun yazarı Michael Hirst üstlenmiş. Aynı zamanda Oscar ödüllü Jeremy İronsuda dizinin başrolünde görüyoruz.
Buraya kadar kaliteli ve yüksek bütçeli bir yapımın bizi beklediğini fark edebiliyoruz.
İlk bölümünü izledikten sonra beni çeken merak ile Borgias isminin hafızamda kalmış olması araştırma isteğimi harekete geçirdi.
1942 yılına geri dönüyor ve dönemin İtalyasına bir göz atıyoruz.
Tarih derslerinde herkes benim kadar şanslı mı onu tam olarak bilmiyorum ama Fatih Sultan Mehmetin bahtsız oğlu Cem Sultanı rehin tutarak Osmanlıya karşı nasıl kullanıldığını çoğumuz biliyoruz.
İşte bunu yapan dönemin Papası Rodrigo Borgia yani VI. Alexanderın hayat hikâyesini ya da genel olarak Borgia ailesini anlatan bir dizi olduğunu görüyoruz.
İnnocentius VIInin ölümünden sonra Papa olan Rodrigo Borgia fazla okumuş bir insan değildi. Tarih sayfalarına adını entrikalarla yazdırmış aileye göz attığımızda, Rodrigo Borgianın amcasının İstanbulun fethi sonrası haçlı seferi başlatmak için çok çalışan III: Callixtusun olduğunu görürüz. Rodrigo Borgia, III: Callixtusun Papalık döneminde İtalyaya gelmiştir. Amcası sayesinde olağandan daha hızlı bir şekilde basamakları yükselerek, tam beş Papalık döneminde Vatikanda kalmayı başarmıştır. Şansölye yardımcılığı görevindeyken yedirdiği rüşvet ve yaptığı türlü ahlaksızlıklarla Papalık koltuğuna oturmuştur. Papalık döneminde ise çitayı biraz daha yükselterek siyasal ve cinsel ahlaksızlıktan, rüşvet ve gaddarlık dâhil birçok kirli oyunlara adını yazdırmıştır. Aynı zamanda gayri meşru oğlu olan Cesare Borgia kanalı ile kullandığı bir de kiralık katili Michelotto Corellayı muhalifleri zehirlemeden, adam öldürmeye kadar varan olaylar sayesinde elinde büyük bir güç oluşturmuştur.
Kısacası tarihin karanlık kalmış sayfalarını açığa çıkaran bu dizi sayesinde, Vatikan dünyasını daha yakından tanıma şansı yakalayacağız.
Her tarihi dizi gibi, bu dizi üzerinde de eleştiriler olacaktır ama eleştiri olmadan gerçekleri görmemiz biraz zor olacaktır.
Sonuç itibariyle, Romanın asayiş ve mimarisine, edebiyat ve bilime yaptığı katkılar, Hıristiyanlık üzerine incelemeleri, İspanya ve Portekizi sömürgeler konusunda uzlaştırması (Rodrigo Borgianın İspanyol asıllı olduğunu unutmamak gerekli), Yeni keşfedilen Amerika kıtasına ilk misyonerleri göndermesi ve kendine bağlı Devletlerini güçlü hale getirmesi gibi büyük işlere imza attığını da unutmamak gereklidir.