Bir ülke halkının demokrasiden ne anladığı sorusuna verdiği yanıt, o halkın kültür düzeyinin en önemli kriterini oluşturuyor.
Belirli aralıklarla seçim yapılması ve koltuktan Ayşenin indirilip yerine Ahmetin oturtulabilmesi imkânının varlığı, o ülkede demokrasinin var olduğunu göstermez.
Demokrasi, tüm halkın, gerek bireysel olarak ve gerekse katıldığı örgütler aracılığı ile yönetime ortak olmasına [doğrudan katılmasına] olanak tanıyan siyasal rejimdir.
Halk, demokrasinin vitrinini süsleyen sanal bir kavram değildir.
Halk, bireysel ya da örgütsel olarak, ülkenin karar mekanizmaları içinde bilfiil yer almıyorsa [ya da alamıyorsa]; kendi kişisel çıkarını, sınıfsal menfaatini ve toplumsal tercihlerini bu mekanizmaların içinde seslendirip, savunamıyorsa, o ülkede gerçek anlamda demokrasinin varlığından asla- söz edilemez.
En küçücük bir beldeden en büyük toplumsal yapılanmaya kadar her ünite içinde halk, kendi yaşamını etkileyecek olan siyasal, ekonomik ya da sosyal tercihlerin belirlenmesi sürecinde oy sahibi, söz sahibi ve duruş sergileme hakkının süjesi olmak konumundadır
Örneğin diyelim ki, bir beldeye ya da yöreye arıtma tesisi inşa edilecek
Halk, en geniş katılımı ile bu kararın oluşma süreci içinde yer alan aşamalarda bilfiil var/olmak durumundadır.
Arıtma tesisi nereye kurulmalıdır?
Kapasitesi ne olmalıdır?
Ya da bu konuda başka türlü, farklı/çeşitli alternatifler var mıdır?
Hukuken mümkün olan çözümler nelerdir?
Halk, işte bu tartışmaların [mutlaka] içinde yer almalıdır!
Verilecek kararların vitrininde değil, merkezinde olmalıdır!
Olmuyorsa, o yörede gerçek anlamda demokrasi işlemiyor, demektir.
Olamıyorsa, belde halkı, kendi kendisini yönetme becerisinden yoksun, demektir!
Kendi kendisini yönetme hak, beceri, yetenek ve yetkisini, kendi dışındaki güçlere, kişilere, örgütlere ciro etmiş, dolayısıyla da kendinden geçmiş, demektir!
Kendinden geçmiş bir halkın, belirli aralıklarla sandığa gidip, Mehmete ya da Fatmaya oy kullanması, hiçbir anlam, hiçbir değer ve hiçbir yarar ifade etmez; edemez!..
Halkın meselelere sahip çıkmasının önündeki engellerin en önemlilerinden birisi ise, bizzat demokrasinin içinde yer alan bir yöntem, bir kurnazlık ya da bir fetbazlık örneği olan demagoji üslubudur
Günlük ve beylik yönlendirmeler Heyecanlı, gösterişli hamasi deyişler, gösteriler Ve nabza göre şerbet vermek ya da çıkar bohçasına istif edilen ranttan [küçüklü/büyüklü] ulufeler dağıtmak Ya da benzeri türlü çeşitli yöntemler, taktikler, yalanlar ve dolanlar
Evet, işte bütün bunlar, saydıklarımız ve sayamadıklarımızla birlikte tüm yozlaşmış, çürümüş, kokuşmuş örnekler Ve bütün bunların hepsi, bireyin demokrasiden yararlanmasının önüne konan tuzaklar ve kişinin demokrasinin olanakları içinde kendisini serbestçe geliştirebilmesini engelleyen etkenlerdir
Evet İşte bütün mesele, demokrasinin tarifinde başlıyor; tanımlamasında bitiyor
Demokrasinin tanımı içine tuzaklar yerleştirilmesine engel olalım.
Demokrasi bayrağı ile yola çıkarak bu ülkenin temellerini dinamitlemeye kalkışanları iyi teşhis edelim.
Doğru teşhis edelim.
Ve teşhir edelim!