TEMA’dan Çevre Günü açıklaması

█ Gerçek Gazetesi
TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir yaptığı açıklamayla5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Çevre Koruma Haftası"nı kutladı. Özdemir yaptığı açıklamada, Türkiye"nin enerji ihtiyacının öz kaynaklarına dayanması gerektiğini belirtti.
1972 yılında İsveç"in Başkenti Stockholm"da toplanan Birleşmiş Milletler zirvesinde 5 Haziran tarihinin “Dünya Çevre Günü” olmasının kabul edildiğini kaydeden Özdemir,”O tarihten buyana, çevre sorunlarına ve çözüm yollarına kamuoyunun dikkatini çekmek, çevre bilincinin oluşmasını, halkın katılımını sağlamak, politik ilgiyi arttırmak ve Kyoto sözleşmesindeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi, “karbon salınımının önlenerek 1990 seviyesine çekilmesi” için gerekli acil önlemlerin alınmasını temin amacıyla çaba gösterilmektedir” dedi.
Dünyanın ortak sorunu haline gelen çevre kirliliğinin, insan ve tüm canlı hayatını tehdit etmekte olduğunu ifade eden Özdemir, şu ifadeleri kullandı:“Toprak, su, hava ve kısaca çevre kirliliğinin, atmosferde karbon yoğunluğunun artmasının, küresel ısınmanın, canlı türlerinin yok olmasının, dünyamızın yaşanmaz hale gelmesinin faili biz insanlardır.Türkiye"nin birincil enerji arzının yüzde 90,7 si kömür, petrol ve doğal gaza dayalıdır. Fosil yakıtlara dayalı bir enerji sektörü, büyük oranda çevre kirliliğine, küresel iklim değişikliğine sebep olmaktadır. Ülkemizin enerji ihtiyacı öz kaynaklara dayanmalı, yenilenebilir enerji sistemlerine; güneş enerjisine, rüzgar enerji santralarına, jeotermal kaynaklara, doğayı ve ekolojiyi bozmayan, her canlının suya erişim hakkını gözeten hidro elektrik santralarına yönelmeli, uluslar arası müzakere süreçlerinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeli “Yeşil ekonomi”, “toprak ve sürdürülebilir yaşam” için politikalar üretmelidir”
AYDIN"DAKİ KİRLİLİK
Aydın"daki çevre sorunlarını da es geçmeyen Özdemir sözlerini şöyle tamamladı: “Aydın"da toprak, Büyük Menderes nehri ve denizin kirlenmesi, dağlarımızdaki ağaç ve orman varlığının yetersizliği, eğimli arazilerin teras yapılmayışı ağır metal barındıran jeotermal sularının re enjekte edilmeden toprağa, dereye, nehre verilmesi birer çevre sorunudur. Toprak, su ve hava kirliliği, insan ve canlı sağlığını tehlikeye atmakta, hastalık olarak canlı hayatını etkilemektedir” (iha)