İnsanoğlunun hayatında hiç unutamadığı ve ömrünün en önemli günleri arasında yer alan sünnet, nişan ve düğün davetiyeleri ve şekerleri sanata dönüştü. Elektrik ve hoparlörün icadından önce ateş yakarak duman çıkarma, davul zurna çalma ve silah atma gibi etkinliklerle gerçekleştirilen davetiye geleneği günümüz teknolojisine ayak uydurunca çok özel tasarımlara bürünmeye başladı.
Aydın’da özel günleri daha da özel yapmak üzere bir araya gelen 3 bayan hayal edilen her şeyi davetiyeye dönüştürerek insanların en özel günlerini unutulmaz yapmaya başladı. Sadece Aydın’a değil yurt dışına bile özel davetiye ve nikah şekeri yapan Duygu Nihan, Saliha Menengeç ve Nuray Taşdöğen gece gündüz özel günleri daha özel yapmak için çalışıyorlar.
Çok kısa zaman öncesine kadar özel günlerin davetinin bir torba şeker, kibrit, mendil ve bardak ile yapıldığını ancak son zamanlarda bu geleneğin teknoloji ile değiştiğini belirten Duygu Nihan, artık davetiyelere sadece haber verme olayının değil özel duyguların da eklendiğini belirterek “Davetiyede artık dönem değişti. Eskiden Anadolu’da kilim dokumanın tarif ettiği duygular kadar bugün davetiyeler de duygulara hitap edip ilginç mesajları da vermeye başladı. Davetiyelerde duyurmak kadar akılda kalıcı ve özel olması en önemli unsur oldu. Bu kapsamda bizler hayal edilen her şeyi davetiyeye dönüştürüp hizmet vermeye başladık. Erkekler bu konuyu çok fazla önemsemese de bayanlar çok hassas ve bir çok ilginç fikir bayanlardan oluyor. Biz hem hayal edip üretiyoruz hem de hayal edileni oluşturuyoruz” dedi.
“DAVETİYENİN TARİHÇESİ”
İnsanoğlunun varoluşundan bu yana özel etkinliklerin ve davetlerin toplumlarda çok büyük ilgi gördüğünü ve itibarın da bu tür günlerde daha çok hissedildiğini belirten Saliha Menengeç ise “Davetiye yani davet etme yolu anlamındaki bu kelime, İnsanların sosyalleştiği zamanlardan bugüne kadar çeşitli yöntemlerle kendini göstermiştir. Eski bazı kabilelerin düğün davetlerini duman yoluyla yaptığı birbirlerini bu şekilde davet ettikleri bazı kaynaklarda yer almıştır. Yüzyıllar önce insanların okuma yazma oranının düşük olması ve davetiyenin elde zahmetlice yapılması nedenlerinden dolayı davetiyeler bildiri yoluyla insanların toplandığı meydanlarda, pazarlarda, çeşme başlarında yüksek sesle okutularak halka duyurulurmuş. Böylece daveti duyanlar duymayanlara ulaştırır ve dileyen davete gidermiş. Okuma yazma oranının artması kağıdın ve matbaanın icadı ile düğün davetiyelerinin gazetelerde yayımlanarak duyurulduğu da olmuş. Ancak şimdi bu işler genelden özele döndü. Herkes davet ederken kendisinin farklı bir şekilde anımsanmasını da istiyor" diyerek sistemin her geçen gün değiştiğini söyledi.
“ESKİDEN ZENGİN VE SOYLULARA ÖZELDİ" DAVETİYE GÖNDERİRDİ"
Gelişen teknolojinin garibanları da sevindirdiğini ve eskinden sadece soylu ve asillerin dağıttığı davetiye ve özel gün şekerlerini artık isteyen herkesin yaptırabildiğini belirten Nuray Taşdoğan, “Günümüzde kullandığımız düğün, nişan, nikah davetiyeleri ve özel nikah şekerine geçilmesi ise şöyle olmuş. İlk davetiyelerin orta çağda Kaligrafta (Latin harfleriyle estetik ve güzel yazı yazma) ustalaşmış olan keşişler tarafından yazıldığı sanılmaktadır. O dönemin soylu aileleri bu keşişlere para karşılığında davetiyeler yazdırırlardı. Tabi bu soyluluğun yanı sıra zenginlikte isteyen bir işti. 1600´lü yıllarda metal plakalar üzerine kazınarak başlayan davetiyeler sonra sonra parşömen (hayvan derisinden yapılan tabaka) üzerine yazılmaya başlanmış ve kağıdın icadına kadar böyle devam etmiş. Kağıdın icadı ile davetiye yavaş yavaş şeklini değiştirmiş ve daha kibar ve zarif bir şekil almıştır. Şimdi davetiye ve nikah şekerleri çok özel tasarımlar içermeye başladı. En kıymetlisi de el emeği ile yapılanlar oldu. Bizler de herkesin özel gününü daha da özel yapmak için çalışıyoruz" dedi.