5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 21 Haziran 2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazetetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tarım Sigortaları Havuzunun çalışmaları ile ilgili toplantı, Söke Ziraat Odası Konferans Salonunda yapıldı. Çok yararlı ve önemli bilgilerin verildiği toplantıya nedense çok az sayıda üretici katıldı. Toplantıda, TARSİMin kanunla kurulan Tarım Sigortaları Havuzunun kısa adı olduğu, kâr amacı gütmediği ve sigorta yaptırmış olan çiftçinin uğradığı zararları tazmin ettiği anlatıldı.
Tarım kesiminde hâlâ dededen, babadan kalma rastlantısal bir üretim modeli uygulandığından, çiftçimiz, tarım sigortasının geleceğinin garantisi olduğunu bir türlü kavrayamıyor. Oysa çiftçinin tarlasına ektiği her çeşit ürünün, herhangi bir tehlikeye karşı sigorta kapsamı, devlet tarafından kabul ve ilân edilmiş, teknik şartlarda, tarla ürünleri, her türlü sebze, kesme çiçekçilik, Dolu, fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan ve sel-su baskını risklerinin neden olduğu miktar kaybına karşı devlet sigorta kapsamı içine alınmasını öneriyor. Ancak çiftçiye, ille de sigorta yaptıracaksın diye bir zorlama yok. Fakat sigorta yapılması halinde primin yüzde ellisini devletin ödeyeceği belirtiliyor. Mesela bir poliçenin toplam prim miktarı, 300 TL ise, bunun 150sini devlet ödüyor. Tarım kesiminde herhangi bir üretici tarladaki ürününü sigorta yaptırmak için ilk önce çiftçi kayıt sistemine girecek ve TARSİM ile anlaşmalı sigorta şirketleri ve acentelerinden her hangi birine başvurma şansına sahip olacaktır.
Bizim toplumumuzdaki yaygın kanaat, Bana birşey olmaz anlayışıdır. Oysa tarım faaliyetleri üstü açık tarlalarda, seralarda veya fabrikalarda yapılıyor. Dünyada değişen iklim koşulları, tarımsal ürünler üzerinde çeşitli riskler meydana getirmektedir. Mesela üzüm, mandalina ve aynı hasat döneminde yetişen tüm meyveler dona maruz kaldıklarında üreticinin bütün emeği yabana gitmekte ve bu zararı yıllar içinde karşılayamamaktadır.
Devlet, yıllar yılı don, sel, aşırı yağış, hortum vb. afetlerde çok zaman çiftçilerin zararlarını karşılamaya gitmiştir. Ancak bundan böyle tarım sigortası kapsamında sayılan riskler ve afetler için 2090 sayılı kanun kapsamı içinde olan yerlerde devlet, bundan böyle eskisi gibi pek cömert olmayacak. Ve 2011/1244 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bir bir 2011 tarihi itibariyle riskli ürünler de tarım sigortası kapsamına alınıyor. Eski uygulamaya göre meyvelerde çiçeklenme evresi de dahil, don riski, sigorta kapsamı içine alınmıyordu. Fakat 1 Ocaktan itibaren riskler bu kapsam içine alındı.
Yalnız bitkisel ürünler değil, süt sığırları için; önsoy ve soy kütüğüne ve hayvan kayıt sistemine (TÜRKVET) kayıtlı olan süt ve erkek besi sığırları için ölüm riski teminatı uygulanacak.
Kümes hayvanları için: Kapalı sistemde üretim yapan bio-güvenlik ve hijyen tedbirlerini almış olma şartı ile bunlara da ölüm riski teminatı uygulanacak.
Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünleri: Her çeşit deniz ürünlerinin yetiştirilmesinde meydana gelecek zararlarda da ölüm riski teminatı uygulanacak.
Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Şnin ilçemiz Ziraat Odası Konferans Salonununda düzenlediği toplantı her açıdan yararlı oldu. Toplantının sunumunu Manisa Bölge Koordinatörlüğü, bölge koordinatörü Fahri Yıldırım yaptı.
FİDAN DAĞITIMI YAPILDI
Aydın Özel İdare bütçesinden ayırdığı payla, 19 köy, 7 belde ve merkezdeki bazı çiftçilere, zeytin ve mandalina fidanı dağıtarak destek verdi. Serbes piyasada yaklaşık 7,5 TL. satılan mandalina fidanları çiftçi kesimine 110 Kr.tan verildi. Ancak bu meblağın 60 kr.nu devlet karşıladı.
14125 mandalina, 5000 zeytin fidanının dağıtımı sırasında İlçe Kaymakamı Mehmet Demirezer, Aydın Özel İdarenin her yıl olduğu gibi, bu yıl da ucuz fidan dağıtımı yaparak çiftçiye yardımcı olduğunu, ve devletin tarım kesimini desteklemeye devam edeceğini söyledi. Söke Ticaret Borsası önünde yapılan dağıtımda toplam 19,125 fidan dağıtımı yapıldı.