Tanker faciaları üzerine OKT Trailer sağduyu çağrısı yaptı

Tanker faciaları üzerine OKT Trailer sağduyu çağrısı yaptı

Türkiye’de en önemli sorunların başında gelen trafik kazaları ve trafik kazalarında pek çok kez ölümlerin yanı sıra çevre facialarına neden olan tanker kazalarında yaşanan faciaların önlenmesi amacıyla Türkiye’nin en önemli treyler firmalarından biri olan OKT Trailer sağduyu çağrısında bulundu.

Firmanın Genel Müdürü Hakan Maraş, ülkenin pek çok yerinde meydana gelen tanker kazalarında yaşanan ölüm ve yaralanma olaylarının yanında çevre felaketlerine çok üzüldüklerini belirterek firma olarak, 11 yıl önce 2004 yılında ürettikleri ADR’li alüminyum tanklarla bu tür sıkıntıları çözdüklerini belirtti.
Geçtiğimiz hafta İzmir Bergama’da mazot yüklü bir tankerin karıştığı kazada 13 ton mazotun yola dökülmesi olayı, 19 Haziran’da Samsun’da, 20 Haziran’da ise Diyarbakır’ın Ergani İlçesi’nde yaşanan kazaların ardından yaptığı ‘sağduyu’ çağrısında sorunun çözümsüz olmadığını belirten OKT Trailer Genel Müdürü Hakan Maraş, “Ülkemizin içinde bulunduğu bu dramatik durum dolayısı ile daha fazla acı yaşanmaması için üreticilerin ve hizmet sağlayıcıların daha duyarlı hareket etmesini şiddetle öneriyoruz. Tehlikeli madde kapsamına giren her türlü yanıcı, patlayıcı, parlayıcı ve radyoaktif maddeyi taşıyan araçların Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR) mevzuatlarına uyması ve bu araçları kullanan şoförlerin de yönetmeliklere uygun olarak eğitimlerini derhal ve ivedi olarak tamamlaması gerekmektedir. Ülkemiz, ADR için hazırlanan yönetmeliğin 1 Ocak 2014 tarihi itibarı ile yürürlüğe girmesi sayesinde tehlikeli maddelerin taşınmasında çok önemli bir adım atmıştır. ADR Mevzuatı ile birlikte tehlikeli mallar; güvenli, kontrollü, seri, ekonomik, insan sağlığına zarar vermeden ve çevreye olumsuz etkisi en az olacak şekilde taşınmaya başlandı. Yeni üretilecek araçlarında ADR mevzuatına uygun olması ile birlikte tehlikeli mal taşıyan 20.000 aracın ise kademeli olarak 2018 yılına kadar ADR uygunluk belgesini almaları zorunlu hale getirildi. ADR uygunluk belgesi araçların yürüyen aksamının, fren, elektrik, tank, şasi ve mekanik bağlantı noktalarının mevzuata uygunluğunu sorgular ve her türlü kaza ve patlama riskini düşürerek can, mal ve çevre zararını minimuma indirir. ADR uygunluk belgesi için belirli zaman aralıklarının olmasına rağmen vatandaşlarımızın sağlığı, çevrenin kirlenmemesi ve mal kayıplarının önlenmesi için hizmet sağlayıcıların inisiyatif alarak bu süreleri beklemeden araçların ADR mevzuatına uyumlu hale getireceklerine inanıyoruz” dedi.
ADR’li tankerlerin, her şeyden önce dengeli taşıma tasarımları gereği virajlarda veya manevra esnalarında aracın devrilmesini engellemekte olduğunu belirten Maraş, “Nitekim yol şartları ve zincirleme kaza sebebi ile devrilme gerçekleşir ise güvenlik önlemleri sayesinde tehlikeli maddeler tank içerisinde kalarak insan sağlığına ve çevreye zarar vermez. 18 Haziran tarihinde İzmir - Çanakkale karayolunda devrilen tankerin üstten dolum sisteminin olması sebebi ile 13 ton mazot dışarıya boşaldı. Çevreye çok ciddi bir zarar söz konusu oldu. Şanslıyız ki tankerin mazot yerine benzin taşımaması ve mazotun alev alacağı belirli dereceye ulaşacak koşullar oluşmadığı için bir facianın ucundan döndük. Eğer kazaya karışan tanker, ADR standartlarına göre alttan dolum yapılan bir tanker olsaydı, devrilme anında armatürlerdeki basıncın artmaması sayesinde yakıtın sızması engellenecekti. Böylece hem insan sağlığına hem de çevreye hiçbir zarar gelmiş olmazdı. Diğer bir açıdan ülkemizde üretilen tankerler her ne kadar artık ADR mevzuatına uygun olsa da metal alaşımlı olanlardan dolayı yine ciddi tehlike içindeyiz. Metal alaşımlı tankerler, çarpışma veya devrilme esnalarında kıvılcım çıkardığı için patlamalara ve yanmalara neden olabilmektedir. Üreticilerin ve hizmet sağlayıcıların sorumluluk alarak ADR mevzuatının ötesine geçip metal alaşımlı tankerler yerine daha güvenli ve kıvılcım riski olmayan alüminyum hammaddeden üretilen tankerleri tercih edeceklerine inanıyoruz. Dünyada trafik kazalarından dolayı her yıl 1 milyon 250 bin insan hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise 10 binin üzerinde vatandaşımızı kaybediyoruz. Yaşanan bu tür sorunların çözümü için ADR mevzuatını bir sosyal sorumluluk projesi gibi ele almalı ve yollarımızı derhal herkes için daha güvenli hale getirmeliyiz” ifadelerine yer verdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GENEL Haberleri