Türk Dil Kurumu sözlüğünde karşılığı şöyle:
Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi
Demek ki, Başbakanın, PKKnın, BDPnin, Barzaninin ve Abdullah Öcalanın bir süredir üstünde dans ettikleri ip budur.
Siyasetçiler, PKK tarafından kaçırılarak Kandil dağında aylardır tutsak edilen Devletin kamu görevlilerinin serbest bırakılmasını sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriyor ve sürecin başarılı bir biçimde yürüdüğünü ifade ediyorlar.
Gerçekte Nedir bu noktada yürüyen?
Apo, İmralıdan emir veriyor.
Devletin memurları Kandilde serbest bırakılıyor.
Demek ki, olup-bitenler hala Abdullah Öcalanın emirleri doğrultusunda yürüyor.
Demek ki, PKKyı yöneten hala Abdullah Öcalandır.
Bu devletin memurları bir emirle tutuklanıyorsa, bir emirle de tutsak edilmişlerdir.
Ve Devlet, memurlarını tutsak eden terör örgütünün başı ile müzakere etmektedir
Anayasa yapmaktadır.
Strateji belirlemekte, Ortadoğuyu yeniden şekillendirecek adımları atmaktadır
Bu ortamda kimileri Öcalan, AKPnin dümen suyuna girmiştir, diyor.
Kimileri ise, AKP Öcalanın etki alanı içinde siyaset yapmaktadır, buyuruyor.
Oysa, gerçek bu vitrinin dışında ve oldukça ötesindedir.
Gerek AKPnin yönetim kadrosunu ve gerekse Öcalanın siyaseti yönetip yönlendiren ABDdir.
ABDnin stratejik çıkarlarıdır.
Öcalan, PKK, BDP, Barzani ve AKP, bu çıkarlarla ortaklık kurup, kurdukları ortaklıktan pay alma amacını siyasetlerinin ana çizgisi haline getiren stratejik araçlardır
Sorun, PKK ile AKP arasında değildir.
Tam tersine, PKK ve AKP; ABDnin Ortadoğuyu yeniden şekillendirme stratejisi içinde farklı alanlarda işlev üstlenen siyasal unsurlardır.
PKK, ABD desteğini arkasına alarak bölgeyi teröre bulamıştır.
AKP, ABD güdümünde Ortadoğunun yeniden şekillendirilmesi stratejisinin eş-Başkanlığını üstlenmiştir.
Terör, bu şekillendirmeye giden yoldaki bir kilometre taşıdır.
AKPnin yürüttüğü siyaset, bu şekillendirmenin merkezine yerleşmeye çalışan niyetlerin ürünüdür.
Yineliyoruz:
- Sorun PKK, BDP, Barzani ve AKP arasında değildir.
Müzakereler, bu güçlerin arasında yapılmamaktadır.
Temel çelişki, Mustafa Kemal Atatürkün söylediği gibi, mazlum uluslarla emperyalist güçler arasındadır.
Meseleyi bu açıdan görüp, tespit edemez isek, yapılacak değerlendirmelerin gerçeği tespit yeteneği zayıflar ve dolayısıyla da, yürütülecek mücadelenin yönü sapar.
Olayların karmaşık yapısı içinde gözden kaçırılmaması gereken asıl gerçek, samanın altından siyaset yapan emperyalizmdir.
ABD ve yürüttüğü siyaset ile, oluşturduğu işbirlikçi kadrolardır.