Yeraltı suları tamamen çekildi ve artezyenler kuurudu, topraklar yarıldı ve ağaçlar kurumaya döndü. Böyle bir yılda en büyük gelir kaynağımız, ekmek teknemiz Söke Ovasının üreticileri bu kuraklık karşısında parişan duruma düştüler. 425.000 dönüm sulanabilir Söke Ovasında her yıl 120 ile 130 milyon kilo pamuk üretilir. Pamuk bitkisine asgari iki su vermek gerekirken bir su dahi veremeyen üreticiler mevcut.
Bu feci durumu evvelce gören sorumlular ve milletvekilimiz Sayın Ahmet Ertürk muhtelif toplantılarda fazla su isteyen yonca ve mısır gibi bitkilerin ekilmemesi temennisiyle beraber Valilik Başkanlığında kurulan komisyonlarca her bölgeye verilmesi gereken su miktarı tespit edilmiş olmasına rağmen ve Söke Ovasının 277 milyon m3 su ihtiyacına karşılık 125 milyon m3 su tahsis edildiği halde Söke Ovasına gelen suyun 65 milyon m3 olmasının karşısında bu facianın yaratılmasında suçlu aramak ve Söke Su Birliği Başkanı olan Belediye Başkanımızı suçlu olarak göstermek en büyük haksızlık olduğu gibi Karacasudan Söke Ovasına kadar haklarından fazla su kullanan beldelerin bencil davranışlarını kontrol edemeyen sorumluların ihmallerini sorgulamaz hakkımız olduğu kanaatindeyim.
Söke Ovasına ekilen milyonlarca dönüm pamuğun yanması ve taraklarını dökmesi sonucu verimin 200-250 kiloya kadar düşmesinde ovaya gerekli 277 milyon m3 su yerine 125 milyon m3 su tahsis eden ve ovamıza ulaşan 65 milyon m3 suyu taksim etmeye mecbur edilen Sayın Necdet Özekmekçinin kensinde Hz. Ömer adaleti olsa yine taksim edemez ve binlerce üretici çırpınarak mağduriyetini isha etmek mecburiyetinde kalır.
Suçu bir kişiye yüklemekle dava hallolmaz. Çözüm önerilerini DSİ, Valilik ve hatta devlet olarak acilen bulmak ve bu günden tezi yok başlamak gerekir.
Aksi halde milyonlarca kilo milli servetin yok olmasının vebalini gerçek sorumlulara sormak gerekecek.