Devletin bir politikası olmalı. Aksaklıkları, eksiklikleri sürekli giderilen, sürekli kendini yenileyen ve toplumun yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefleyen bir politika.
Hükümetler, iktidarlar değişse de devletin evrensel değerlere dayalı, bölgesel konumuna ve toplumsal yapısına uygun uygulamalar yapılarak, kaynaklar israf edilmeden her kuşağın bir önceki nesile göre daha rahat yaşadığı, ömürlerin uzadığı, refahın ve huzurun sürekli yükseldiği bir sosyal yaşam sağlanmalıdır.
Sosyal medyada zaman zaman “Türkiye Aydın gibi yönetilsin.” Türkiye Eskişehir bibi yönetilsin” söylemlerinin dile getirilmesi adı geçen kentlerde azımsanmayacak başarıların elde edildiğini göstermektedir. Bu kentlerden birisinde yaşıyor olmam nedeniyle kendimi şanslı hissediyorum. (Bunu başka bir yazımda daha ayrıntılı açıklamayı düşünüyorum.)
Geçtiğimiz günlerde Hürriyet Gazetesi’nin Ege Eki’ndeki “Topuklu Efe’nin 140 müfettiş İsyanı” manşeti, güzel şeyler yapmaya çalışan ama iktidar partisinden olmayan belediyelerin ayrımcı politikalara kurban edildiğini çok anlamlı bir şekilde anlatıyordu.
3-5 değil tam 140 müfettiş ve Çerçioğlu’nun açıklamasına göre de aynı konuda 4-5 kez belge istenmesi art niyetlerin ne kadar ortada olduğunu gösteriyor.
Ama son seçimde alınan sonuçların, halkın, kendisi için yapılan hizmetlerden memnun olduğunu göstermesi, onun doğru yolda olduğunu ortaya çıkarmıştır. Halkımızın oldukça yoğun ilgi gösterdiği (ve aslında geç bile kalındığını düşündüğüm) toplu taşımacılığın, deniz taşımacılığının yaygınlaştırılması sosyal belediyecilik anlayışında diğer illere de örnek olacağını umut ediyorum.