Kaymakam Kurtbeyoğlu için 20 Mayıs tarihinde iki paylaşım yapmış ve Devlet yöneticiliğine övgüde bulunmuştum. 6 bin liralık bir alımla ilgili tavrı hoşuma gitmişti. Fotoğrafını kullanıp, Devlet adamlığının en güzel örneğini verdiğini yazmıştım.
Kaymakamlık Makamında Söke halkın malının, mülkünün ve de parasının emanetçisi olduğu için ve de hassas davranmasından dolayı destek vermiştim. Yanlış yapmaya zorlanmaması gerektiği ve bu konularda da çok dik bir insan olduğunu dile getirmiştim.
Artık bu yöndeki düşüncelerimi yitirmeye başladım!
Bu olay da tuzu biberi oldu.
Dilerim böyle devam etmez.
Söke Organize Sanayi Bölgesi (OSB) hakkında dün akşam gündeme düşen iddia deprem etkisi yaptı!
ŞOKTAYIZ...!!!
Bir de iddianın gerçek olduğu anlaşılınnca basın mensupları en ağır eleştirilerle sorumlulara yüklendi.
Ben de konu hakkında ağır eleştiri yapanlardanım.
Çünkü, mevzu Söke ve Söke insanının haklarının ve hukukunun çiğnenmesi olduğunda dayanamıyorum ve kalemimden adeta kan damlıyor.
Evet, konu OSB...
OSB kimsenin malı değil.
Kimse de OSB'yi babasının bakkal dükkanıymış gibi yönetemez!
Hele hele bugün var yarın yok misali görev yapan mülki amirlerin keyfine göre hiç yönetilemez!
OSB'de tek bir sanayi arsası kalmış ve siz bu değeri 300 kişi çalıştıracak Sökeli yatırımcı varken, en fazla 20 kişi çalıştıracak İzmirli fabrikatörü tercih etmek hangi akla hizmet ediyorsunuz? Altını çize çize bir daha söylüyorum bakın! Hem de son yani bir tane kalan 5000 m2 sanayi arsasından söz ediyorum. Bu arsada tüyü bitmemiş yetimin hakkı var ve onun hakkını da gözeterek değerlendirmek zorundasınız.
Sorular yöneltmek istiyorum!
1- 10 m2'lik alanda 1 kişi istihdam edecek tekstil firması varken, 150 m2'lik alanda bir kişi çalıştıracak plastik fabrikası sahibi fabrikatörü tercih etmek Söke'nin geleceğini ve çıkarlarını gözetmek mi oluyor?
2- Tekstil firmasının hiç bir şekilde insan sağlığına ve doğaya zararı olmadığı gibi; Sökeli sanayici "Dünya markaları ZARA, H&M, LEE, WRANGLER, SEVEN, BERÇK'i getireceğim" diyor ama İzmir merkezli plastik fabrikası plastikten imal edilen bidon, boru ve kanserojen üretiyor.
Ey Söke halkı!
Siz olsanız hangisini tercih edersiniz?
Hiç bir yan etkisi olmayan teksitil üretimini mi yoksa insan sağlığı ve doğa için tehdit içeren sanayi kuruluşunu mu?
3- En önemlisi ise; 15 Temmuz KALKIŞMA öncesi tekstil fabrikası sahibiyle Söke Kaymakamlık Makamında görüşülmüş ve OSB'ye son kalan 5 dönümlük sanayi arazisi için dilekçe vermesi istenmiştir. Hatta kapasite raporuna (sağlayacağı istihdam, üretim miktarı, üretim alanı, faaliyete geçme süresi vs. bilgileri kapsayan belge) kadar başvurusu alınmış olmasına rağmen ne gibi gizli pazarlıklar yapıldı ve tekstil firmasının başvurusu sümen altı oldu?
4- Söke'nin evladı sanayiciden, Söke Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu tarafından Söke Fakültesi için de bağış sözü alınmasına hatta bağış miktarını da Kurtbeyoğlu'nun belirleyebileceği söylenmesine rağmen, sanayi arsasını İzmirli fabrikatöre satmaya KALKIŞMA nasıl bir zihniyetin eseridir?
5- Sökeli sanayici yerine İzmirli fabrikatörün tercih edilmesinde ne gibi gizli güçler rol aldı?
6- Söke Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu, Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran, Kasım Üzüm (Tic. Odası Yön.), Haldun Işıklı (Tic. Odası Yön.), Haluk Kutlay (Tic. Odası Baş.)'dan oluşan yönetim kurulu üyeleri bu satışa neden engel olmuyorlar?
7- Her biri; Söke Ticaret Odası mensubu olan bu yöneticiler, Söke'ye mi hizmet ediyorlar yoksa İzmirli fabrikatöre mi?
8- Sökeli sanayicinin artıları daha fazla olmasına rağmen, İzmirli fabrikatörün tercih edilmesi Söke'ye ve Sökeli'ye ihanet değil midir?
9- Bu isimlerin hepsi de yanlış bir karara imza attıklarını dillendirdikleri halde neden kaymakama “dur!” diyemiyorlar?
10- Yoksa onlar da mı OHAL Uygulaması nedeniyle korku içerisindeler?
11- Bir OSB yöneticisinin iddiasına göre; Sökeli sanayicinin dışında bu yer için toplam 8 firma daha başvuru yapmış. OSB yöneticisinin iddia ettiği gibi, bu başvurular yönetime sunulmadan yani Kaymakam Kurtbeyoğlu tek başına yetkisini kullanarak İzmirli fabrikatör tercih edilmişse bunun adına peşkeş denilmez de ne denilir?
OSB yöneticisinin; “Biz son arsa İzmirli fabrikatöre verildikten sonra Sökeli sanayicinin teklifinden haberdar olduk!” şeklindeki sözleri OSB’nin yönetiliş şeklinde kafa karışıklığına neden oldu.
Bu yanlışa başta Söke Belediye Başkanı Süleyman Toyran olmak üzere yönetimdeki diğer Sökeliler göz yumamazlar.
Sökeli sanayici 6 ayda fabrikayı kurma taahhüdü vermişken, İzmirli fabrikatörün tam bir kapalı kutu olduğu bilgisine ulaştım.
Bu işletmenin artıları ve eksileri nelerdir?
Kapasite raporuna göre; sağlayacağı istihdam, üretim miktarı, üretim alanı, faaliyete geçme süresi vs. bilgileri kapsayan belgenin doyuruculuğunu Söke halkı siz OSB yöneticilerinden öğrenmek isteyecektir.
Henüz sözleşme aşamasındaki bu satıştan Söke ve Söke halkı adına derhal dönülmesini istiyorum. Söke’nin oylarıyla Söke şehrinin ve Söke halkının temsilcisi olan Süleyman Toyran’ı Söke halkı adına göreve çağırıyor ve yanlışa son verilmesini istiyorum.
Nezir Çetin kardeşim de bu konuda çok güzel bir yazı yazmış.
Elleri dert görmesin.
Güzel bir ironi yapmış! Yanlışa espriyle karışık dokundurmuş! Tabii ki de anlayana...
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var OSB'de. İş bilmiyorlarsa oralarda o görevlerde oturmayacaksınız!
Bizler basın mensupları olarak konuyu kamuoyuyla paylaşırız ve Söke halkı da oyunu bozar. Dün olduğu gibi bundan sonra da Söke'nin çıkarlarını her zaman kollayıp ve gözeteceğiz.
Söke'ye ve Söke halkına kimse yanlış yapamaz.
Söke'ye ve Söke halkına yanlış yapan Söke Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu olmamalıdır!
Söke belediye başkanı Süleyman Toyran, ticaret odası başkanı Haluk Kutlay, Söke esnafı Kasım Üzüm, Haldun Işıklı hiç ama hiç olmamalıdır!
Yanlış yaparlarsa da Söke hesabını elbette sorar.