SÖKESPOR VE GERÇEKLER

 

Bu gün biraz Söke futbolunun geçmişinden söz edeyim dedim. Söke’de futbol tutkusu cumhuriyetin ilk yıllarında başlar. İlk önce “Aydınlar Ocağı” bünyesinde kurulan İdman Yurdu, daha sonraki yıllarda yine halk evi bünyesinde Söke Gençlikspor sportif faaliyetleri öne çıkar. O dönemlerde kentin her sokağında çocukların futbol oynayacağı arsalar vardır. Gençler buralarda top koşturmaktadır. Bu müsait ortamlar, çok yetenekli futbolcuların yetişmelerine neden olmuştu. Hatta 1930-40 yılları arasında Söke Gençlikspor’un Türkiye şampiyonasına katıldığı biliniyor. Daha sonraki yıllarda yöremizde yetişen bir çok futbolcunun İzmir takımlarında futbol oynadığını görüyoruz. Türkiye’de profesyonel Lig başladıktan sonra Sökeli genç futbolcular İzmir’in Göztepe, Altay, Karşıyaka gibi futbol takımlarında top koşturmaya başladılar. Artık Söke, futbolcu yetiştiren ve bu konuda özelliğ olan bir yöreydi.

1946 yılında futbola siyaset karışınca, Söke’de rekabet ortamında futbol daha da gelişti. Söke Gençlikspor CHP, Dumlupınar ise Demokrat Parti’nin futbol takımları oldu. Gençlikspor ile Dumlupınar arasındaki siyasi rekabet, Söke’yi bir futbol yöresi haline getirdi. İki klüp arasında oynanan müsabakalar karşısında şehirde hayat dururdu.

1960 sonrasında ilçemizde 4 futbol takımı faaliyet halindeydi. Bu takımlar, Gençlikspor, Dumlupınar, Kültürspor, ve Çimentospor’du. Adını saydığım futbol takımları amatör futbolculardan oluşuyordu. Ancak 1. Ligde rahatlıkla futbol oynayabilecek kapasitede oyuncular vardı. Mesela milli takıma kadar yükselen Mehmet Özmen Sümer ilk yıllarda Göztepe daha sonraki yıllarda Karşıyaka’nın değişmez yıldızları arasında yer aldı. Rahmetli Hüseyin Şenoğlu, Göztepe’nin efsane santraforuydu. Son yıllarda Söke Dumlupınar Kulübü’nde santra mevkiinde oynadı. İlerlemiş yaşına rağmen çok başarılı maçlar çıkardı.

Söke gerçekten futbolcu yetiştiren bir yöreydi. Çengel Ahmet, Pire Yusuf, ayrancı Demir, Çeşmeci Ali, kardeşi Necati, Tabak Kemal, Kaleci Salih, Pepe Mustafa, Hacı İşlekel, Uzun Ali’nin Zeki, Hakkı Uzgur, Muzaffer İşlekel, Mustafa Yağcı, Düğmeci Arif, Arnavut Ramazan, Kasap Hasan, Berber Hasan sonraki yıllarda futbol hayatını Altay’da sürdüren Nazım, Göztepe’de Milli Takıma kadar yükselen Fuji Mehmet, yine milli takıma kadar yükselen Fenerbahçe Spor Kulübü elemanlarından Sedat, İzmirspor’da futbol oynayan Cevdet, İbrahim Yaman ve şu anda aklıma gelmeyen ve sayıları bir hayli fazla olan futbolcular bu yörenin içinden çıkan kahramanlardı. Ancak 1970-80’den sonra Söke, yavaş yavaş futbolcu yetiştiremeyen bir bölge haline geldi. Bunda semt sahalarının konut yapılarak bir yok olması ve Kemalpaşa mahallesindeki şehir stadının bu günkü yere nakledilmesi Söke’de futbolu olumsuz etkiledi.

1980’li yıllara gelindiğinde Söke takımları, dışardan futbolcu transfer ederek bir süre işi idare ettiler. Bu tarihte Dumlupınar ve Gençlikspor birleşerek Sökespor kuruldu. Dönemin Kaymakamı Halil Kanal’ın girişimleriyle Sökespor 3. Lig’e alındı (1984). Bir kaç yıl içinde 2. Lig’e yükseldi. Artık Türkiye’de adından söz edilen bir futbol takımı oluştu Sökespor. Bir ara 2. Lig’in en iyi futbol takımı seçildi. Hatta plakette verildi. Biraz daha istekli olsalardı, 1. Lig’e çıkacaklardı. Ancak 1. Lig, yöneticileri korkuttu. Çünkü futbol meraklıları ellerini ceplerine atmamaya başlamıştı. Olumsuz koşullarda Sökespor ilk önce 3. Lig’e düştü, birkaç yıl  sonra da amatör kümeye kapağı attı. İşin en enteresan tarafı, Ege Bölgesi’nde futbolda bir yaprak dökümü başlamıştı. Bir çok il ve ilçe takımları aynı akibete düşmüşlerdi. Bu düşüş tesadüf olamazdı. Ege Bölgesi’nin ekonomik yapısı genellikle tarıma bağlıydı. Tarımsal alanda meydana gelen kayıplar, halkın futbol takımlarına olan desteğini azaltmıştı. Aydınspor, Sökespor ve bölgedeki il ve ilçelerdeki futbol takımları birbiri ardına soluğu amatör kümede aldılar. Futbol takımlarının en büyük sorunu, kaynak sıkıntısıydı. Günümüzde bu sıkıntı giderek derinden hissettiriyor. Birçok İzmir kulübü için düştüğü bu sıkıntılar yüzünden 2. Lig’de zor tutunuyor. Bazıları isi 3. Lig ve amatör kümede bulunuyor. Şu sırada Ege Bölgesi’nde 1. Lig’de top koşturan futbol takımı kalmadı. Ancak Anadolu’nun her bölgesinde 1. Lig’de futbol oynayan takımları görüyoruz. Bunları hepsi tesadüf olabilir mi? Bölgesel ekonomik sıkıntı, sportif faaliyetleri olumsuz yönde etkilemekte olduğunu görüyoruz. Nitekim Sökespor, olumsuz ortamlarda amatör kümenin en alt gurubuna kadar düştü, bir ara kapanma tehlikesi geçirdi. Geçtiğimiz yıl amatör ligde sampiyonluğu, BAL liginde futbol oynamaya başladı. Ancak 2 yıldır Sökespor çok sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Bu hafta Afyon Emirdağspor’la yapılacak maçı kazanamazsa geldiği kümeye geri dönecek. Sökespor’un içine düştüğü duruma üzülmememek elde değil. Bir kent için sportif faaliyetler lüks değil, vazgeçilmez bir olaydır. Toplumsallaşmaya giden bir yoldur. Genç kuşaklara bu yola açılan kapı kapatılmamalıdır.