Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Üyesi Doç. Dr. İsmail Türkay Özcan, Türkiye’de kalp krizi geçirme yaşının gittikçe düşmeye başladığını belirterek, "Her 5 ani ölümün biri kalp krizinden dolayı gerçekleşmektedir. Bunun en büyük nedeni de modern yaşamın getirdiği olumsuz yaşam biçimidir. Bunun dışında sigara kullanımı kalp krizinin en önemli risk faktörlerinden bir tanesidir" dedi.
Kalp krizi konusunda İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Doç. Dr. İsmail Türkay Özcan, kalbin vücuttaki tüm organlara kan göndererek beslenmesini sağlayan temel organ olduğunu söyledi. Özcan, kalp krizinin kişide göğüs ağrısı, sol kolda uyuşma, sırtta ağrı, bulantı, kusma, bayılma yapabileceğini kaydetti. Vatandaşların bu tür sendromları olduğunda kalp krizini de akıllarının bir köşesinde tutması ve mutlaka bir hastaneye müracaat etmesi gerektiğini vurgulayan Özcan, “Kalp krizi geçiren bir hastada mutlaka şuur bulanıklığı, terleme, denge kaybı, bayılma veya ani ölüm olabilir. Mutlaka bu hastanın rahat bir pozisyona alınması gerekiyor. Kravatı varsa çıkarılması gerekir. Şuur kapanıyor mu kapanmıyor mu diye hastanın solunumunun yakın takip edilmesi lazım. En kısa ve hızlı sürede de 112 Acil Servis aranarak profesyonel yardım istenmelidir” diye konuştu.
“SİGARA KULLANIMI ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜ”
Kalp krizi geçirme yaşının gittikçe düştüğünün altını çizen Özcan, “Bunun en büyük nedeni de modern yaşamın getirdiği olumsuz yaşam biçimidir. Kalp krizinde kontrol edebildiğimiz risk faktörleri var, kontrol edemediğimiz risk faktörleri var. Bir kere kalp krizinin risk faktörlerine bakacak olursak yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol olması, sigara kullanımı ve genetik. Bunlar en önemli risk faktörlerimiz. Bunun yanında hastanın erkek olması, kilolu olması, sürekli oturarak yaşamını götürmesi de temel risk faktörleridir. Sadece genetik olan risk faktörüne yapacak bir şeyimiz yok. Tabi o kötü bir miras. Ama bunun haricinde diğer tüm risk faktörlerini kontrol edebiliriz. Bir kere ilaçlardan önce sağlam bir yaşam biçimi değişikliği uygulamalıyız. Haftada 5 gün en az 45 dakika egzersiz yapmalıyız. Mutlaka üç beyaz dediğimiz tuz, şeker, unlu mamullerden uzak durmalıyız. Diyetimize dikkat etmeliyiz. Daha çok sebze ve baklagilleri tercih etmek, ağır hamurlu gıdalardan uzak durmak korunmak için önemli önlemlerden bir tanesidir. İkinci önlem ise sigaradır. Toplum için en büyük halk sağlığı problemi sigara kullanımıdır. Mutlaka hem kullananları hem de kullanmaya meyilli olanları sigaradan uzak tutmamız gerekir. Sigara önemli bir risk faktörüdür. Bunun yanında aşırı alkol alımı da risk faktörlerinden bir tanesidir” şeklinde konuştu.
“KALP KRİZİ GEÇİREN SÜREKLİ RİSK ALTINDA”
Kalp krizi geçiren bir kişinin artık sürekli risk altında olduğuna dikkat çeken Özcan, “Bu kişilerde artık koroner arter hastalığı başlamış demektir. Bir kalp hastası geldiğinde öncelikle kardiyoloji bölümüne başvurmasını sağlıyoruz. Kardiyoloji bölümünde bu hasta kalp krizi ise gerekli tetkiklerden sonra gerekirse anjiyosu yapılıyor ve tıkalı damarı varsa bunların yüzde 90’ı stentle açılıyor. Stente uygun olmayan hastalarımızın da bypass olmasını sağlıyoruz. Bir hasta kalp hastalığına maruz kaldıysa ve stent veya bypass ameliyatı olduysa bundan sonra çok yakın takip edilmesi gerekir. Hem yaşam şekli değişikliği hem de ilaç kullanımı bu hastalar için mecburidir. Belli araklıklarla mutlaka hekim kontrollerini yapmaları gerekir. Bir insan ne kadar çok kalp krizi geçirirse, bunu bir çiçek gibi düşünürseniz nasıl bir çiçeği sulamasan ölüyorsa kalp de öyledir. Kalbin damarları var ve bu vücudun belli bölgelerini besliyor. Hangi damar tıkanırsa onun beslediği bölge ölüyor. Doğal olarak ne kadar çok kalp krizi geçirirse hasta kalbin o kadar çok bölgesini kaybediyorsunuz” ifadelerini kullandı.
"KRİTİK HASTALARIN 3’TE BİRİNDE ÖLÜM GÖRÜLÜYOR"
Kritik hastaların 3’te birinde ölüm görüldüğüne vurgu yapan Özcan, "Komplikasyon olmayan, uygun tedaviyi alan ve düzenli kalp kontrollerini yapan hastalarda tamamen iyileşme görülebilir. 4-6 hafta sonra kişi sosyal, iş ve cinsel aktivite de dahil olmak üzere normal aktivitelerine ve eski yaşam stiline devam edebilir. Bir kalp krizinden sonra değiştirilebilir risk faktörlerini düzeltme, dikkatli bakım ve düzenli ilaç kullanımı ikinci bir kalp krizi riskini azaltmak açısından önem taşımaktadır. Normal yaşam stiline dönmenize yardımcı olmak için bu konuda deneyimli bir kardiyologun önerdiği egzersiz, beslenme ve ilaç tedavisini düzenli uygulamak yaşam kalitesi ve yaşam süresi bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu son derece önemlidir çünkü en gelişmiş ülkelerde bile kalp krizi geçiren hastaların yüzde 10’u hastaneden çıktıktan 1 yıl sonra kaybedilirler. Bu oran kardiyak problemler için risk faktörü olan ve ciddi yaşam biçimi uygulamayanlarda yüzde 30 olarak bulunmuştur. Bu açıdan yaşam şekli değişikliği, risk faktörlerinin yönetimi ve gereken ilaçların düzenli kullanımı tekrar tekrar vurgulanması gereken bir konudur" dedi.