14 Şubat 2007 Çarşamba günü saat 16.00'da İlçe Emniyet Müdürümüz Sayın M. Ali Serin, gazetemizi ziyaret ettiler. Gazete sahibi Durmuş Tuna'nın İzmir'de olması nedeniyle sayın müdürümüzü gazetemizin Sorumlu Müdürü Hasan Hüseyin Gödeş, Foto Muhabirimiz Zeki Kemiklioğlu, Yazarımız Ayhan Sert ve ben karşıladık.
Ben müdürle ilk defa tanışdığım için özgeçmişini tanımıyorum. Konuşmalarından onurlu bir devlet memuru izlenimi çıkıyor. Rahat konuşuyor. Sorulara temkinli ve olumlu yanıtlar veriyor. Kendisinden başka müdürlerin veya büroklatların havalı hali yok. Emin, güvenilir vakarlı bir kişiliği var. Böyle kişiliğe sahip olanlar vatanlarını, halkını seven insanlardır. Ağırbaşlı, sabırlı olan insanlarla hem halk, hem de personeli daha rahat çalışır. Böyle bir emniyet müdürünün Söke gibi birinci sınıf bir ilçeye atanmış olması bizim için bir şanstır. Benim ondan tek ricam bu ciddiyetini koruyup, bazı çıkarcılara karşı taviz vermemesidir. Taviz vermez, yasalara uyarsa başarılı olacağından hiç kuşkum yoktur. Çünkü devlet memurluğu, hele güvenlik birimi sorumluluğu bu dalda en zor olan görevlerden biridir ve Söke'de bazı rantiyeci guruplar da yok değildir.
Şuandaki Söke asayişinin çok iyi oyduğunu söylüyor, inanıyoruz. Daha iyisi olacağını da bekliyoruz. Kendisi 80.000 nüfusun güvenliğinden sorumlu ve bu sorumluluğunun bilincinde bir polis müdürü.
Ziyaret sohbetimiz de samimi bir hava içerisinde habercilik konusu üzerinde durduk. Sayın müdürümüz herşeyi haber olarak halka yansıtmanın doğru olmadığını söylüyor. Aynen katılıyorum. Çünkü her olayı sonuçlanmadan haber yapmak, olayın akışına zarar verebilir. Bazı olaylar var ki, seyir halindedir, gizli kalması polisin, ulusun, vatanın çıkarınadır, ama siz kalkıp şomağızlılıkla karşı tarafa kaçma veya savunma fırsatı yaratıyor, polisin ağına girmemesine neden oluyorsunuz. Bırakın polis avını yakalasın, rapor etsin, adalete teslim etsin ve sen de daha detaylı yaz ki, halk bilgilensin.
Otuz beş yıllık basın hayatımda, genç muhabirlere hep bu yolda haber yapmalarını önerdim. Nelerin haber, nelerin sıradan bir vaka olduklarını, iyi bir gazetenin veya gazetecinin okuyucularına neleri verebileceğini iyi araştırması gerekir. Masabaşı gazeteciliği hiç sevmem. Muhabir haberi kaynağından alır ve belgelendirerek, olduğu gibi, yorumsuzca kamuoyuna duyurur. Yorum yapmak, taraf olmak muhabirin görevi değildir. Onun görevi doğu ve gerçek, yansız, yorumsuz olarak olayı ortaya koymak, kamuya yansıtmaktır. Asıl gazetecilik de budur. Net. objektif, açık, belgeli, yansız habercilik. İlke, amaç ve hedef budur. Yorumu, tatışmayı, gündemi halka ve uzmanlara bırakacaksın.
Sayın müdür ile bu konularda düşünce birliği içinde olduğumuza sevindim. Benim Söke'de gördüğün en önemli sorun trafiktir. caddelerde rastgele park etmektir. Hatta kaldırımlara bile park edenler vardır. İlçe Trafik Komisyonu'nda bu konunun ciddi boyutları ile ele alınmasını, kaymakam, emniyet ve belediye üçlüsünün bu soruna çare bulmasını, yeni, genç ve dinamik müdürlerimizden rica ediyor, başarılar diliyorum.