Şans oyunlarının ve yarışma programlarının temelinde kişiye eğlence ve hoşça vakit geçirtmek ve günlük gerçeklerin sıkıntılarından uzaklaştırmak vardır. Yarışmalardaki sorulan sorularda popüler kültürün hafızalarda ne kadar yer ettiği üzerine kuruludur. Kişiyi, sahip olmaya rekabete ve bireyciliğe yönlendirir. Yarışmalar şöhretliğin kapısını açan bir araç konumundadır. Adorno da şöhret için Egemenlerin iletken çubuğu demişti.
Şans oyunlarına ve yarışmalara ilginin artması yoksullukla bağlantılıdır. Yoksulluğun artması, yozlaşmayı kapkaçı ve hırsızlığın artmasını getirir.
Anamalcı sistem kolay yoldan para kazanmanın yollarını açmak için çeşitli şans ve yarışma oyunları geliştirmekte ve insanca yaşam umudunu geri plana atmaktadır. Yapay umutları göstermektedir. Bunu da yalnızlaştırarak ve rant üzerinden yapmaktadır. Kısa yoldan, emek vermeden köşeyi dönmeyi sunmaktadır. Diğer yandan da, iktidarlar insanca yaşayacak geliri sağlayamamaktadır. Çalışabilir nüfusunun 14 milyonu işsiz olan ülkemizde 8 bin bayide günde ortalama 700800 bin at yarışı kuponu yatırılmakta. Diğer yandan ise On Numara, Şans Topu, Süper Loto, Sayısal Loto, Spor Toto, Spor Loto, İddia Kazı Kazan, Milli Piyango, At Yarışları...
Televizyon ekranlarında Var Mısın, Yok Musun, Şansa Bak, Düello, Çarkıfelek, Rus Ruleti, Şans Yolu, Kim 1 milyon ister, Durma Dans et, Şans Kapıyı Çalınca yer almaktalar. Televizyon kanallarında yayımlanan bilgi ve şans oyunlarından yansıyan görüntüler ülkenin ekonomik durumunun iyi olmadığını göstermekte. Var mısın yok musun yarışma programına katılmak için başvuranların sayısı 3 milyon civarında. Hemen hemen her kanalda yer alan yarışma programlara yoğun ilgi gösteren yurttaşların büyük bir bölümü, borçlarını ödemek ya da ev almak için katıldığını dile getirmekte.
Yazımızı Tatar Ramazan filminden bir sözle bitirelim Biri bakacak biri doyacak biri oh çekecek biri ah çekecek.