ADÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk şendur, “Kas tutulması yanlış teşhisle fıtık olarak tanılanabilir, hatta gereksiz ameliyatlar dahi uygulanabilir. Mutlaka Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ve Ağrı Uzmanları doktorlara görünün” dedi.
ADÜ Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, birçok kas ve iskelet sistemi hastalığının altında yatan nedenin çok kolay saptanamayacağını, özellikle farklı branşların bu hastalıklara tek taraflı yaklaşımının tanıda yanlışlıklara ve tedavide başarısızlıklara neden olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Şendur, bu hastalıkların içinde Miyofasiyal Ağrı Sendromu (MAS) ya da halk arasında kas tutulması olarak bilinen hastalığın oldukça fazla görülen bir durum olduğunu belirterek tedavi hakkında geniş bilgi verdi.
Tedavisinin oldukça basit olan bu durumun bazen yanlışlıkla bel veya boyun fıtığı olarak değerlendirilip tedavisinde yanlış ve daha girişimsel müdahaleler ve hatta gereksiz ameliyatlar dahi uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Şendur, “MAS’ın tanısında daha deneyimli olan Fizik Tedavi Rehabilitasyon ve Ağrı Uzmanları bu ayrıntıları bildiklerinden hastalığı kolayca teşhis ederek doğru tedavilerin uygulanmasını sağlar.” dedi.
MAS hastalığının analjezik ilaçlar, fizik tedavi ve bazen özel egzersizler uygulanarak tedavi edilebileceğini, bu hastalığın tedavisinde oldukça etkili bir diğer yöntemin ise Kuru İğne Tedavisi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, “Bu tedavi esasen gerilmiş kas liflerinin iğne batırılarak gevşemesi ve sonuçta ağrının nedeni olan spazmı çözerek ağrının azalmasını sağlamaktadır. Hastalar bazen iğne tedavisi deyince sıklıkla çekinmekte ve bu tedaviyi yaptırmaktan kaçınırlar. Ancak kullanılan iğnelerin akupunktur iğneleri olduğu ve herhangi bir ağrıya neden olmadığı anlatılınca kolayca ikna olmakta ve tedaviyi kabul etmektedirler. Tedavide kullanılan iğneler özellikle kasılmış kasların en hassas noktalarına batırılarak uygulanır. Böylelikle spazmda olan kas dokusu bir süre sonra gevşer ve ağrı azalır” diye konuştu.
Prof. Dr. Şendur, tedavinin haftada 2-3 kez uygulandığını, hastanın 1-2 hafta sonra sağlığına kavuştuğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bu uygulamanın herhangi yan etki veya zararlı bir etkisi söz konusu değildir. Ancak bu tedavinin mutlaka bu konuda eğitimli hekimler tarafından ve mümkünse FTR uzmanı veya Ağrı uzmanları tarafından uygulanması önerilir. Ağrı tedavisinde oldukça yararlı olan bu yöntem Üniversitemiz Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği ve Ağrı Kliniğinde başarı ile uygulanmaya devam etmektedir”