Değerli Emniyet Mensubu arkadaşlarım ve sevgili Sökeliler,
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren yüce Türk Milleti'nin huzur ve güvenini koruyan Türk Polisi 162 yıldır, milletçe özlenen, barış ve huzur içinde halkla elele, gönül birliği içerisinde olmanın kıvancıyla bütün vatan sathında daha etkili hizmet vermenin onur, gurur ve heyecanını taşımaktadır.
Rejimin emniyet ve istikrarını korumakla görevli, barışın sembolü ve modern araç ve gereçlerle birlikte günün koşullarına göre, her türlü teknik bilgi ile donatılmış olan Türk Polis Teşkilatı bugünkü duruma gelinceye kadar birçok aşamalar geçirmiş ve hemen her yönde yeni düzenlemelere tabi tutulmuştur.
Polisin tarihçesine kısaca göz atacak olursak, Türkler'in henüz kabile yaşantısı dönemlerinde ve Osmanlığı İmparatorluğu'nun kuruluşunun ilk yıllarından itibaren asayiş hizmetlerini yerine getirmek amacıyla, değişik isimler altında ve ayrı ayrı makamlardan sevk ve idare edilen zabıta kuruluşlarının mevcut olduğunu görmekteyiz.
Bu karışıklığı ortadan kaldırmak için 10 Nisan 1845 tarihinde hazırlanan Polis Nizamnamesi ile birlikte İstanbul Polis Teşkilatı kuruldu.
Hemen akabinde 1846 yılı içerisinde Zaptiye Müdürlüğü ve 1879 yılında sadece Polis işlemlerini yerine getirmek üzere Zaptiye Nezaretinin kurulması ile 14 vilayette Polis Müdürlükleri faaliyete geçirildi.
22 Temmuz 1909 tarihinde hazırlanan ilk hukuki bir metinle kurulan Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti'nin 9 Aralık 1913 tarihinde de İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak bugünkü asayiş hizmetlerini yerine getiren il ve ilçe teşkilatlarının bağlı bulunduğu Emniyet Müdürlüğü'nün kurulduğuna şahit olmaktayız.
Cumhuriyet Dönemi'ne geçildiğinde, Emniyet Teşkilatı her geçen gün yeni araç ve gereçlerle donatılmıştır. Teşkilat içerisinde görev alacak personel Polis Okullarında, Polis Kolejlerinde ve Polis Akademisi'nde günün hizmet şartlarına uygun olarak eğitilmekedir.
Bu teşkilat mensupları 1934 yılında hazırlanan Polis Vazife Selahiyet Kanunu ile 1937 yılında yayınlanan Emniyet Teşkilatı Kanunu'nda belirtilen vazifelerini yüksek disiplin anlayışı içerisinde yerine getirmektedir. Ancak kabul etmek lazımdır ki, polisin bu kanunla belirlenen hizmetlerini yerine getirmesinde iç huzur ve asayişin temininde, suçluların tespit ve yakalanmasında halkın destek ve yardımlarına ihtiyaç duyduğu ve duyacağı muhakkaktır.
Kısaca tarihimize bir göz attıktan sonra günümüzde polisle güvenliğin eş anlama geldiğini anımsarsak;
Güvenlik temel ihtiyaçlarımızdan birisidir.
İnsanlar, yaratılışları gereği her zaman topluca yaşama isteğinde olmuşlardır. Bu istek doğrultusunda oluşan toplulukları daha üst düzeyde örgütleyerek devlet kurmaları üzerine ortaya güvenlik ve asayiş sorunu çıkmıştır. Devleti oluşturan insanların huzur ve güveninin temini, bu olgunun devamlı kılınması mecburiyeti, kurulan devlet idaresinin vazgeçilmez görevi olmuştur.
Günümüzdeki devlet anlayışının ana unsuru, vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak, onların arasında kanun hakimiyetini ve kendi otoritesini sağlamaktır. Kurulan her devlet varlığını devamlı kılacak, kanunlara ve bu kanunların uygulanmasını sağlayacak bir kuvvete ihtiyaç duymuştur. Emniyet Teşkilatının var olma amacı da, bu ihtiyacın gereğidir.
Bu var olma amacının gereğini yapmada karşılaşılan güçlükler, mensuplarımızı asla yıldırmamıştır. Aksine, her güçlük bir tecrübe kaynağı olmuştur. Bu sayede gelişmenin ve olaylar karşısında daha güçlü ve çözümcü olmanın zemini hazırlanmıştır. Bundan dolayıdır ki, mensuplarımız her zaman olduğu gibi bu günde görevlerinin ve sorumluluklarının bilincindedirler. Vatandaşına en üst seviyede hizmet verebilmenin mutluluğunu içlerinde duymaktadırlar.
Emniyet Teşkilatı olarak, vatandaşın huzurunun kendi huzurumuz olduğunu biliyoruz. Huzur içine yaşanılan ve yaşanılacak bir Türkiye'yi ebediyen var etmenin, daima yükseltmenin bize verdiği haz ve gururu anlatmaya imkan yoktur. Mensuplarımızda bilmektedirler ki, bu devlet yüzbinlerce şehidin kanıyla bina edilmiştir. Bunun bilincinde, kutsal saydığı bu şerefli görevi büyük bir zevk, eşsiz bir feragat ve fedakarlık örneği vererek azimle yılmadan, usanmadan sürdürecektir.
Toplumumuzdaki huzur ve barışın teminatı bu ortamı korumak ve devam ettirmek kanunlarımızla verilmiş bir görevdir. Bu kutsal görevi yerine getirirken en büyük güç kaynağımız vatandaşlarımızın bize olan sevgi ve güvenidir. Bu güvene layık olabilmek için elimizden gelen gayreti göstermekle birlikte vatandaşların saygı, sevgi ve desteğini kazanamayan, kendi insanından destek almayan, ona kendisini benimsetemeyen hiçbir güvenlik kuvvetinin başarılı olamayacağının da bilinci içerisindeyiz. Bu sebeple görevimizi ifa ederken çalıştığımız yöre insanının sevgisini mutlaka kazanma arzusundayız.
Türk Polisi 162. Yıl kutlama programları çerçevesinde devlatın bekası, milletin huzur ve emniyeti için, kutsal yeminine bağlı kalarak, mukaddes bellediği görevini yerine getirmiş olmanın manevi hazzını yaşamanın mutluluğuna sahiptir.
Türk Polisi, kuruluşundan bu yana şehitler vererek, ifa ettiği kutsal vatan görevini gelecekte de aynı inanç, Atatürk İlke ve İnkılapları doğrultusunda teşkilatlanan ve o doğrultuda görev yapan, Anayasa ve Kanunların yılmaz uygulayıcısı olan teşkilatımız kendisine sağlanan maddi imkanlarla teknik ve bilgi yönünden güçlenmekte olup, üstün bir görev anlayışı ve fedakarlık örneği vererek çalışmalarını sürdürmektedir.
2007 yılı polisimizin başarı ve atılım yılı olduğu kadar, üzüntü yılı da olmuştur. çünkü bu başarıyı elde etmek uğruna teşkilatımız şehitler vermiştir. Onlar bu vatan için, demokrasi rejiminin yaşatılması için, milletimizin huzur ve güvenliği için canlarını verdiler. Ruhları şad olsun. Aziz hatıralarını rahmetle anarken, huzurlarında saygıyla eğiliyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle 162. Kuruluş Yıldönümünün Ulusumuz ve Emniyet Teşkilatı için hayırlı olmasını diler, saygılarımı sunarım.