PEK SAYGI DEĞER ALT KİMLİK

FARUK HAKSAL

 

Şu alt-kimlik dedikleri “şey”in ne olduğunu sağlam bir zemine oturtmak oldukça güç bir iş…

Evet, biliyoruz, bu işi çok kolay bir biçimde beceren önemli sayıda insan türedi ülkemizde.

Dikkat edin, bu insanların ya nüfus kâğıtları yenidir ya da banka cüzdanlarındaki kalemler…

1920’lerin Türkiye’sinde alt-kimlik yoktur.

Yabancı istilasına karşı vatanını koruyan insanların birbirlerine kenetlenmiş kimlikleri vardır.

Bu kimliğin temel nitelikleri; özveri, vatan sevgisi, bağımsızlık ve birleşmedir…

İşte bu nitelikler temelinde yaratılmış Milli Devlet.

O milli Devlet’in adı, Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Tarih yürümüş, devran değişmiş, silahla kovulan emperyalizm, bacadan içeriye girmiş, Ankara’da kendisine şube açmıştır…

İşte kimliğin altı ve üstü bu noktada gündeme getirilmiştir.

İnsanın kimliği bir bütünlük taşır.

Kimliğin altı, üstü, sağı, solu olmaz.

Kimlik, kültürel bütünlüğün tek tek insanlara yansımış olan parçasıdır.

O parça, parçalanamaz!

Parçalandığında ülke parçalanır.

İnsanlar bölünür. Guruplar oluşur, tarikatlar, bölgelere özgü farklılıklar üzerine bina edilmeye çalışılan ayrılıkçı ideolojiler devreye girer…

Bu farklılıkları dışarıdan besleyen ekonomik, siyasi ve kültürel odaklar etkinliklerini su yüzüne taşırlar.

Parçalanmayı meşru kılacak bir hukuk düzeni üzerine çalışmalar başlar, medya yardıma çağrılır, projeler, karşılıksız yardımlar, koca koca hibeler bu gidişe kendilerini kaptıran insanların akıllarını başlarından alır…

Sonuç: ülke bölünmeye doğru uzun adımlarla yürür ve gerekirse koşar.

Alt kimlik kavramını [bilerek ya da bilmeyerek] ortaya atarak savunanlar bu kavramın, toplumu birbirine bağlayan kültürel ipleri kesmeye yarayan sissi bir silah olduğu gerçeğini halkın bilincinden kaçırmakla meşguldürler.

Bu ülkeyi bir devrimle kuran Mustafa Kemal ve arkadaşlarının söylemlerine bakınız…

En çok kullandıkları söz, Milli Birlik’tir. Birleşmedir. Tüm halkın bir bayrak etrafında kenetlenmesidir.

Çünkü ancak birlik olunduğunda ve güçler birleştirildiğinde güçlü olunabilir.

 Alt-kimlik kavramı ile oynamak, kimliği bölmek, birliği parçalamak anlamına gelir.

Bizler bir ulus isek, bizleri birbirimize bağlayan kültürel, tarihi ve sosyolojik bağları öne çıkartmalı, güçlendirmeli ve geliştirmeliyiz. Çünkü bilmeliyiz ki, bu bağlar zayıfladı mı, kopar. Koptuğu zaman ise, ortada millet kalmaz… Bölünmüş, yok edilmeğe hazır, yutulmak üzere lokmalar kalır…

O zaman yabancı bayrağının altında oturur saygı duyarsınız alt kimliğinize…

Çünkü o zaman elinizde başka bir kimlik kalmayacaktır.

Türk milleti, Anayasa’dan silindiği gibi, fiiliyatta da var olmasına izin verilmeyecektir.