█ Gerçek Gazetesi
Söke Ticaret Borsası, Söke Ziraat Odası, Söke Belediyesi, Söke Sulama Birliği tarafından 9 Nisan 2012 tarihinde "Türkiye'nin Pamuğa, Pamuğun Desteklenmeye İhtiyacı var" belgisiyle gerçekleştirdiği "1.Söke Pamuk Çalıştayı" sonuç bildirgesi dün Aydın Milletvekili Osman Aydıntarafından gündem dışı bir konuşma ile TBMM genel kuruluna taşındı.
Aydın çalıştayın sonuç bildirgesini aktadrdığı meclis kürsüsünden konunun çözüme kavuşturulmasını istedi.
CHP Aydın Milletvekili Osman Aydın, Türk çiftçisinin dünya ile rekabet edebilmesi için eşit koşullara sahip olması gerektiğini vurguladı ve konuşmasında şu ifadeleri kullandı, Ege Bölgesinin en büyük pamuk üretim merkezi olan Aydın ilimizin Söke ilçesinde Söke Belediyesi- Söke Ziraat Odası- Söke Ticaret Borsası ve Söke Ovası Sulama Birliği başkanlarımızın öncülüğünde Pamuk üreticilerimizin yanında Denizli"den-Bergama"ya, Milas"tan Manisa"ya kadar, Ziraat Odalarının, Üretici Örgütlerinin, Ege Ticaret Odalarının ve Borsalarının, Ege İhracatçı Birliklerinin, Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerinin, çok değerli yöneticileri, uzmanları ve üyeleri katılımıyla 1.Söke Pamuk Çalıştayı gerçekleştirildi.
Pamuk üreticimizin içinde bulunduğu sorunlar ele alınmış ve sorunların çözümüyle ilgili olarak da somut öneriler oluşturulmuştur. Bu öneriler önem sırasına göre; Çalıştay sonucunda, Pamuğun stratejik ürün olarak ilan edilmesi düşüncesi hakim oldu. Çünkü insanoğlu var oldukça pamuk var olmak zorundadır. Pamuk en önemli sanayi dalımız olan tekstil üretimimizin temel hammaddesidir. Bunun dışında bitkisel yağ ve hayvan yemi başta olmak üzere 30"a yakın sanayi dalında temel hammadde olarak kullanılmaktadır. İstihdam açısından bakıldığında sadece pamuk üretiminde yılda 100 milyon yevmiyeden fazla insan iş gücü kullanılmakta, bunun için 300 bin daimi, 1 milyon geçici istihdam yaratmaktadır. 3 milyon insanımız geçimini pamuk üretiminden sağlamaktadır. Kullanıldığı tekstil, bitkisel yağ, hayvan yemi vs. sanayi dallarındaki istihdamda düşünüldüğünde istihdam açısından da stratejik bir ürün olduğu apaçık görülmektedir. Tekstil sektörümüzün küresel rekabet gücünün geliştirebilmesi milyarlarca $"lık ihracatının sürdürülmesi 2023 hedefi olan; 70 milyar $"ın üzerinde tekstil ihracatının gerçekleşmesi için; bazı pamuk üreticisi ülkelerin kendi sektörlerine korumak için pamuk ihracatına yasaklamaları da göz önüne alındığında; Pamuğun neden stratejik bir ürün olduğu üretiminin neden geliştirilmesi gerektiği açık bir şekilde görülecektir.
Sahip olduğumuz tarımsal potansiyel pamuk üretimini yurt içi talebin tamamını karşılayacak düzeye çıkarmaya yeterlidir. Pamuk üreticisi çiftçilerimiz verimlilikte Çin çiftçisinden 1.5 kat, ABD ve Pakistan çiftçisinde 2 kat, Hindistan çiftçisinden 5 kat daha fazla üretim yapacak bilgi, deneyim ve alt yapıya sahiptir. Bu potansiyel ve bilgi birikimiyle Türk pamuk üreticisi yılda pamuk ithalatına vermekte olduğumuz 2 milyar dolardan fazla dış ticaret açığını karşılayacak üretimi yapabilecektir. Türkiye pamuk üretiminin bu seviyeye çıkartılması için çiftçilerimiz rakip ülke çiftçileriyle eşit rekabet koşullarına kavuşturulmalıdır. Verimlilikte Avustralya ile birinciliği paylaşan Türk pamuk üreticisi 1980"li yıllara kadar dünyanın en ucuz pamuk üretimini gerçekleştirebilmesine rağmen; uygulanan yanlış ekonomik politikalar neticesinde bu gün dünyanın en pahalı pamuğuna üretmektedir.
Bugün dünyanın en pahalı; Mazotunu, Gübresini, Tohumunu, İlacını bizim çiftçimiz kullanmaktadır.
Bu yanlış politikalar nedeniyle dünyanın birim alanda en verimli üretimini yapan çiftçimiz dünyanın en pahalı girdilerini kullanması nedeniyle dünya çiftçileriyle rekabet edemez hale getirilmiştir.
Satış fiyatının oluşumunda bugüne kadar hükümetimiz tarafından uygulanan düşük kur politikasının sadece ihracatçıyı ilgilendirdiği düşünülürken
Bizim pamuk üreticimizin ürettiği pamuğun değerinin de Newyork borsasında ABD doları üzerinden fiyatlanması üreticimizin alın terinin değerlendirmesine de engel olmaktadır.
Hükümetimiz pamuk üreticisini pirim desteği ile koruduğunu iddia etmektedir. Bu yönüyle de incelediğimiz de dünya ülkelerinin pamuk üreticisine yaklaşık 40 sent civarında pirim vermelerine karşın bizim ülkemiz çiftçisine 2012 yılı prim miktarı bunun yaklaşık yarısına karşılık gelen 46 kuruş olarak açıklanmıştır.
Pamuk üretiminin artırılması bir yana mevcut üretimin korunabilmesi için 46 kuruş olarak açıklanan 2012 yılı prim miktarı 60 kuruşa çıkarılmalıdır. 2011 primleri işe yaraması için en geç bu ayın sonuna kadar ödenmelidir. Mazot desteği alan bazında değil üretime endeksli verilmelidir. Orta vadede pamuk üretiminin artırılması için; Pamuk ""stratejik ürün"" ilan edilmelidir.
Destekleme primleri en az 5 yıllık ilan edilmelidir. Prim miktarları dünya üretim maliyetleri ile yurtiçi üretim maliyet farkları göz önüne alınarak 5488 sayılı tarım kanunu hükmü uyarınca ""fark ödemesi"" sistemine göre belirlenmelidir. Lisanslı depoculuk önündeki sorunlar kaldırılmalı, bilakis özel teşviklerle desteklenmelidir. Çiftçilerimizin kullandığı mazot, gübre, ilaç, makine vs. üzerindeki KDV mahsup edemedikleri için %1 e indirilmelidir. Yerli pamuk kullanan sanayici desteklenmelidir. Pamuk tohumundaki dışa bağımlılığın azaltılması için %100 yerli sermayeli özel ve kamu kuruluşlarının yerli tohum üretimi ve ıslah çalışmaları desteklenmelidir. Bu sorunların çözümünü temenni eder, hepinize saygılar sunarım