Dün Söke Ziraat Odası Başkanı Muhsin Örnek ile Ege Çiftçiler Derneği Başkanı Dr. Hulusi Tanman ortak bir basın toplantısı düzenleyerek bu sezon ovamızda yaşanılan sulama suyu sıkıntısını bir kez daha dile getirip hem DS'nin hemde Sulama Birliği'nin açıkladığı rakamların birbirini tutmadığını, 13 milyon metreküp suyun hesabının verilemediğini söyleyip 2008 öncesi bu konuların görüşülüp daha bu günden gerekli tedbirler alınması gerektiğini belirttiler.
Her iki başkan da söylemlerinde, istemlerinde haklı. Ancak bu sulama sezonu Mayıs ayı başından beri değişik ortamlarda su sıkıntısının konuşulmadığı gün değil hatta saat bile kalmadı. Gerek DS yetkilileri olsun gerekse Söke Ovası Sulama Birliği yetkilileri olsun sıkıntının nedenlerini, bölge bazında dağıtımın adilane olmadığını, kontrollerin zayıf kaldığını ezbere biliyorlar ama bir türlü dile getiremiyorlar.
Evet bu yıl ovamızda yaşanılan su sıkıntısından dolayı ciddi bir verim kaybı sözkonusu. Ama bu kaybı sadece sulama noksanlığında aramak hata olur. Ovada (Ligus) denilen sinek pamuğa büyük zararlar verirken, yeterli gübrelenemeyen pamuklar kör kozaya dönüşürken çiftçimizin büyük bölümü sadece suya odaklandı. Bu arada hiç sulanmayan olduğu gibi, iki hatta üç su verenler de oldu ama tüm bunlar yaşandı bitti.
Bir-iki haftadır pamukta gerek elle gerekse makinayla olsun hasat başladı, pamuğun hiç fiyatını soran konuşan yok.
Dekarda 500 kg. pamuk alınan tarlalardan 150-200 kg. ürün alınıyor, bazı yerlerde bu rakam 50-80 kg. civarına bile düşeceği söyleniyor ortada fiyat yok!..
Ziraat Odaları 1 kg. pamuğun üretim maliyetini 1.30Ytl. çıkarırken Tariş Pamuk Birliği AR-GE'si de aynı seviyelerde bir maliyet çıkarıyor amabir türlü avans alım fiyatını açıklayamıyor, açıklamıyor.
Borsa fiyatlarına bakıyorsunuz Standart 1, 40 randıman Mahlıç 2.15-2.20 Ytl. arasında işlemgörüyor. Bunu kütlü pamuk olarak hesplarsak ortaya 82.5 yenikuruş gibi bir fiyat çıkıyor. Tariş Pamuk Birliği de alım fiyatını bu yüzden açıklayamıyor. Açıklayamadığı gibi, devletten beklentilerini de dile getiremiyor.
Birileri çıkıp bizim maliyet fiyatımız ile piyasa fiyatları arasında kalan farkın üstüne bir miktar da kar payımız konularak ortalama 50 yenikuruş destekleme primi ödenmeli verim kaybımız nedeniyle de ayrıca bir destek verilmeli diye konuşmuyor, bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalışmıyor, konuyu Ankara'ya taşıyıp ilgili Bakanlara iletebilmek için girişimlerde bulunmuyor. Bulunuyorlarsa da kimsenin haberi yok...
Sonra birileri sivil toplumkuruluşu temsilcileri olduklarını unutup, iktidara şirin görünebilmek için iktidar partisinin rozetinin yakalarına takılmasına bile gönüllü oluveriyorlar.
Sonra bu kişiler iktidardan nasıl bir şey istesin? ktidarı nasıl eleştirebilsinler ki!.. Günübirlik siyaset yapanlardan daha ne beklenir ki!..
Zihniyet "ölen ölür kalan sağlar bizimdir" olduktan sonra...
Hiç kimse öyle atıp tutmasın bunlar size müstehak...
Hem ne demiş atalarımız, "insanlar layık oldukları şekilde yönetilir layık olduklarını yaşarlar" başka söze gerek var mı?..