Denizli’deki Adıgüzel, Aydın’daki Kemer ve Yaylakavak Barajları'ndan beslenen Büyük Menderes Nehri, 3 barajın ağzının kapatılmasıyla susuz kaldı. Nisan ayında ilk kez Menderes Nehri'nin dip yaptığını söyleyen Söke Ziraat Odası Başkanı Muhsin Örnek, "Şapka düştü kel göründü mü desek, güneş balçıkla sıvanmaz mı desek, ne dersek diyelim ortada bir gerçek var ki, oda Menderes Nehri'nin evsel ve sanayi atıklarının kıskacında olması. Büyük Menderes Nehri havzasında bulunan yerleşim alanları ve birçok sanayi kuruluşunda arıtma tesisi olmadığı için atık sular vidanjörlerle yada yan dereler marifetiyle Menderes Nehrine boşaltılıyor. Bu sorun yıllardır yaşanıyor ve gündeme getiriliyor. Fakat bu yıl barajlardaki su rezervi az olduğu için barajların ağzı kapatıldı. Hal böyle oluncada nehir yatağına akıtılan sıvı atıklar bariz şekilde ortaya çıktı. Mevsim kurak ve yağızşsız geçiyor. Nehir yatağında yağmur suyu olsaydı bu lağım suları bu kadar fark edilmezdi. Çağdaş ve gelişmiş ülkelerde böyle manzaralarla karşılaşamazsınız. Menderes Nehri'ni bu şekilde gündeme taşımamız çok ayıp. Havzadaki belediyeler ve sanayi kuruluşları hızla arıtma tesislerini tamamlamalılar. Bu suyla çiftçimiz sebze ve meyvesini sulamak zorunda kalıyor. Söke Ovası'nda çiftçimiz arazilerini bu suyla ekime hazırladılar. Bu su toprakta verim kaybına da yol açacak. Üründe rekolte ve kalite düşecek. Ayrıca bu sularla sulanıp, üretilen sebze ve meyveler Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlere de gidiyor. Aydın, Uşak ve Denizli Valileri bu kirliliğin önüne geçilmesi için bir araya gelerek alınması gereken kararları görüştüler. Bu kararların başında da hiç kuşkusuz arıtma tesisleri geliyor. Havzanın sonunda bulunan Söke’de arıtma tesisi olmasına rağmen maalesef havzada ki belediyelerin tamamına yakınında tesis yok. Söke Belediyesi atık suyunu arıtarak kanallara boşaltıyor. Fakat diğer belediyeler aynı hassasiyeti göstermiyor. Bu nedenle de Söke’nin tek başına çabası hiçbir anlam teşkil etmiyor” dedi. Yılmaz ÖLMEZ