ÖNÜMÜZDE YENİ BİR TÜRKİYE VAR

 

Dün gece Söke’de de sokaklar doldu taştı. Televizyon izlerken sokaktan gelen seslere kulak kabarttım. “Ne oluyor” diye balkona çıktığımda bir de baktım ki, sokakta şenlik var. Genci yaşlısı ellerinde Türk Bayrakları, marş söyleyerek geçip gittiler. Demek ki yalnız Taksim Gezi Parkı’nda değil, toplumun her kesiminde büyük bir duyarlılık var. Gençler hala Taksim Meydanını terk etmiyor, temizliğini bile ihmal etmiyorlar.

Polisin şiddet kullanma olayı onları birbirlerine kenetledi. Bir sabaha karşı Polis, Taksim meydanına baskın yapıp, çadırları yakmasaydı, bu olaylar yaşanmazdı. Bu açıdan gençliğin Taksim Meydanı eylemi, büyük bir kitlenin azmi olarak gösteriliyor.

Bu başkaldırıyı o ve bu partinin kışkırtması olarak göstermek yanlış. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokrasi yalnız sandık değildir” dedi. Cumhurbaşkanımız çok güzel ifade etti. Çünkü demokrasi, çoğunluğun azınlık hakkını gözeterek toplumu idare etmesidir.

Bundan sonraki süreçte sorunları çözmek hükümete aittir. Hangi adımları atması gerektiğini iyice düşünmeliler. Şiddetin kontrol altına alınması gerekiyor. Çünkü önümüzde farklı bir süreç var. Gençler Taksim Meydanını bırakmak istemiyorlar. Geceleri orada yatıyorlar, meydanı evlerinin içi gibi temizliyorlar. Orada eğleniyor, piknik yapıyorlar. Ara sıra da alkol kullanıyorlar. Ancak bir haber muhabiri Miraç Kandili gecesi bir çoğunun camiye gittiğini ve hiç alkol almadıklarını söyledi. Camiye sığınanlar ise, “Biz orası Allah’ın evi diye sığındık” dediler.

Kimin daha çok müslüman olduğu belli değil. Onun için kimse kimsenin inancını yargılamasın ve karışmasın.

Dün akşam Taksim’de konser verilecekti. Ancak ağır yaralılar var diye vazgeçtiler.

Gördüğünüz gibi gençler bir şenlik havası içinde. Ancak olayda yaralananların durumları onları yakından ilgilendiriyor. Olaylarda hiç düşüş yok. Sokak hareketleri devam ediyor. Birilerinin gençliğin psikolojisini iyi teşhis etmesi gerekir.

Yaşanan olaylar, bazı kişiler tarafından dış tehdit olarak gösteriliyor. Onların amacı AK Parti’yi birbirine kenetlemek. Eğer bu patlama dış kaynaklı olsaydı, bunun istihbaratı çok önceden alınırdı. Sayın Başbakan biraz mütedil olsaydı, olaylar bu kadar tırmanmazdı. Üst üstüne hatalar yapıldı. Ama hiç birinde yabancı ve muhalefet partililerin parmakları yoktu. Taksim Topçu Kışlası sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın özlemidir.

İzmir’de de akşamları gençler Gündoğdu meydanını dolduruyor. Kimisi şarkı söylüyor, kimisi kitap okuyor. Ama ilk gün hariç, son günlerde olumsuz bir olay yaşanmıyor.

Demek ki polisin şiddeti olmasaydı, insanlar o meydanlara dolmayacaklardı. Sanki Taksim Gezi Parkı olayları, ortaya yeni bir Türkiye çıkardı. Bunun tüm AK Partililer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da iyi bilmesi gerekir. Kimse öyle dış müdahale gibi senaryolarla gerçekleri saptırmasın.

Türkiye’de pırıl pırıl yeni bir genç nesil yetişiyor. Bir gazete muhabirinin tespitine göre Miraç Kandili’nde de alkol alıp, Taksim’e giden yok.

Gerilim henüz yumuşamadı. Gençler Taksim Meydanında sanki piknik yapıyor gibi görünüyorlar ama gerçek bu değil. Toplumsal patlamanın yoğunluğu ve işsizlerin sayısı arttıkça gençler, hem mutsuz hem de çok umutsuz oluyor. Bu gerçeği okuyamayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “3 çocuk yapın” diye aileleri nüfus artışı için teşvik ediyor. Sokakta her iki gençten biri mutsuz.

İşte Taksim Gezi Parkı bu mutsuz ve mutsu insanlarla dolup taştı. İşçi Bulma Kurumu’na göre, her sabah 1 milyona yakın genç iş için yolara düşüyor. Tesadüfe bakın ki, bir gün bu gençlerin yolları Taksim’e düştü ve şimdilik stres atmak için grup terapi yapıyorlar. En büyük endişeleri işsizlik(!) ve gelecek korkusu!

Gençlerin gelecek korkusunu gidermek hükümete düşüyor. Ancak istihdam sağlayacak bir girişim gözlenmiyor.

Bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzü herkesin bildiği gibi, “Milli Bayramların eskisi gibi kutlanmaması, TC’nin kaldırılması iddiaları, iki ayyaşın yaptığı yasalar” gibi çirkin yakıştırmalar, Gezi Parkındaki ağaçların Topçu Kışlası uğruna kesilmesi bardağı taşıran son damlalar oldu.

Gençler sokağa çıkmayı öğrendiler. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Önümüzde yeni bir Türkiye var. Ona sahip çıkmak hepimizin görevi.