Sayın yetkililere küçük bir soru:
- Niçin yargı mensuplarını seçme yetkisine talipsiniz?..
Bu noktada iki soru:
- Bağımsız yargı için mi?
- Mensuplarını seçme yetkisi bir tek kişiye ait olursa, yargı nasıl bağımsız olur?
Aslında sorular çok…
Cumhurbaşkanı “Başkan” olup, partisinin de başına geçince Türkiye, “Güçlü Türkiye” olacakmış…
Demek şu anda ülke güçsüz…
Evet, peki, tamam da ülkeyi kan gölüne kim çevirdi?
Türk Silahlı Kuvvetlerinin muharip gücü Silivri zindanlarında nasıl eritildi?
Türk parası nasıl bu kadar değer kaybetti?
Tarım neden çöktü?
Sanayi üretimi niçin durdu?
Türkiye nasıl ve neden bu kadar çok borca battı?
Terör bu seviyelere nasıl tırmandı; neden tırmandı?
Terör örgütleri ülkeyi kan gölüne hangi dönemde çevirdi?
Devletin tüm kurumları, medya, siyasi partilerin yönetim örgütleri ve en önemlisi eğitim kadroları Fethullahçı terör örgütünün işgali altına nasıl girdi? Kim izin verdi bu ablukaya, teslimiyete?..
Ve bütün bunlardan sorumlu bir siyasetçi, bugün kalkıp da, beni “Başkan” yaparsanız bütün bunlar düzelecek, ülke düzlüğe çıkacak nasıl der?..
Nasıl diyebilir?..
Bakın istatistikler bakın neler söylüyor:
- Türkiye, Uluslararası Mahkeme’ye, insan hakları ihlalleri konusunda yapılan müracaatlarda Dünya ölçüsünde ikinci sıraya tırmandı…
- Son 10 yılda özgürlük derecelendirmesinde en geriden 2. sıraya ulaştık!..
Ve bu ortamda… Bu koşullarda… Bu bilgiler ışığında ülke referanduma gidiyor.
Peki ne için?
Her halde, insan hakları ihlalleri sıralamasında en geriden 2. sıradayken, 1. sıraya ulaşmak için…
Her halde, özgürlük derecelendirmesinde liderliğe ulaşmak için!
Bir halk kendi eli ile özgürlüğünü hibe edemez.
Bir mirasyedi hovardalığı ile demokratik haklarını, adalet duygusunu çöp sepetine atamaz.
Olamaz…
Olmamalı!
www.haksal.av.tr
@farukhaksal42
www.soruyusormak.com