█ Gerçek Gazetesi
Aydın Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. Şenol Okur, Alzheimerin tedavi edilebileceği ve geciktirilebileceğini belirterek, Alzheimer hastalığı için yapılan hiçbir faaliyet abartma olarak kabul edilemez dedi.
21 Eylül"ün tüm dünyada Alzheimer Günü olarak anılmakta olduğunu belirten Dr. Şenol Okur, Alzheimer Hastalığı, bellekte, öğrenme, konuşma, akıl yürütme, yargılama, iletişim ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme yetilerinde kademeli olarak yıkıma ve davranışlarda değişikliklere yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Asrımızın en önemli yaşlılık hastalığı olan ve yaşlanan kişilerin korkulu rüyası haline gelen Alzheimer göz ardı edilemez, hafife alınamaz bir halk sağlığı sorunu olmuştur. Orta yaşlarda alınabilecek tedbirlerle başlangıcının geciktirilebileceği bireylere öğretilmelidir. Alzheimer"da ilk belirti bellek bozukluğudur. Zamanla bellek bozukluğu hastanın kendi eş ve çocuklarının isimleri gibi daha önceden iyi hatırladığı bilgileri hiç hatırlamamasına kadar gider. Hasta bulunduğu zamanı ve olayları hatırlayamaz. Eşyaları kullanmayı beceremez. Dışarıda bildiği mekânı tanıyamaz ve kaybolur. Konuşma bozulur. İsimleri aklına getiremez. Zamanla beceri gerektiren işler bozulur. Bu arada davranış bozuklukları, depresyon ve karakter değişiklikleri gibi ruhsal problemler ortaya çıkar. Kilo kaybı, uyku bozukluğu oluşabilir diye konuştu.
lzheimer hastalığı ilerleyici ve geri dönüşsüzdür ancak erken teşhisle belirtileri bir süreliğine geciktirilebilir, hatta iyileştirilebilir diyen Okur, Birinci nedeni bilinmemekle birlikte artırıcı ve azaltıcı faktörler var. Yaş, Alzheimer için temel risk faktörünü oluşturuyor. 65 yaş öncesinde nadir olarak ortaya çıkan hastalık, 90 yaşında 1000 kişiden 65"inde görülüyor. Alzheimer, eğitim durumu ve ekonomik kazanç durumu düşük kişilerde iki kat daha fazla görülüyor. Depresyon ve geçmişte kafa travması öyküsü varlığı artırıcı bir risk faktörü olabiliyor. kadınların uzun yaşamalarıyla ilgili olarak risk faktörü artabiliyor. Alzheimer"i azaltıcı faktörler arasında eğitim ve yüksek sosyoekonomik konum sayılabilir şeklinde konuştu.
Toplumun bu hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerektiğini savunan Okur, sözlerini şöyle tamamladı: Bu hastalığa ilişkin bilincin artması ve erken dönemde, hastanın günlük yaşamıyla ilgili düzenlemeler, hasta bakımı ve ilaçlardan oluşan tedaviye başlanması, gerek hasta ve hasta yakınlarının yaşamlarının daha kolaylaşmasına gerekse bu hastalığın topluma getirdiği yüklerin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Bunun en önemli basamaklarından birisi toplum, doktorlar, hastalar, hasta yakınları ve hasta/meslek örgütleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesidir (iha)