Türk toplumu için okuma alışkanlığı yok! denilir. Türk insanının bir kısmı aynı zamanda da, okuduğunu doğru anlama özürlüdür.
Pazartesi günü, Çok özür dileriz... başlığıyla bir köşe yazısı yazmıştım. Yazımda ince bir espri gizliydi. Cuma günü yayınlanan, Ballı takas! başlıklı köşe yazımın devamıydı.
Konunun özeti şuydu: Başkan Özekmekçi, arsası kamulaştırılan CHPli bir partilisine, belediyenin mülkiyetinde olan bir arsanın verilmesini sağlamıştı. Gerçek Gazetesi olarak, Nasıl oluyorda; şimdi 5 kat müsaadeli yeni imar planına göre de, 13 kat müsaadeli arsa kamulaştırılan bir arsa ile eşdeğer olabiliyor??? diye yayın yoluyla sormuştuk.
Başkan Özekmekçi, haberin abartılı olduğunu söyleyerek, Haber baştan hatalı yazılmış. Takas edilen arsa 13 değil, 5 kat müsaadeli demişti. Ayrıca; Arsayı kimin aldığı, onun kime sattığı, satıştan kimin ne kadar para kazandığı beni ilgilendirmiyor diye de ilave etmişti.
Ben de; (espriyle karışık) imar izninin 13 değil, 5 kat müsaadeli olduğunu aşağıdaki ifadeyi kullanarak şöyle yazmıştım:
Söke kamuoyuna duyurulur;
13 kat imar izni hesap edilerek, Ballı takas! başlığıyla verdiğimiz haberimizi, 5 kat imar izni üzerinden hesap ederek, Az ballı takas! şeklinde düzeltir, özür dileriz.
Yaşadığımız bu olay, Türk insanının (bazılarının) okuduğunu anlamakta zorluk çektiğinin bir kanıtı değil mi...
İronik (komik) bir üslupla yazdığım köşe yazıma ikinci bir açıklama yazısı yazma gereği duymam ne kadar düşündürücü...
***
Çöpe attığımız kırıntılarla avunuyorlar
Bir yerel gazete ve çalışanları bu haberimizin üzerine balıklama atladılar.
Kamuoyunun günlerce bu konuyu konuşmasından rahatsız oldular. Başkan! bize bu konuyla ilgili açıklama yap... diye yayın yoluyla yalvardılar.
Tabii ki, bu konuda da nal topladılar. Başkan Özekmekçi konuyla ilgili açıklamalarını Gerçek Gazetesine ve bana yaptı.
Haberi bulup ortaya çıkarmamız ve yayınlayabilmemiz gazetecilik başarısıdır.
Bir başka yerel gazete sahibi de bu haberin peşine düşmüş, (hem de nisan ayı meclis toplantısında görüşüldükten hemen sonra) belirli bir noktaya kadar bilgi edinmiş, ama tek bir satır yazma cesaretini gösterememiştir.
Bizim çöpe attığımız haberlerin kırıntılarıyla avunuyorlar.
Gizliliği olan, herkes tarafından bilinmeyen konuları kamuoyu hep Gerçek Gazetesinden öğrenmiştir. Bunun ezikliğiyle yaşıyorlar.
Bizzzzzz gazeteciyiz, bizzzzzz haber gerçekse yayınlamaktan korkmayız, bizzzzzz kimsenin adamı değiliz...
Size tavsiyem sizde bizim gibi yapın!
Gazeteci olun... gerçekleri kamuoyuna duyurmaktan korkmayın... kimsenin ve hiç bir kuruluşun güdümüne girmeyin...