NESNEL SİNEK, SOSYAL SİNEK…

FARUK HAKSAL

 

 

Sinek küçüktür, ama mide bulandırır…

Küçücük bir mahlûktur, ama insanın böğründe kocaman bir tiksinti biriktirir…

Sinek hangi ortamda ürer?

Hangi ortamda beslenir?.. Ve hangi ortamda cesaretlenip, gelir ve insanı ısırır, biliyor musunuz?

Tabii ki, biliyorsunuz.

Peki o zaman, yazmamızı biraz daha sürdürelim.

Her şeyden önce sinek pislik “ortamı”nda doğar, gelişir ve serpilir.

Ortamınız temiz ise, sineğiniz yok demektir!..

Önemli olan, sineği öldürmek, etrafı ilaçlamak ya da sineğin size ulaşmasını önleyen tel örgüler, ya da bakkallarda dahi satılan “kov” cinsinden ilaçlar değildir…

Önemli olan, sineğin yetişeceği, üreyeceği ve gelişerek serpileceği ortamları oluşturmamaktır.

Sinek, sinektir…

Ve doğası gereği, sineklik edecektir!

Sinek pisliktir; işlevi pisliği taşımak, bulaştırmak ve geliştirmekten ibarettir.

Yaşadığımız nesnel ortamda sinek, orman arazisine dökülen atıklardan, vidanjörlerden sızan pisliklerden, çöplerin yetirince toplanmamasından ve sair diğer pis iş ve işlemlerden doğar, çoğalır ve gelişir.

Yaşadığımız sosyal ortamda ise sinek, türlü çeşitli insan ilişkilerinden, dedikodudan, doyurulmamış ego artıklarından, kıskançlıktan, hasetten, küpüne zararlı hırs parçacıklarından, yalandan, dolandan, kaypaklıktan ve benzeri kişilik pisliklerinden doğar…

Her iki pislikle mücadele de gereklidir; zorunludur.

Birinci tür pislikle uğraşma görevi, yerel belediyenindir, çevre derneklerinindir ve yurttaş sorumluluğunu hisseden insanlardadır.

Ekinci tür pislikle mücadele görevi ise, insanın ruhunda oluşturduğu iç-benliğine, yani “öteki-ben”ine; yani kişiliğine, yani kimliğine ve yani, insanlık düzey ve niteliğine aittir…

Türkiye halkı, misak-ı milli hudutları içinde yer alan her il, her ilçe, her belde ve her köyde bu iki tür “sinek” ile mücadele etmek zorundadır.

Çünkü sinek küçücüktür; ama bulunduğu her ortamda yüz yüze geldiği her ortamı bulandırmakta ve insanın kanını emip, başının etini yemektedir…

Çünkü sinek, pisliktir!

Hem nesnel ve hem de sosyal ortamımızda, bize hayatı zehir eden bir iblis, bir ifrit ve üzerine fıs-fıs sıkılacak bir illettir