Köyler küçüldükçe ilçeler büyüyor.İlçeler büyüdükçe de yaşantılar zorlaşıyor.Gerek sosyal yaşantıların gün geçtikçe değişkenlik göstermesi,gerekse aile yapısındaki giderek artan kopuklaşmalar insanları birbirine yabancılaştırıyor.
Zorlaşan ekonominin yaşam kavgası gün be gün büyürken, aile çatlakları da Gölcük depremine dönüşmeye başlıyor.Evde yaşayanlar sanki birbirlerinden bir şeyler saklar gibi.Baba, anneden bir şeyler gizliyor.Çocuk, anne ve babadan kaçmak için çeşitli bahaneler uydurabiliyor.İletişim araçlarının başı boş yayınları tam denetlenemediği için,gücü gücüne yeten misali bir başı boşluk almış gidiyor.
Bir taraftan bazı odaklara sıkı bir denetleme getirilirken,bazı odaklar tam kadayıfın ortasını yiyor.İşi baştan sıkı tutamayan takımlar da kısır bir döngü içerisinde dolanıp duruyor.Görsel basın her gün reyting yükseltebilmek için çeşitli programlar hazırlayarak ,bilmeden gençlerin evlerinden kaçmasını destekliyor.Kanalın birini açtığımızda dansöz yarışması,diğerini açtığımızda ses sanatçısı,bir diğerinde buz dansı,vs. görüyorsunuz. Zaten kopma noktasına gelen aile çatısının çatırtıları duyulmaya başlıyor.
Okullarda ve kapalı yerlerde büyük bir oranda sigara yasaklarının gelmesini yanında, okullar etrafında bulunan, apartman aralarında,sokak başlarında sigara içen 13,14,15 yaşlarındaki öğrencilere engel olunamıyor. Sokak başı bakkallarda ve pazarlarda bazen tek tek,bazen de ucuz paketler halinde satılan sigara satıcılarına engel olunamıyor.Okul etrafında dört dönen zehir tacirleri ile uğraşmak, maalesef yalnızca emniyet güçlerine bırakıldığı için önüne geçilemiyor.Emniyet güçlerine yardımcı olmayan aileler ,çocuklarını kaybedince suçu ya okul idaresinde,yada emniyet güçlerinde buluyor.
Aile yapısının iyice bozulduğu,AB standartlarında eğitim ve öğretim yapacağız olgusu, âlelacele uygulamaya konulduğu için sonuçlarının da hüsran olduğu görülüyor.Öğretmenin kısıtlanan çalışması,öğrencinin giderek zenginleşen rahatlığı, eğitim kalitesinin de düşmesine neden oluyor.
Eskiden saygıyla önünü ilikleyerek gelinen öğretmenin yanına,şimdi öğrenciler ,tabanca veya bıçakla yaklaşıyorlar.Her gün dövülen,vurulan öğretmenlerin haberini duymak, gelecek kaygılarını bir kat daha artırıyor.
Aile yapısının bu derecede bozulmasının nedenleri neler olabilir acaba? İki gün önce, iki TV kanalının sabah yayınında, bir sanatçı,iki üç program yöneticisi ve sanatçının nikahlı ve imam nikahlı eşi.Aman Allahım!ne rezalet!Sosyal yaşantımızda gayri resmi evliliklerde toplum tarafından söylenen kötü sözler, artık yerini medeni olmaya bırakmış.Vatanımın her bucağında böyle durumlar ayıp karşılanırken, iki kanallında aynı saatte bu programı yayınlaması hoş değildi.RÜTÜK yöneticiler bu programları izlerken acaba benim düşündüklerimi düşünmüyorlar mıydı.Sabah sabah bilmem hangi sanatçıların yaşantıları,hayatları ,evlilikleri,boşanmaları,imam nikahları neden yayınlanıyor? Bu milletin izleyeceği başka değerli programlar yok mu? Bize ne, o kişilerin yaşantılarından.İktidar bayramda bilbortlara bayrak astı diye veryansın eden siyasilerimiz bu programları görmüyorlar mı?
Neler oluyor bize?
Her gün uyuşturucuya kurban giden evladının arkasından ağlayan ana,baba olduk.
Komşusunun arabası gözlerinin önünde soyulurken, bana ne diyen komşu olduk.
En yakını bile hastanede can çekişirken,helâlaşmaya dahi gitmeden Allah kurtarsın diyen akraba olduk.
Cafelere,barlara,dans salonlarına gidebilmek için, arkadaşlarımızı yalancı şahit yapan çocuklar olduk.
Kendi öz müziğimizi bırakıp,bolca kafa sallattıran,içtiren,danalar gibi tepindiren müzikler dinler olduk.
Bana dokunmayan bin yaşasın diyen,arkadaşını göz göre göre ölüme bile gönderebilen
kişiliksiz insanlar olduk.
Kendi öz kimliğimizi bir kenara bırakıp, hepten yabancı hayranı olduk.
Kulaklarımızda küpe,burunlarımızda hızma,ayaklarımızda Hacivat ayakkabısı ile sanki bir orta oyuncusu olduk.
Eskiden solcu olanlarımız şimdi sağcı,sağcı olanlarımız solcu oldu.Milliyetçiliği en büyük gericilik kabul eden kesimler şimdi en büyük milliyetçi oldu.
Sağ,sol birbirine karıştı.Ne olduğu belli olmayan bir toplum hâline geldik.Öz adımızdan utanır olduk,hepimiz Ermeniyiz diye bağırdık.
AB sevdası ile vatanın topraklarını karış karış,çeşitli nedenlerle satmaya başladık.
Kendi öz kardeş saydığımız ülkelerden dahi vize yemeye başladık.
Bu güne kadar kollarımız arasında piş pişlediğimiz peşmergelerden azar yemeye başladık.
AB ve ABD ye taviz üstüne taviz vererek iyice fakirleştik;ecnebi kapılarında dilenci durumuna düştük.
Sırf Avrupa beğensin diye TÜRK üm kelimesinden utanır olduk,301 den çıkarmaya çalışıyoruz.
Ne oluyor bize?Herkese soruyorum.Neler oluyor bize?
Siyasilere soruyorum. Neler oluyor bize?
Komşularıma,dostlarıma,arkadaşlarıma,karıma,çocuğuma,kaynanama,bacanağıma,ye-ğenlerime,baldızlarıma soruyorum.
Neler oluyor bize?