Amerikada basketbol tamamen özel sektöre bağlı bir konumda, liberal ekonomi ile işleyen şirketlerin oluşturduğu, adını organizasyon olarak nitelendirdikleri şirketler grubudur. Mesela Jazz NBA organizasyonu da bir şirkettir. Bu şirketlerin, ayakta kalabilmek ilk amaçlarıdır. Bu sebeple Hornets organizasyonu Charlottetan New Orleans a gelmiş, Jazz organizasyonu da New Orleansdan Utaha geçmiştir. NBA tarihinde bu şekilde şehir değişimlerine sıklıkla rastlanmaktadır.
Yakın gelecekte büyük ekonomik sorunlar yaşayan New Orleans Hornets takım sahiplerinin, kentteki ekonomik belirsizliğin devam etmesi sebebiyle yola devam etmeme kararı alması ile ekonomik açıdan tamamen desteklenmesi açısından, NBA takımı alarak bu organizasyonu böylelikle kurtarmış oldu.
Kısacası takımlar para kazandıkları süre içerisinde devamlılığını sürdürebilmektedir. Tabi bu ilk amaçlarıdır. Çünkü finansal olarak daha özgür ve dinamik olmaları, kısacası kâr etmeleri şirketlerin bulunduğu şehirde kalmalarını sağlamaktadır.
Bu noktada en önemli konulardan bir tanesi de esasında takımlardan daha fazla NBAin izlenmesindeki en büyük sebebin oyuncular olmasıdır. Çünkü bir şehre yeni bir organizasyon getirdiğinizde, o organizasyonun tutması için oyuncularınızın beğeni kazanması, ardından başarı getirmesi gerekmektedir.
Oyuncular ile takımları bu konuda birleştiren en önemli sebeplerden bir tanesi bu liberal düzende işveren ile işçiler arasında her 6 yılda bir yenilen toplu sözleşmedir.
Takım sahipleri ve Oyuncular Birliği Sendikası bu sözleşmelerde ligin çalışma şekli, gelir dağılımı, oyuncu ücretleri, takımların toplam harcamaları, transfer kuralları gibi birçok konu üzerinde uzlaşma sağlamaya çalışılıyor.
2011 yılı sözleşme çalışmalarında aranılan alt zemin 18 ay boyunca bulunamayıp, uzlaşmaya varılamayınca bu yılki sonuçta 1998 yılından farksız oldu.
1998 yılında yine şikâyetçi olan taraf işverenlerdi. 29 takımdan 15i zarar ettiklerini açıklıyor o zamanların oyuncular birliği başkanı Patrick Ewing ise takım sahiplerinin yalan söyledikleri, elde edilen gelirin bahsi geçen rakamlardan çok yüksek olduğu ve bu sebepten ötürü ücret tavanının yükselmesi gerektiği açıklamaları ile ortamın iyice gerilmesine sebep oluyordu. Tabiî ki 98 krizinin yaşanmasındaki en büyük sebep Jordanın basketbolu bırakmasından çok, 88 yılında Bird istisnası olarak tarihe adını yazdıran takımların 4 sezon üst üste tuttukları oyuncunun kontratının bitmesinden sonra ücret tavanı ne olursa olsun istedikleri parayı teklif etme maddesidir. Daha sonraları Birdün bile karşı çıktığı bu madde yüzünden anlaşma sağlanamamış ve ardından 1998 / 1999 sezonunda 32 normal sezon ve All-Star maçları oynanamamış ve bu anlaşmazlık sadece NBA takipçilerine dokunmuştur.
Bu yıl ise durum daha da vahim gözüküyor. 30 takımdan 22si zarar ettiklerini açıkladı. Takım sahipleri Salary Cap limit uygulamasının daha sert olması, maaşların %38 e indirilmesi, garanti kontratların yerine maç başı ödeme gibi önlemler alınması gerektiği yönünde 750 milyon dolarlık isteklerde bulunurken, oyuncular ise 4 milyarlık gelirin %57sini almak yerine, %54,3lük pay ile yapılan 100 milyon dolarlık fedakârlık ile anlaşma zemini aradılar.
Eğer aradaki farka bakarsak NBA denilen organizasyonun tamamen ortadan kalkacağını düşünebiliriz.
NBA yönetimi ise tarafları orta noktada birleştirmeye çalışarak %50 - %50 çözüm önerisi getirse de, kontratlarının ödemelerinin %90lık kesiminin kasım ve nisan ayları arasında olmasından dolayı 250 milyonluk bu fedakârlığın oyuncular tarafından yapılmamasına ve Lokavtın başlamasına neden oldu.
1995ten itibaren üç tane(1995, 1999 ve 2005) toplu iş sözleşmesi imzalandı. Bunların hepsinde farklı konular üzerinde anlaşmalar sağlandı. Fakat bu konunun diğer yıllardan daha farklı olduğu gözlenebiliyor. Oyuncular Avrupada ve Çinde forma giyebileceklerini söylüyorlar. Hatta bu konuda şimdiden çeşitli anlaşmalar ve spekülasyonlar ortaya çıkıyor.
Her ne kadar ismi gizli tutulan ESPNin oyuncu yazarı Player Xin lokavtın tam iki yıl süreceğini söylese de, Kasım ayından sonra anlaşma zemini bulunabileceğini tahmin ediyorum.
Her ne kadar Avrupa basketbolu içinde yıldızları görmek isteyen birçok yazar olsa da, NBAin basketbolun son noktası olduğunu unutmamak gereklidir. Bu büyük organizasyonun devam etmesi hepimiz için en iyi şey olacaktır.
Çünkü;
Lebron Jamesin şampiyonluk yüzüğüne kavuşup kavuşamayacağını görmem gerekiyor.
Enes Kanterin iddialı sözlerini yerine getirip getiremeyeceğini, Minnesota Timberwolvesın genç kadrosu ile bu yıl başarıya ulaşıp ulaşamayacaklarını (ve bu listeyi tam sayfa uzatabiliriz) görmek istiyorum.