Yazılarımı okuyan değerli insanlar,bana teşekkür ederek bazı konuları yazmamı istiyorlar. İstenen konulardan biri de, MÜFREDATTA BERABERLİK, DERS KİTABINDA SERBESTLİK PROJESİNİ açıklamamı rica ediyorlar. Bugünkü yazımın konusunu, bu isteğe ayırdım. Elimden geldiği kadar, bu konuyu açıklamaya çalışacağım.
Bu program, Türk Milli Eğitimine Sayın Mehmet Sağlamın Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde girdi. İlk deneme uygulamaları da o dönemde başladı. Bu programın gündeme gelmesinin asıl nedeni şuydu: Ders kitabı yayıncıları birliği çok güzel kitaplar hazırlıyor ve Milli Eğitim Bakanlığı TALİM VE TERBİYE KURULU BAŞKANLIĞINA ders kitabı olarak seçilmesi talebinde bulunuyorlardı. MEB Talim ve Terbiye Kurulu da bu birbirinden güzel yazılmış olan kitapları ders kitabı olarak seçiyor, Tebliğler Dergisinde de ilan ediyordu. Okullar veya öğretmenlerde bunlardan istediklerini seçiyor ve liste yaparak okutmak üzere ilan ediyorlardı. Bu seçimler adil olmuyor, bazı oyunlar hatta öğretmenleri karalayan çirkin dedikodular söyleniyordu. Çok seçilen kitaplar basılıyor, piyasaya sunuluyor, az seçilen kitaplar ise yeteri kadar basılıyor veya hiç basılmıyor veli ve öğrenci bu kitapları okutmaya zorlanıp arattırılıyor ve bulunamıyordu. Öğrenci ve velisi aramaktan bıkıyor, ama öğretmen sınıfta birliği sağlamak için diğer kitapları kabul etmiyordu. Bu durum ise öğrencileri sıkıntıya sokuyor, eğitim ve öğretimde aksaklıklara neden oluyordu. Öğretmenler ile veliler arasında sürtüşmelere, tatsızlıklara neden oluyordu. Bakanlık bu yüzeysel sorunu ortadan kaldırmak amacıyla bu programı ortaya koydu. Talim ve Terbiye Kurulunca Ders kitabı olarak seçilip ilan edilen her hangi bir kitabı öğrencinin alması ve okuması yeterli idi. İşi bilen öğretmenler bu programı rahatlıkla uygularken, işi bilmeyen, birkaç kitabı bir sınıfta uygulamanın zorluğunu bilen ve tek tip kitap kullanmanın kolaylığına alışan öğretmenler ise aba altından sopa gösterip, sınıfta tek kitap olmasına çocukları ve velileri zorluyorlardı. Öğretmeninden korkan çocuklar veya sınıfta kalırız korkusuyla hepsi öğretmenin istediği kitapları almaya çalışıyor ve alıyorlardı. Öğretmenlerin şikayetleri ise şuydu: EFENDİM BİZ BİR SINIFTA BİRKAÇ KİTABI NASIL UYGULAYACAĞIZ. ÖDEVLERİ NASIL VERECEĞİZ, PROBLEM VE ALIŞTIRMALARI NASIL YAPACAĞIZ? Aslında bu sızlanmalar yersizdi ve çözülemeyecek bir sorun da değildi. Usta öğretmenler, bu programı rahatlıkla uyguluyorlardı. Ama yine de bu programın aksayan yanları çoktu. Bir eğitim dergisine programı tanıtan, açıklıyan bir makale yazmıştım. O yıllarda İlköğretim Genel Müdürü olan Bey, beni telefonla arayıp teşekkür ettikten sonra, Ne işle uğraştığımı sordu. Bende emekli olduğumu zaman zaman gazete ve dergilere makale yazdığımı, Sökede yayın yapan bir kanalda da haftada bir gün olmak üzere iki saatlik EĞİTİM SAATİ adıyla çeşitli konularla ilgili program yaptığımı anlatınca, benden bu programı gündeme getirmemi, uzman öğretmen ve müfettişlerle anlatmamı rica etti. Sayın genel müdürümün bu ricası üzerine programı uzmanlarla ele aldık değerlendirdik. Bu değerlendirmeler sonucunda bilimsel ve yansız çalışmalar ışığında şunları saptadık. Bu saptadıklarımızı iki kategori altında topladık. Şimdi bunlardan bazılarını sizlerin görüşlerine sunacağım:
TEK KİTAP UYGULAMANIN SAKINCALARI
1- Sınıfta tek kitap uygulamanın en önemli sakıncası, çocuklarda kopyacılık ve taklitçilği özendirmiş olması. Aynı sırada oturan Ayşe, yanında oturan Alinin yaptığı ödevleri, alıştırmaları veya kitaptan çözdüğü problemleri aynı olduğu için kopya ediyor ve kendi kendine düşünüp bu problemleri çözmeye veya ödevleri yapmaya çalışmıyor. Ona göre, Ali doğru yapmıştır. Alinin yaptıklarını deftere geçmek daha kolayına gelmektedir. Çünkü sırada hep Aliyi taklit ettiğinden kendisine güveni kalmamıştır. Onun için Aliyi kopya etmek en doğru ve kolay yoldur.
Ali yanlış yapmış olsa da Ayşe onu kopya edecektir.
2- Tek yazar ve tek kitap, anlatım, mühteva ve uslup yönünden kısır kalmaktadır. Çocuklara karşılaştırma ve seçme hakkı tanımaz. Çünkü altarnatifi yoktur. Yanlışta yazılmış olsa, öğretmen de, öğrenci de onu doğru sanacak ve yanlış bir bilgi edinecek. Bu da önemli bir sakınca olup, çocukların bilgi toplama ve edinme açısından mutlakiyetçiliği, kısır dönğüyü getirip araştırma ruhunu öldürüyor. O GÜNLERDEKİ UZMANLARLA YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARDA BU VE BENZERİ BİR ÇOK SAKINCALAR TESBİT ETMİŞTİK. Böyle sınırlı bir yazı içinde hepsini vermeme elbetteki olanak yoktur.
ÇOK KİTAPLA DERS YAPMANIN YARARLARI
1- Çok kitabın sınıfta bulunması daha canlı ve renkli bir öğretime zemin hazırlar. Aynı konuyu değişik yazarlardan okuyan öğrenciler konu üzerinde değişik ve çok yönlü bir görüş ve sunum sağlarlar. Bu da çocukların tartışma becerilerini geliştirir. Tartışma ve konuyu analiz ise eğitim ve öğretimin ana hedefi olup, demokrasinin temelidir.
2- Ayşede ayrı, Alide ayrı kitap olacağından alıştırma yaparken ve problem çözerken Ayşe Aliyi taklit ve kopya edemeyecek, kendi kendine çaba gösterip çözmeye mecbur kalacaktır. Bu da Ayşenin kopya çekmesine, taklit etmesine engel olacaktır.
3- Çok kitabın bulunduğu sınışarda yazar ve bilgi hataları sıfırlanacak. KARŞILAŞTIRMA, ÇOK KAYNAKTAN BİLGİ EDİNME VE TOPLAMA ALIŞKANLIĞI GELİŞECEK. BU DA ÖĞRENCİLERİ KUŞKUDAN KURTARIP DAHA DOĞRU YOLLARA GÖTÜRECEKTİR. Bu programın boyutları oldukça geniştir. Biz sadece özetledik. Sınıfta tek kitap kullanan öğretmen kolaycı ve tembel öğretmendir. Bırak çocuklar değişik kitapları okusunlar, bilgiler toplasınlar ve konu üzerinde demokratik tartışıp öğrensinler. Bundan niye korkuyor ve tek kitapta, tek sözlükte, tek atlasta oynuyorsun.
Değerli öğretmen arkadaşlarım bu program yürürlüktedir ve mulga edilmemiştir. Çağdaş eğitim ve öğretimin yoluda bu köprüden geçer. Asla mutlakiyetçi olmayın. Yeniliklere, denemelere, araştırmalara açık olun. Siz ve öğrencileriniz kazanır. Şunu hiç unutmayın:
ÇOCUKLARA HER GÜN BİR BALIK VERECEĞİNİZE; ONLARA BALIK TUTMAYI ÖĞRETİN Kİ SİZE DE BALIK TUTSUNLAR.