Milliyetçi Hareket Partisi, bizim medyanın dilinde sağcı bir parti olarak geçiyor Cumhuriyet Halk Partisi ise, sosyal demokrat; yani, solun kıyısındaki bir parti
Medyayı, kendi sözcüklerinin sorumluluğu ile başbaşa bırakıp, gözlerinizi hayatın pratiğine çevirdiğinizde İşler biraz farklı; göstergeler değişik.
Biz, MHPnin önümüzdeki süreçte çok önemli misyonlar yükleneceğini ve Türkiyenin kaderini belirleme noktasında çok ciddi sorumluluklar üstleneceğini düşünenlerdeniz
Daha açık bir ifade ile MHP içinde ortaya çıkabilecek yapısal değişiklikler, eğer tabanın büyük çoğunluğunun eğilimleri yönünde gelişirse, ülke bu değişimden çok büyük yararlar elde edebilecektir.
İçinde yaşanılan süreçte tespit edilmesi gereken en önemli nokta, MHP tabanının, milliyetçi söylemin içeriği konusunda giderek hızlı bir bilinçlenme süreci içinde olduğudur.
Milliyetçilik şuuru, mehter marşımızın ve hamasi siyaset nutukların yarattığı heyecan fırtınasını geride bırakmış ve ulusal çıkarlarımızın savunulması noktasına doğru yönlenmiştir
MHPli genç artık, gerçek milliyetçiliğin, milli olanla gayrımilli olanın ayrımına varma ve yürütülecek politikaların bu ayrım noktasından başlaması gerektiğini anlama noktasına gelmiş bulunmaktadır.
Milliyetçilik, ulusun çıkarlarını savunmaktır!..
Peki, kime karşı savunmaktır?..
Tabii ki, milletin çıkarları ile çelişen menfaat sahiplerine karşı savunmaktır
Kimdir bu kişiler, zümreler, sınıflar ya da devletler?
İşte bu tespit; çok iyi, çok doğru ve çok titiz bir biçimde yapılmalıdır
Dostun ve düşmanın birbirinden ayrılarak, kesin bir biçimde belirlenebilmesi için bu tespitin çok iyi, çok doğru ve çok titiz bir biçimde yapılması birinci koşuldur.
Milliyetçi düşüncenin, kuru bir gürültüden keskin bir bilince yükseltilmesi Türkiyenin en önemli sorunlarından birisidir.
Çünkü o zaman, ulusal çıkarların savunulması noktasında saf tutan gençlik enerjisinin ülke yararına yönlendirilebilmesi mümkün olabilecek ve Mustafa Kemal Atatürkün anlamlı emaneti, bilinçli ellere kavuşabilecektir.
Milliyetçiliği, milli bilinç olarak; yani milli değerlerimizin, gayrımilli güçlere karşı savunulması olarak anlamaya başladığımız gün, sorunu büyük ölçüde çözmüş olacağız
Bölünmeden, birbirimize düşmeden ve dostu düşmanı birbirinden ayırt etme yeteneğimizi geliştirerek milli cepheyi oluşturacak, milletin safında, gayrımilli güçlere karşı [her zamankinden daha büyük, daha geniş, daha bilinçli ve kalabalık kitleler olarak] mücadelemizi geliştirebileceğiz.
Sözünü ettiğimiz nedenlerle içinde yaşanılan süreçte, özellikle MHP gençliği, emperyalizme karşı verilecek milli mücadelede çok önemli bir rol üstlenmek sorumluluğu ile baş başadır Yıllar yılı, çeşitli provokasyonlarla birbirine düşürülen gençler, gittikçe ağırlaşan şartlar karşısında akıllarını başlarına toplamak zorundadırlar.
Gün, ülkenin bölünmez bütünlüğünün, Cumhuriyet değerlerinin, sosyal hukuk devletinin ve demokrasimizin, gayrı milli yapılanmalar karşısında savunulması günüdür.
Emperyalizm, tersanelere girmiş, medyanın önemli kalelerini zapt etmiş, adaleti olabildiğince yıpratmış ve gözünü Türk Silahlı Kuvvetlerine kadar çevirebilmiştir
Ancak içinde yaşanılan güç koşullar, herkesin, her kesimden halkın gözlerinin daha da çabuk açılmasına neden olmuştur Ve olmaktadır!
Yapılacak iş, birleşmektir.
Cumhuriyetin değerlerini, Atatürk ilkelerini, ulusun çıkarlarını ve sosyal hukuk devletini savunma çizgisinde birleşmek Ve örgütlenerek, saf tutmak gerekmektedir.
Ve bu gereklilik, yaşadığımız koşullarda, asla ertelenemeyecek en acil zarurettir.