CHP Efeler İlçe Başkanı Polat Bora Mersin'in yazılı açıklaması şöyle:
AKP hükümetinin asgari ücrette getirdiği artış, ne yazık ki maaşı işçimizin cebine girmesine henüz daha 1 aydan fazla varken eridi gitti bile.
Market enflasyonu bir yana, ilimiz Aydın’da bile artık ikinci ürünü satmayan, satamayan marketleri görmeye, hatta kanıksamaya başladık.
Yukarı yönlü fiyat istikrarsızlığı, hem alım gücünü yok ediyor, hem de insanımızın ihtiyaçlarına ulaşmasına mani oluyor.
Bütün bunlar olurken, her yeni gün yeni bir ekonomik kriz milletin belini bükerken, vatandaşımızı stokçulukla bir AKP iktidarı akıl tutulmasının ne düzeylere ulaşabileceğini ortaya koyuyor.
Bakın daha günler önce çiğ süt fiyatlarına %45 birden zam geldi.
Üretici 2’ye, 3’e katlanmış maliyetleri nedeniyle adeta nefessiz kalmışken, “bir parça ferahlar mıyım acaba?” dedi. Ama o günden bu güne dahi maliyetlerine gelen zam %50’yi geçti bile.
Marketlerde ise artık 10 liradan aşağı süt bulmak neredeyse imkânsız oldu. Peynire, yoğurda ise şöyle uzaktan bakıp geçiyor vatandaşımız. Eskiden küçük dilimlerle alabildiği beyaz peynir bile alışveriş filesinden çıktı.
Eskiden vatandaş içine çıkamayıp, yalnızca parti üyeleriyle yaptıkları toplantılara, şimdilerde parti üyelerini dahi çağıramıyorlar. Üç beş yönetici toplanıp bir birlerini ağırlıyorlar. Yok! Ne vatandaşa, ne parti üyelerine ağızlarını açıp söyleyebilecekleri tek bir kelime dahi yok.
İki üç günde bir ekonomimizi getirenlere sorumluluklarını hatırlatmak adına yaptığım her açıklamada döviz karşısında paramız, cebimiz, varlığımız %10-15 erimiş oluyor. Ülkemiz tarihinde hiç yaşamadığımız türden bir krizi başımıza musallat eden AKP, bırakın bu krizden çıkarmayı krizi durduramıyor bile. Aydınlı ekmek kuyruğunda bekleyen amcam, biraz olsun indirimli bir şey bulabilir miyim diye market market gezen teyzem, AKP vekillerini zerre kadar ilgilendirmiyor.
İlgilendirmiş olsa, inanın içlerinden birisi bile olsa çıkar der ki, “siyasi ikbal de bir yere kadar, millet bizim yüzümüzden kıtlıkla boğuşuyor, sorumluluğumu kabul ediyor ve bırakıyorum. Bu aziz milletimizden de af diliyorum.”
Ama nerde! Millet cefasını çeker, bunlar sefasını sürer.
Sabır, değerli hemşehrilerim sabır. Elbet sandığı getirmek zorundalar. Sonraları da ferahlamamız da çok yakın.