Magnesia su altında kaldı

Magnesia su altında kaldı

Aydın’ın Germencik ilçesi Tekin köyü yakınlarında bulunan ve 30 yıldır kazı çalışmaları devam eden Magnesia Antik Şehri bu yılda sular altında kaldı.
Taban suyunun yüksek olması dolayısıyla biriken yağmur suları altında kalan, M. 3. yüzyıla ait antik şehir adeta bir göl görünümünde. Yıllardır aynı sorunla karşı karşıya kalan antik kentin kurtarılması için Kültür Müdürlüğü çeşitli çalışmalar yürüteceğini açıklamasına rağmen sorun bir türlü çözülemedi.
Aynı manzarayı önceki senelerde de yaşayan antik kent için bu durumun sona ereceği belirtilse de hemen hemen her yıl aynı akıbete uğruyor. Magnesai Antik Kenti, tarihte önemli olaylara sahne olduğu için olaylar şehri olarak anılıyor. Antik şehir, en çok MÖ 3. yüzyıla ait Artemis ve Zeus tapınaklarıyla biliniyor. ArtemisTapınağı ve Artemis Sunağı, portikolarla çevrili kutsal alanın ortasında yer alıyor ve doğusundaki kutsal kapıyla agoraya bağlanıyor. Artemis’ın, Anadolu’nun en büyük dördüncü tapınağı olduğu belirtildiği Magnesia da kazıların ne zaman sona ereceği ve antik kentin sular altında kalmasının ne zaman biteceği bilinmiyor. Yıllardır yağmurların yoğun yağdığı dönemlerde sular altında kalan Magnesia Antik Kenti’nin durumu için Aydın Valiliği Aydın İl Kültür Müdürlüğü yıllar önce Aydın Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na çözüm götüreceklerini açıklamışlar ancak bir sonuç alınamamıştı.
MAGNESİA ANTİK KENTİ
Magnesia, gönül rızası ile Büyük İskender’le birleşene kadar (İ.Ö.334) Perslerin yönetiminde, daha sonra da onun komutanları tarafından kurulan Hellenistik dönem krallıklarından, önce Seleukos krallığının (İ.Ö. 240), daha sonra da Bergama krallığının (İ.Ö. 189) hâkimiyetindeydi. Bu yıllar kentin en görkemli dönemleriydi. Kent, Priene, Ephesos, Tralleis üçgeni arasında ticari ve stratejik açıdan önemli bir konumdaydı. Bu yıllarda Miletos ile yaptığı savaşı kazanan Magnesia’nın, sınırlarını Miletos ile komşu olacak şekilde Hybandos nehrine kadar genişlettiğini yine bir yazıttan öğreniyoruz. İ.Ö. 133 yılında Bergama krallığının vesayet yoluyla Roma imparatorluğuna bağlanmasıyla Magnesia da Asia eyaleti olarak adlandırılan Anadolu’daki Roma kentlerinden biri haline geldi. İ.Ö. 87 yılında Pontus kralı 4. Mithradates’e direnerek, Roma’ya bağlılığını kanıtlayan kenti Sulla bağımsızlıkla ödüllendirdi. Roma döneminde Magnesia’nın nüfusu daha da artmış ve kent, sur sınırlarının dışına taşıp Gümüşçay’ın karşı kıyısında da yayılarak genişlemiş olmalıdır. Magnesia’nın kendisini 3. Gordianus (İ.S. 238-244) dönemine ait bir sikke üzerinde Asia’nın 7. kenti olarak nitelendirmesi belki de bu büyümesiyle bağlantılıdır. Magnesia’nın bu görkemi 262’de Ephesos ve Priene gibi Gotlar tarafından yakılıp yıkılmasıyla sona ermiş gibi görünüyor. Kent, İ.S. 620-630 yıllarında Pers kralı II. Hüsrev’in (591-628) ordularının akınlarına karşı koymak üzere Artemis kutsal alanı çevreleyen surun içine çekilmişti. Magnesia 12. yüzyılda bir Bizans kenti ve piskoposluk merkezi olarak geçmektedir. Kentin 1300’lerden sonra Aydınoğulları Beyliği’nin hâkimiyeti altına girdiği, daha sonra karşılaştığı nehir taşkınlarının getirdiği hastalıklar sonunda da terk edilmesiyle ortadan tamamen kalkmış.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GENEL Haberleri