Bu bir eleştiri yazısıdır.
Eleştiyi üzerine alacak kurum yada kişiler açıkça belirtilmiş, imaya yer verilmemiştir.
Bizler Karadenizliler Derneği olarak, her zaman iyi niyetimizi her şeyin üzerinde tuttuk. Yola çıkarken sloganımız Karadeniz halkını Ege halkına katmak, iç içe olmayı başarabilmekti. Sökenin sorunları için biz de varız dedik. Sosyal aktivitelerden geri kalmadık. Kermesler düzenleyip Sökemizin gözbebeği fakültemize destek çıktık. Geziler düzenledik, sadece Karadenizliler değil, Sökelileri de dahil ettik. Şenlikler düzenledik, herkesin eğlenceye doyduğu organizasyonlar yaptık. Ama bir türlü haber niteliği yakalayamadık.
13 Mayıs Pazar günü, Ovacık yaylasında on birincisini düzenlediğimiz şenliklere, Kaymakamımız geldi, milletvekillerimiz geldi, civar belediyelerimizin belediye başkanları ya da belediye başkan yardımcıları geldi, ilçe yönetimleri geldi ama basınımız anneler günü olduğu için, mekan uzak olduğu için, bir tek Pazar günleri olduğu için gelemedi. Onbirincisini düzenlediğimiz yayla şenliklerinin bir tanesine dahi belediye başkan yardımcılarımız gelemedi. Davutlar Belediyesi telefonla arayıp çiçek ve tebrik mesajı gönderirken, bizim belediyemiz bir tebriği, bir çiçeği, bir jesti yerine getiremedi. Oysa biz Karadeniz flamalarının yanına Söke flamalarını asarken, yanımızda Sökeli yetkililer görmek istediğimizi anlatmaya çalıştık. Ege halkıyla iç içeyiz dedik, Giritliler Şenliğine kutlama mesajı bile gönderdik. Ayrı bir tavır göstermedik, ayrı bir kurum olmak istemedik, her türlü organizasyonun içinde olduk ama basına bir türlü haber niteliği sezdiremedik.
Bu böyle olmaz, olmamalı..
Biz Türkiye çapında birlik beraberlik atmosferi yaratmaktan bahsederken, daha ufacık bir kaynaşmayı sağlayamıyorsak, söylenenlerin hepsi laftan ileriye gitmez.
Ben bir belediye başkanı olsaydım, bölgemde yaşayan ve kendilerine özgü ama kendilerinden büyük etkinliklere imza atan bir potansiyel topluluğun etkinliğine giderdim. Gidemesem bile, Karadenizli olmalarına rağmen daha çok Söke diyen bir derneği bir çiçek, bir mesajla mutlu ederdim. Ben bir belediye başkan yardımcısı olsaydım, bir davete icabet eder, en azından kaile alır bir mesaj gönderirdim. Ben bir basın mensubu olsaydım, haber çokluğundan şikayet etmez, hem anneler gününü hem Karadenizliler Şenliklerini haber yapabilirdim.
Ancak ben hem Cumhuriyet Halk Partisi yönetim kurulu üyesi olarak, aynı gün partimde gerçekleşen seçime katılıp oy kullandım, hem Karadenizliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyesi olarak, organize ettiğim şenliğe katılıp misafirlerimi ağırladım, hem de bir basın mensubu köşe yazarı olarak, oturup yazımı yazdım ve inanın hiç yorulmadım.
TRT, Karadeniz kanalları kalkıp haber yaparken ait olduğum basına soruyorum; gerçekten iki satır yazmaya değmez miydi? Trabzondan, İstanbuldan, İzmirden sanatçılar, yöneticiler, başkanlar gelebilirken, içinde yaşadığım ilçeye soruyorum; mesafe gerçekten size uzak mı geldi?