Kuraklık kabus gibi

Ülkemizde de yaşanan küresel ısınma, özellikle Ege Bölgesi’nde ve Aydın’da ciddi şekilde hissedilmişti.

Gerçek Gazetesi YILMAZ ÖLMEZ ÖZEL HABER Kuraklığa bir de yağmurların yağmaması eklenince Aydın İlinde A’dan Z’ye tüm tarım ürünleri zarar gördü, ciddi derecelerde verim kaybı yaşandı. Kuraklık yaz meyvelerinden olan inciri de vurdu. Yüzde 60-70’lere varan ürün kaybı sadece üreticiyi değil, esnafı da vurdu. Aydın’ın ilçelerinde kuraklık durgunluğu yaşanıyor. Durum Söke’de de aynı, Nazilli’de de aynı. İncirliova Ziraat Odası Başkanı İhsan Ayaydın ve İncirliova Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Hamitler Köyü Muhtarı Mehmet Atar üreticide para olmadığı için, çarşı-pazarda da yaprak kıpırdamadığına dikkat çektiler. Kuraklığın İncirin yanı sıra, yeşil zeytin üretimini de etkilediğini söyleyen Ayaydın, “Maalesef kuraklık nedeniyle İncir ürünü çok az, yeşil zeytinde zaten yok yılı yaşanıyor ve bir de bu yıla kuraklık eklenince, üretici yemeklik zeytinini dahi elde edemedi. Tüccarda para yok, Üründe az olunca kuraklığın etkileri pazarlara yansıdı. Sadece zeytin ve incir değil tabii ki, pamuk üreticisi de dar boğazda. Bu yıl rekolte tabana vurdu. Bir de dolarda düşük kur’un devam etmesi, bizi iyice çıkmaza soktu. Türkiye dışarıdan pamuk ithal ediyor. Biz bir kilo pamuğu 1 lira 30 kuruşa mal etmemize rağmen, maalesef bu değerden satamıyoruz. Dışarıdan pamuk ithal ediliyor. Dolar düşük olduğu için dışarıdan ucuz mısır ve buğdayda ithal ediliyor. Hal böyle olunca da ülkemizde mısırın fiyatı düştü. Bu nedenle de çiftçinin cebine giren para azaldı. Türkiye, Rusya, Ukrayna, Amerika ve Avustralya gibi mısır üreten ülkelerden ithalata başladı. Türk çiftçisi iyice fakirleşti. Bu durumda çarşıya, pazara olumsuz yansıdı. Hele hele ekonomisi tarıma dayalı olan Aydın ilinde çiftçi bitkisel hayata girdi” dedi. İncirliova Ziraat odası yönetim kurulu üyesi ve Hamitler Köyü Muhtarı Mehmet Atar, “Ziraat Odası olarak tek tek köylerimizi gezdik. Kimi köylerimizde yüzde 70, kimi köylerimizde de yüzde 90’a varan ürün kaybı yaşandığını tespit ettik. İncir ve zeytin üreticisinin tek geliri bu ürünlerdir. Fakat ürün olmayınca çiftçi ve köylümüzde parasız kaldı. Devlet çiftçi ve köylünün çeşitli kalemler altında desteklendiğini söylüyor. Fakat küçük çapta üretim yapan çiftçi ve köylülerimiz bu desteklemelerden hiçbir fayda görmüyor. Kazanan bin dönüm, iki bin dönüm arazisi olan büyük ağalar oluyor” dedi. Çiftçi ve köylü kazanamadığı için esnafında işlerinin durgun olduğu dikkat çekiliyor. Pazara alışverişe çıkan vatandaşların sadece sebze-meyve gibi temel ihtiyaçlarını temin etme çabası içerisinde olduğu dikkatlerden kaçmıyor. ÇİFTÇİ BORCUNU BORÇLA ERTELİYOR! Küresel ısınma Ege Bölgesi’nde tarım sektörünü olumsuz yönde etkileyince, A’dan Z’ye tüm tarım ürünleri zarar gördü, üretici ürününü kaldıramadı. Kuraklıktan en çok zarar gören illerin başında gelen Aydın’da bir de barajlarda sulama suyu tükenince, üretici ağustos başında susuz kaldı, Büyük Menderes havzasındaki 1 milyon dönüm ekili arazi sulanamadı. Hal böyle olunca da üreticinin elde ettiği ürün masrafını dahi karşılayamadı. Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve piyasalara borcu bulunan çiftçi ve köylülerin bu borçlarının bir yıl süreyle ertelenmesi için Aydın Ziraat Odaları Başkanları sık sık başkent Ankara’ya giderek Tarım ve Köy İşleri Bakanı ile Aydınlı Milletvekillerinin kapılarını aşındırdı. İncirliova Ziraat Odası Başkanı İhsan Ayaydın çiftçinin Ziraat Bankası’na olan borçlarının bir yıl süreyle ertelenmesini istediklerini, ancak olumlu yanıt alamadıklarını açıkladı. Ayaydın, “Çiftçimiz bu borçların anaparasını bir yıl süreyle ertelenmesini istiyordu. Bir yıllık gecikme faizini de ödemeye hazırdı. Fakat başkent Ankara bu isteğe yanıt vermedi. Hal böyle olunca da Çiftçimiz takas usulü borcu borçla erteleyebilmek için başka bankaların kapısına dayandı. Sadece İncirliova Ziraat Odası’na her gün onlarca çiftçimiz gelerek Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olduğunu ibraz edebilmek için bizden ÇKS belgesi alıyor. A bankadan kredi çeken üreticimiz, o parayla Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını kapatıp, yine bu bankadan 1 yıllığına kredi çekiyorlar” dedi ÇKS belgesi için Ziraat Odaları’na yığılan üreticiler, “Maalesef çiftçimiz 2000 yılından bu yana kan kaybetmektedir. Çiftçi ana sermayesini kaybetmiş, tamamen banka kredileriyle ayakta durmaya çalışmaktadır. Çiftçi tarlasından, bahçesinden kazanmadığı için sürekli banka kapılarını aşındırmıştır. Tarlamda 1 ton civarında pamuk var. Fakat toplatamıyorum. Pamuk fiyatı düşük olduğu için satacağım ürün, toplama masraflarını dahi karşılamayacak. Biz tarımdaki girdilerin aşağıya çekilmesini istiyoruz. Dünya’da en pahalı mazotu, gübreyi ve zirai ilacı Türk çiftçisi kullanmaktadır. Kısacası kazancımız giderlerimizi dahi karşılamaz duruma gelmiştir. Türk çiftçisi 2000 yılından bu yana sürekli borç erteler hale gelmiştir” dediler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ÇEVRE Haberleri